Wattpad'de kendini belli etmese de, hikayemi sürekli okuyan Sena'ya gelsin bu bölüm: senaameric
Gözüme vuran güneş ışığı yüzünden uyandım. Ama gözlerimi açmadım. Karnımdaki ağırlık neydi öyle? Ya yatağın diğer tarafının çökmesi? Gözlerim hızla açıldı ve Baran'la burun buruna geldim. Kolunu karnımın üzerine atmıştı.
Tabi ya. Birlikte uyumuştuk. Hemde ben kabul etmiştim! Yanaklarımın ısındığını, muhtemelen kızardığını hissettim. Hafifçe kollarının arasından çıktım. Baran biraz kıpırdandı ve göz kapakları titreşti. Ne olur uyanmasın. Sabahları çok korkunç oluyordum. Hızla yataktan kalktım ve ortak banyoya gittim. Lavaboda yüzümü yıkadım, saçlarımı şöyle bir toplayıp aynada kendime baktım.
Hey. Kötü görünmüyordum. Saçlarım birbirine girmemişti. Yanaklarım hafif kızarıktı. Ve bu bana yakışmıştı. Gözlerim her zamankinden daha açık yeşildi sanki. Ve parlıyordu.
Baran. Onunla uyuduğum için miydi bu? Gülümsedim ve odaya geri döndüm.
Baran uyanmamıştı. Saate baktım. Kahvaltıya daha vardı ama uyanmalıydı. Yanına oturdum.
"Baran. Hadi uyan." dedim ve biraz dürttüm.
Tamam. Öperek uyandırmamı beklemeyin. Zaten birlikte uyumamızın utancındaydım. Dün gece Derin gitmiş, yerine arsız bir kız gelmişti heralde.
Baran biraz huysuzlandı ve gözlerini araladı. Hafif gülümsedim. O ise kocaman sırıttı. Biraz piç smile duruşuydu sanki.
"Günaydın domates. Öpersin sanmıştım."
Gözlerim kocaman oldu. "Ne?"
"Hala utanıyorsun sen." Gülümsemiyordu.
"Huyum bu. Utangaç biriyim."
"Dün gece teklifimi kabul ederken böyle değildi ama." dedi ve tekrar sırıttı.
Sanırım domates değil patlıcan olmuştum. Trip atmaya karar verdim. Haketti.
"Memnun değildin heralde." dedim ve nedensizce kendi yatağıma gidip telefonumu elime aldım. Çaktırmadan ona baktım. Mal gibi kaldın dimi hıh. Kezban Derin. Sen karışma iç ses.
Telefonda salak salak durmamak için Özgür'e mesaj attım.
-Ada uyandı mı?
Cevap gelmedi ve bende Pou'yu açtım. Tam yıkıyordum ki, telefonum elimden alındı.
"Ne oluy-
Baran telefonumu cebine koydu. Boş boş baktım.
"Geri ver."
"Bana trip atma Derin."
"Telefonumu ver."
"Pou mu ben mi?"
"Telefonumu- Ne?" Gıcık etmeye karar verdim.
"Zor bir soru sordun. Kararsız kaldım."
Oha. Çocuk bildiğin yıkıldı. Gözlerinden ve omuzlarının çöküşünden belli ediyordu. Dalga geçiyordum ben ya.
"Ya." dedi ve telefonumu uzattı. Arkasını döndü ve yatağı toplamaya girişti. Bir dakika. Yatağı toplayıp kapıya yöneldi.
MAL DERİN ÇOCUK GİDİYOR LAN KIPIRDA BİRAZ!İlk defa iç sesime teşekkür ediyorum.
Ayağa fırladım. "Baran!"
Arkasına bakmadı. Koşup koluna yapıştım ve önüne geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı
Teen FictionFarklı bir çocuk. Farklı bir kız. Farklı bir dünya. "Hikayemiz sıradan başladı, hatta biraz klişe. Birbirimize aşığız, mutluyuz. Ama çoğunluğun iyiliği için, her şeyi değiştirmeliyim. Bu mutluluğun devam etmesi için. Beni affet. Seni seviyorum." Ka...