" Hikayeyi okuma listenize eklerseniz, yeni bölümlerden anında haberdar olabilirsiniz. Yorumlarınız ve Oylarınız benim için çok önemli. Lütfen beğendiğiniz bölümleri oylayınız, iyi ya da kötü yorumlarınızı eksik etmeyiniz. Şimdiden okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim, keyifli okumalar.. :)"
Deniz yolculuğundan sonra soluğu Soçi'de almıştım. Gemiden inmeden önce, gemi çalışanları binbaşı Ercan gibi bizi uyardılar. Bu bölgelerin diğer bölgelere oranla tehlikesi daha yüksekti. Eğer zombi görürsek kafasına sıkmamızı ya da kafasını kılıç benzeri bir şey ile vücutlarından ayırmamızı söylediler. Hepimize şans diledikten sonra bizi limana bırakıp, limandan ayrıldılar. 13 kişiydik. Ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk ve anladığım kadarıyla sadece bende silah vardı. Bu benim için bir avantajdı evet ama bu kalabalık grup arasında kalırsam benim için dezavantaja dönüşecekti. Üstelik sarjorun yarısı doluydu. Ordakiler ile vedalaşıp yola tek başıma devam etmeye karar verdim.
Gruptan ayrıldıktan sonra tedirginliğim ister istemez artmıştı. Fakat ortada ne normal insan, ne de zombi vardı. Sanırım bu olabilecek en iyisiydi. Yürümeye başladım. Her an karşıma bir ölü çıkar endişesi ile tedirgin ve temkinli hareket ediyordum. Silahım vardı evet ama daha önce hiç silah kullanmamıştım. Ayrıca yarım şarjör mermim vardı. Hiç yoktan iyi diye düşündüm ama ne olursa olsun, Moskova kent merkezine kadar asla ama asla idare edemezdim. Ayrıca bir araç bulmalıydım. Eğer bir araç bulursam, şansım da yaver giderse 1 gün, en fazla 1,5 güne Moskova merkeze varabilirdim. Ailem ne yapıyordu acaba? Defalarca aramama rağmen telefona cevap vermediler. Kendimi en kötüsü için hazırlamalıydım.
Yürümeye devam ederken kapısı açık, anahtarı üstünde bir araba gördüm. Hızlıca ve temkinli bir şekilde araca yaklaştım. Boştu. Hemen bindim, kontağı çevirdim ve 2. cevirmemde araba çalıştı. Bu beni oldukça mutlu etmişti. Fakat benzini bitmek üzereydi. Acilen benzin bulmam gerekiyordu. Ve tabii ki erzakta. Bu ümitle arabayi sürmeye başladım ve yine şansım yaver gitmişti. Yaklaşık 5-6 dk ilerledikten sonra bir benzin istasyonu buldum. Harabeye dönmüştü ama oldukça is görür haldeydi. Etrafı kolaçan ettikten sonra ilk işim benzin doldurmak oldu. Daha sonra markete girdim. Burada çantalar vardı. Hemen doldurmaya başladım ve yaklaşık 3 çanta erzak aldım. Hızlıca araba geçtim. Tam arabayi çalıştıracakken durdum. Yedek benzine ihtiyacım olabilirdi. Hızlıca tekrar markete girdim. Bidon bakınırken birden arkamda bir hırıltı sesi duydum. Hızlıca döndüm ve 3 zombinin market girişinde yaklaştıklarını fark ettim. Hemen silahı için elimi belime attim fakat lanet olsun silahı almayı unutmuştum! Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve zombiler bana yaklaşıyordu. Hemen sağa sola bakınmaya başladım. Burası bir benzin istasyonuydu ve kasanın olduğu yerde silah olabilirdi. Hemen kasaya yöneldim ve bakınmaya başladım. Evet, işte hemen buradaydı, kasanın altında. Hemen ıskalamamak için zombilere yaklaştım ve birinin kafasına sıktım. Olduğu gibi yığıldı. 2. zombinin de kafasına sıktım. 3. zombiye sıktım fakat, mermi bitmişti. Sadece iki mermi vardı. Hemen kasaya koşup mermi aramaya başladım. Zombi ile aramızda 3 metreden az bir mesafe vardı ve mermi felan bulamıyordum. Buradan çıkmam lazımdı. Önümde duran kasayı aldığım gibi zombiye fırlattım. Yere düşmesini fırsat bilerek arabaya doğru koştum. Silahı alıp tekrar zombiye doğru döndüm fakat benzinliğin arkasından zombiler geliyordu. Üstelik 3-5 tane de değil. Tahminimce 3 düzine zombi Bu lanet olası şeylerin sese duyarlı olduklarını söyleseydiler keşke. 6 mermim vardı ve burada harcamaya hiç niyetli değildim. Hemen arabaya bindim, kontağı çalıştırdım ve hızlıca oradan uzaklaştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
III. Dünya Savaşı: Zombilerin Çağı
Siêu nhiênHer şey Amerika'nın başının altından çıktı. Bu lanet virüs Dünyanın % 87'sini ele geçirmiş durumda. Tanrı yardımcımız olsun..