Klişe-2

1.4K 73 12
                                    

"Okul bittikten sonra Starbucks'a gidelim mi?"

Ada'nın sesini duyunca ona doğru döndüm. Son teneffüsteydik.

"Bilmiyorum Ada. Yağmur'a söz vermiştim. Unuttuysa gelirim."

"Of, Derin. Ama gelmeye çalış olur mu? Gelemiyorsan da söyle şimdi. "

"Sen bir şeyler mi karıştırıyorsun yine? Bu kadar sorgulamazdın yoksa."

Gözlerini kaçırmadan bana baktı. Bu bakış,  -karıştırıyorum ama çaktırmıyorum canım- bakışı oluyordu. Sesimi çıkarmadım. Eninde sonunda öğrenirdim ne de olsa.

"Baran bizim sınıftaymış."

"Yaa." dedim ve umursamaz bir bakış attım. Gerçekten de umursamıyordum. Okulda birbirinden yakışıklı kişiler vardı. Ama hiç biri beni bu kadar düşündürmemişti. Of, yine onu mu düşünüyordum ben.

"Ada, çıkışta seninle geliyorum."

"Gerçekten mi? Harikaa! Kapıda seni beklerim ben." diyerek gereksiz bir tepki verdi. Kesin oluyordu bir şeyler. Zili duydum.

"Tamam Ada. Sana iyi dersler."

Koridorda yürürken Baran'ı sınıfımızın önünde gördüm. Kapıya yaslanmıştı. İtiraf ediyorum,  çok yakışıklıydı. Açık kumral saçları, gözlerinin üstüne düşüyordu. Seri bir hareketle tutamlarını önünden çekti. Bana doğru baktı. Gözleri maviydi. Çok güzel bir maviydi. Ama farklı bir havası da vardı. Genelde erkekler normal bakan ve sert bakan olarak ikiye ayrılırdı. Ama bu çocuk hem normal hem de sert bakıyordu. Tehlikeli olduğu halde yapmak istediğiniz bir şey gibiydi. Tüm bunları iki saniyelik bakışmada düşündüğüme inanamıyordum. Silkindim ve sınıftan içeri girdim.

Sıra arkadaşım olan Gökçe'yi aradım. Sabahtan beri yanımda oturuyordu, şimdi nereye kaybolmuştu bu! Çantası da yoktu. Oda bursluydu, kaçacak bir kız değildi. Aslında fazla önemsemiyordum, ama şu an merak etmiştim. Yine boşverip yerime oturdum. Ders geometriydi. Hoca içeri girdiğinde yanında birisi vardı. Defterlerimi çıkarırken yüzüne dikkat etmemiştim. Çekici bir ses duyunca kafamı kaldırdım. Eh, Baran olduğunu girince anlamıştım ama anlamak istememiştim. Hoca bize takdim etti.

"Çocuklar, arkadaşınız yanlış anlaşılmayla 11/A'ya yerleştirilmiş. Adı Baran Deniz. Kendisi okulumuza bugün geldi. Asıl yeri de 11/C. Arkadaşınıza bir hoşgeldin deyin bakalım!" 
Geometri hocası Ayşe Hanım, neden bilmiyorum ama arada böyle çocuk muamelesi yapabiliyordu.

Baran'ın bana bakıp azıcık sırıttığını gördüm. Neden olduğunu kestiremezken, tek boş yerin yanımdaki sıra olduğunu fark ettim.

Ah, ne kadar klişeydi! Ana karakter sabah birini görür hani, o yeni çocuktur, ve senin sınıfına gelir. Sonra ana karakter çocuğa aşık olur falan filan. Üstüne üstlük yanına oturur.

Baran hala bana bakıyordu. Yüzüne dümdüz bakmaya devam ettim ve kafasını çevirdi. Bende zaferle arkama yaslandım.

Hoca şımarıklığına devam ederek "Baran bak Derin'in yanı boşmuş. Çabuk otur da derse geçelim canım."

Baran hızlıca geldi ve oturdu. En azından sıralar tekliydi. Ona bakmamaya çalışarak bir dersi geçirdim. İyi tarafı, o da bana bakmıyordu.

Zile on dakika kala, hoca bizi serbest bıraktı. İstediğinizi sessizce yapın, zil çalmadan dışarı çıkmayın tarzı şeyler söyleyip sınıftan ayrıldı.

Çıktığı anda Baran bana döndü.

"Ben Baran. Gördüğün her çocukla o kadar bakışır mısın? "

Yerin dibine girmek deyimi tam da şu an istediğim şeydi. Acaba onu her gördüğümde bakışıyor muydum? Belki de bu tuzak bir soruydu.

"Seninle bakışmadım."

"Eh, tuzağıma düşmeyen sayılı kızlardansın."

"Demek ki her kıza soruyorsun." Laf soktuğumu düşünüyordum. Ama onun için yeterli değildi.

"Evet, soruyorum." şeklinde terbiyesizce cevap verdi.

Omuz silktim ve çantamı toplamaya başladım. 

"Hey." demesiyle ona tekrar döndüm

"Konuşmamı devam ettirmeyen ilk kızsın. Acaba-

"Her gördüğüm erkekle konuşmuyorum, o kadar." dedim ve çantamı omzuma asıp kapıya ilerledim. Ne çok konuşuyordu bu!

Beğendiyseniz oylarınızı esirgemeyin! :)

FarklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin