Kampta olaylar-17

894 35 5
                                    

Herkes kulübesine dönmüştü. Dinlenmek için iki saat süre verilecekti, sonra meydanda büyük mangal yapılacaktı. Hava biraz kapalıydı, yağmur yağmasını istemezdim. Odamıza dönmüştük ve vişne suyu -vişne reçeli kadar severim!-  içiyorduk. Ben kitap okuyordum. Birden aklıma gelen bir fikirle sarsıldım.

"Ada."

Bana doğru döndü. "Nooldu?"

"Baran'ın yarasını revire göstermeliyiz."

"Gerek var mıı yaa?"

Ne? Ne diyordu bu? Ve neden böyle yayık konuşuyordu? "Evet. Hemde çok gerek var. Yarası ciddi bir durumda. Onu sende gördün. "

"Ah, evet gördüüm. Hiç önemlii değildii kii."

Başımı okuduğum yerden ayırdım ve saçmalayan Ada'ya baktım. O da bana bakıyordu,  gözleri yamuk bakıyordu sanki. Ayağa kalktım. Gözlerini benden ayırmamıştı fakat sanki tam odaklanamıyordu. Şüphelerim iyice artarken yanına gittim.

"İyi misin? Meyve suyun bitti mi?"

"Eveet, iyiyiiim.Bitmedi galibaağ." dedi ve bardağı bana uzattı. Ardından hafif aşağı kayıp yatağa uzandı.

Bardağı aldım ve içine baktım. Baya içmişti. Sonra düşündüğümün doğru olmamasına dua ederek, sıvıyı kokladım.

Lanet olsun. Haklıydım. Vişne kokmuyordu. Şarap olabilirdi. Kıvamı benziyordu sanki. -Özgür sayesinde böyle şeyleri biliyordum- Ada'ya baktım. "Bunu nerden aldın?"

"Yiaa, birlikte buzdolabındaan aldıık, oof."

Sormam gerekiyordu. "Hangi katından aldın? Ada!" Gözleri düşüp ağzı açılırken şaşkınlıkla baktım. Birden doğruldu ve yan taraftaki çöp kutusunu alıp başını eğdi. "Ada! Ne olu-" O çöp kutusuna oluk gibi kusmaya başlarken geriledim. Midem bulanmazdı ama etraf kirlenmemeliydi.

"Ada! Tuvalete gitmeliyiz!"

Kusmaya ara verip başını salladı ama dayanabileceğini sanmıyordum. Ayağa kalktı.  Koluna girdim ve hızlı adımlarla tuvalete gittik. Klozetin dibine çökmesiyle kusmaya başlaması bir oldu.

Ne kadar kustu bilmiyorum. Bittiğini hissettiğimde o lavaboda ağzını yıkıyordu. Ama görüntüsü hiç iyi değildi.

"Özgürlere gidelim."

"Uff, iyiii." Ne kadar sinir bozucu olsa da aldırmadan koluna girdim. Önlem olarak çöp kovasını da aldık. Bir anda aklıma geldi ve odadan bardağı da aldık. Ardından kulübeden çıktık.

Telefonumdan Özgür'ü aradım. Odalarına geleceğimizi söyledim.

Kulübelerine yaklaşırken Özgür dışarı çıktı. Bizi gördü ve gülerek gelirken yüzü dondu.

"Ne? Ada'ya ne oldu?"

"İçeride anlatırım, koluna gir."

"Sen ne yakışıklısın öyleee." Özgür kaşlarını kaldırırken istemsizce kıkırdadım.

Odalarına girdiğimizde Baran yatağına uzanmış telefonuyla uğraşıyordu. Bizin görünce ayağa kalktı. O kaşlarını kaldırırken bizde Ada'yı Özgür'ün yatağına koyduk. Koyduğumuzda biraz çırpındı ama sonra arkasını döndü ve öyle kaldı. Önüme döndüm.

Benden bir açıklama bekleniyordu.

"Biz vişne suyu içiyorduk. Ortak buzdolabından almıştık. Ben alıp odama gitmiştim. Ada da arkamdan gelmişti. Sanırım başkasının getirdiği yanlış bir şeyi aldı. Fena sarhoş. Saçmaladığında anladım. Gelirken acayip kustu. Bu da içtiği şey. Sanırım şarap ama ben tam bilemem."

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin