Çıkışta Ada'yla buluşup kampı konuştuk. Ayrıntıları küçük broşürlerle bize aktarmışlardı. Bizde dersten çıkınca ön kayıt yaptırmıştık. Yolculuk bilgilerimizi, oda numaramızı kulübemizi biz e-mail atacaklardı. Kamp Uludağ'ın eteklerinde olacaktı, kayak için zirveye çıkacaktık. Küçük kulübeler vardı, on kişilik kapasiteli, iki kişilik beş odası olan, bu şirin evlerin fotoğraflarını broşüre koymuşlardı. Ada kesinlikle gidelim diyordu, bende tabii ki. Baran'la Özgür tam kanka olmuşlardı, aynı odada kalacaklardı.
İşin garip yanı, Ada'ya Kerem'den bahsetmemiştim. Şöyle yalnız kalıp o tepkisini görmek istiyordum. Halkın içinde çığlık atmamalıydı.
Servise doğru yürürken Ada ve Özgür' el salladım.
Baran benim servisteydi zaten. Bindim ve arka taraflara baktım. Gördüğüm boş yere oturdum ve çantamdan kulaklığımı çıkardım. Telefonumu da çıkarıp öylesine bir müzik seçtim. Kulaklığımı da takıp pencereye kafamı dayadım.
Servis hareket etmeye başladığında omzumda bir ağırlık hissettim. Başımı döndürdüğümde BARAN'IN omzuma başını koyduğunu gördüm. Yuh ya! Çocuk tamam çok tatlıydı ama yine de bu kadar olmaz yani.
Baran ona baktığımı görünce başını kaldırdı ve bana baktı.
"Acayip uykum var, sadece başımı koysam olur mu?"
Sana nasıl karşı çıkabilirim bebeğim?- Ya iç cadısı geri zekalısı, çok haklı olsan da, ayıp. Çocuk sadece mırladı. Sadece mavi gözleri düşmüş. Sadece saçları dağılmış. Sadece omzumda uyumak istiyor. Sadece biraz etkilendim.
"Ta- tamam."
Bana ufak bir sırıtıp başını omzuma koydu. Evim uzaktı, yaşasın! Başımı tekrar cama dayadım.
On dakikadır melek gibi uyuyordu. Tamam, ağzını sonuna kadar açmıştı ve azıcık salya vardı ama bence melek gibiydi. Biraz kafasını kaydırdığını hissettim. Omzumu hareket ettirerek düzeltmeye çalıştım ama-HOP! ÇOCUĞUN KAFASI KUCAĞIMDAYDI! Çocuk değil, Baran'dı hanny.
Hiiiç bozuntuya vermeden kendimi ayarladım ve camdan dışarı bakmaya başladım. İki saniye bakıp önüme döndüm. Yeterliydi yani. Gerçekten dayanamadım ve saçlarıyla oynadım. Ay! Benimkilerden yumuşaktı! Melek dedim ya işte. Ağzını kapatmıştı ve adam gibi uyuyordu. Lanet olsun ki eve yaklaşmıştık. Keşke kaza falan olsa yaa- ağzını hayra aç kız! Olsa fena olmaz ama yani denmez öyle.
Evimi gördüğümde Baran'ı dürttüm. Odun musun kızım??- ne yapayım be öpeyim mi? Te allam yarebbim.
Hafiften uyandı ve tam uyandı mı diye bakarken bir anda doğruldu. Töbest- neden yakındık ya? Geriye kaçtım ve o da adam gibi kalktı. Ben de çantamı omzuma takıp ayağa kalktım.
"Yarın görüşürüz. "
"Yastık için teşekkürler." dedi Baran ve gülümsedi. Ayy gamzeye baak- tamam neyse of. Ben de sırıttım ve servis durunca aşağı atladım. Baran camdan el salladı. Ben de ona el sallayıp eve doğru yürüdüm.
Eve geldiğimde ilk iş babama kampı anlattım. Birkaç soru sorduktan sonra izin verdi! Biraz çabuk olmuştu ama neyse. Ön kayıt yaptırdığımı söyledim. Ve odama çıktım.
Ada'ya babamın izin verdiğini mesaj attım. Ödevlerime baktım.
Saat on birde ödevlerim bitmişti . Bilgisayarımı açıp mail kutuma baktım. İşte!
KIZILCIK KAMPI
Sn. Derin Ayaz, otobüsünüz bu hafta cuma günü saat yedide kalkacaktır. Otobüs koltuk numaranız:17
Kulübe no:4
Oda no:3
Kalkış: Cuma 07.00 / Okul
Dönüş: Pazartesi 14:00 / Okul
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı
Teen FictionFarklı bir çocuk. Farklı bir kız. Farklı bir dünya. "Hikayemiz sıradan başladı, hatta biraz klişe. Birbirimize aşığız, mutluyuz. Ama çoğunluğun iyiliği için, her şeyi değiştirmeliyim. Bu mutluluğun devam etmesi için. Beni affet. Seni seviyorum." Ka...