Sabah uyandığımda tek algılayabildiğim boğaz ağrısıydı. Ağlamaktan olmuştu, gözlerim de yanıyordu. Sanırım dün gece bir kriz geçirmiştim. Yatağımın yan tarafına baktım. Boş. Baran gitmiş olmalıydı.
Annem gelinceye kadar yatmaya devam ettim. İçeri girdiğinde temkinli duruyordu. Endişeli hali artmıştı sanki.
"Nasılsın kızım? Kahvaltı etmek ister misin?"
"Sadece boğazım ağrıyor. Kahvaltı edemem sanırım."
"Bir ıhlamur iyi gelir sana. Hemen yapayım ben."
Cümlesini bitirmeden dışarı çıkma hamlesinde bulununca ağlamak üzere olduğunu düşündüm. Dün gece yeteri kadar ağlamış olmalıydım, duvara boş boş baktım sadece.
Annem ıhlamur getirdi ve çıkmak için arkasını döndü. Ama bir işim vardı.
"Anne."
"Efendim Derin?" Anında geri dönüp sordu.
"Dün gece yanıma Baran geldi ama bir şey demediniz."
Annemin yüzündeki şaşkınlık ifadesini gördüm. Saf şaşkınlık. Aniden, saçma bir şüpheye düştüm.
"Ba-Baran mı?"
Kekelemesini duyunca şüphem yerini korkuya bıraktı. Hayır. Olamaz.
"Dün gece yanınızdan geçip geldi, değil mi?"
"Derin-
"Kapımı açıp içeriye girdi ve benimle oturdu anne!"
Korku. Gözlerinde apaçık bir korku oluşurken, saçma şüphem iyice saçmaladı. Dün gece Baran gelmemiş olabilir miydi?
"Derin, kızım- Dün gece kimse gelmedi, rüyanda gördüysen-
"Rüya değildi. Gerçekti."
"Biz salondaydık, kimse gelmedi, ayrıca gece kalkıp üstünü örttüğümde kimse yoktu Derin!"
Hayır. Baran gelmişti işte. Pencerelerimi soğuk geldiği için çeşitli yöntemlerle kapatmasalardı pencereden geldi diyebilirdim. Hayal etmiş olamayacak kadar gerçekçiydi.
"Dün gece çok ağladım, onu duydun mu?"
"Evet, ama yanına geldiğimizde kimse yoktu, tek başına ağlıyordun." Dudakları titredi ve ağlayacak halde olduğunu gördüm. Enkaz. Tartışmanın anlamı yoktu, hemde hiç.
"Tamam anne, sanırım sadece bir hayaldi. Ihlamur için teşekkürler. "
O rahatlamış halde ayağa kalkıp odamdan çıkarken, düşünüyordum.
Hayal değildi. Ben hayalperest bir insanım, şunu biliyorum ki hayaller gerçekçi olabilir ama gerçek olmaz. O an onu istediğim için geldi desem, sarılamayacak kadar hayali olurdu. Ihlamurumu içtim. Nasıl olmuştu peki? Kafamda bunu nasıl uydurabilmiştim?
****
38. Erken geldiğim için sıra numaram küçüktü. Psikoloğu bekleyememiş, hayalden iki gün sonra randevu almıştım. Hayal mi değil mi derken bir kaç yerde daha Baran'ı görmem, burayı gerekli hale getirmişti.
Numaram yanıp söndüğünde hızlıca yürüyüp içeri girdim.
Hülya Hanım gülümsedi, karşılık vermeden yakınındaki koltuğa oturdum.
"Bir sorunum var."
"Dinliyorum. "
"Hayaller görüyorum, gerçek gibi hayaller. Hayal olduğunu kabul edemediğim şeyler. "
Kaşları havaya kalktı. "Biraz daha bahset."
"İlk defa ağlama krizine girdiğim geçen gece, sevgilim yanıma geldi. Odama girdi ve yanıma oturdu. Her şey normaldi fakat sabah annem hiç kimsenin gelmediğini, tek başıma ağladığımı söyledi."
"Bu sadece bir tane. Başka gördün mü?"
"Evet. Hayal mi yoksa gerçekten geldi mi diye düşünürken bir kaç kez yanıma geldi, korkmaya başladım ve randevu aldım."
"Pekâlâ." Dolabından bir dosya çıkardı ve kâğıtlara baktı. Kalemle bir şeyler yazdı ve bana geri döndü.
"Bana ilaçlarının adını verebilir misin?"
Hepsini söylediğimde başını salladı.
"Artık mor kutulu olan ilacı kullanma. Sana yan etki yapmış." Kaşlarımı çattım. O da devam etti. "Tamam, açıklıyorum."
Derin bir nefes aldı. "Bazen, kötü zamanlarda, beynimizin kontrolü zorlaşır. Fikirlerimiz değişebilir, karakterimiz, huylarımız, zevklerimiz ve hobilerimiz bile değişebilir. Kontrolsüz davranabiliriz, unutkanlık yaşayabiliriz. Bu saydıklarım normal tepkilerdi. Ama esas sakıncalı olan, olmayan şeyleri olmuş gibi düşünmek."
Başımı salladım. Bana bir kez daha baktı ve devam etti. "Sen şu an gerçekten zor zamanlar yaşıyorsun ve dediklerim senin için olabilecek şeyler. Sakıncalı olanlar seyrek olur, ama sen bu ilacı da kullandığın için durumunu kötüleştirmiş. Yan etkileri arasında bu da var. Ama daha başlangıç seviyesinde gelmen iyi olmuş. Birini yanında görmek çok basit bir durum. Daha ağır vakalar da oluyor. Kişi vefat etmiş bir akrabasını canlı görüyor. Bunu biz de rüyamızda yaparız ama uyarınca her şeyin bittiğini biliriz. Kişi bunu ayırt edemiyor ve ölmemiş olduğunu herkese söyleyebiliyor. Başka bir ağır vaka ise etrafındakileri tanımamak. Aileni yabancı bulabilirdin. Ama senin durumun gerçekten basit ve anlaşılabilir. Çok özlediğin birisini görmek mantıklı bile. Bu ilacı bırakırsan bu his geçecek ve normale döneceksin. Ayrıca şöyle ek bir bilgi de vermek gerekirse, buraya gelmeyip ilacı bir ay daha kullansaydın şizofren ya da alzheimer olabilirdin. Çünkü bu hastalıklar bu hissin ilerlemiş hali anlamına geliyor. Eh, iyi ki geldin, başka bir sorunun olursa yine gel."
Vay canına. Gelmekle aklımı korumuştum resmen. İlacı olduğu gibi çöpe atacaktım. Ayağa kalktım ve Hülya Hanım'a sarılarak teşekkür ettim. Kapıdan çıkarken ona dönüp gülümsedim. Hastanenin bahçesindeki çöp kutusuna ilacı attım ve eve gitmek için otobüse bindim.
Eve geldiğimde telefonuma gömüldüm. Hiç oynamadığım oyunları açıp oynadım. İnternetimi açıp Whatsapp'a baktım. Mesaj gelmemişti. Hayır. Ada'dan bir tane vardı.
"Derin. Bizden bir şeyler saklamana gerek yok. Yarın buluşalım."Ne? Ne diyordu bu?
Upuzuuun bir aradan sonra yine sizlerleyim sevgili okurlar sjdkekkf
Liseye başlamak hikayeyi kesinlikle yavaşlattı. Yorumlarınız oylarınız çoook önemli :D 12,9 K dayız sanırım 13 K olucaz inş. İyi okumalar :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı
Novela JuvenilFarklı bir çocuk. Farklı bir kız. Farklı bir dünya. "Hikayemiz sıradan başladı, hatta biraz klişe. Birbirimize aşığız, mutluyuz. Ama çoğunluğun iyiliği için, her şeyi değiştirmeliyim. Bu mutluluğun devam etmesi için. Beni affet. Seni seviyorum." Ka...