Kitap 3 : Bölüm XI- Zorlu Yolculuk

142 8 5
                                    


     " Hikayeyi okuma listenize eklerseniz, yeni bölümlerden anında haberdar olabilirsiniz. Yorumlarınız ve Oylarınız benim için çok önemli. Lütfen beğendiğiniz bölümleri oylayınız, iyi ya da kötü yorumlarınızı eksik etmeyiniz. Şimdiden okuduğunuz için hepinize teşekkür ederim, keyifli okumalar.. :) 


      Çok az kaldı. Ece'ye ulaşmama, onu kollarıma almama çok ama çok az kaldı. Tek dayanağım, tek güçlü kalma sebebim o. Beni gördüğünde nasıl dehşete düşeceğini ve nasıl sevineceğini tahmin bile edemiyorum. Rurikle oynadığımız küçük oyundan dolayı oldukça kızacak bana, kandırılmış ve aldatılmış hissedecek ancak böyle olması gerekti. Aşı'nın işe yarayıp yaramayacağını bilmiyorduk. Eğer benim aşılanıp zombilerin arasına bırakılacağımı bilseydi buna asla müsaade etmezdi. Üstelik içinde yıllar yılı sürecek bir ümit olacaktı. Her sabaha "Acaba Vladimir geldi mi?" ümidi ile uyanacaktı. Bunu ona yapamazdım. Bu yüzden beni ölü bilmesi en doğrusu olacaktı. Eğer aşı işe yaramamış olsaydı ya da eğer bir sebepten dönemeseydim, onun için değişen hiçbir şey olmayacaktı. O benim yerimde olsa o da aynısını yapardı. Bu sebeple başta bana kızacak evet, ancak zamanla anlayacak beni. 


     Bugün hava çok güzel. Bulunduğum bölge şehir merkezinden biraz uzak. Bu sebeple daha rahat davranıyorum. Üzerimde erzak bile var. Ara ara çevrede zombi olmadığına emin olup kısa koşular yaptığım oluyor. Güneş batmadan ne kadar hızlı yol kat edersem o kadar iyi olacak çünkü bu lanet yolculuk artık katlanılamaz hale geldi. Her tarafta bu iğrenç kokulu et yığınlarının olmasına artık dayanamıyorum. Bazen tam gözlerinin içine bakıyorum. Anlamalarını bekliyorum, onlardan biri olmadığımı. Bana saldırmalarını istiyorum. Birkaçını haklayıp kaçabileceğim bir senaryo kuruyorum kafamda. Ancak o kadar kolay değil maalesef. Eceyi görüyorum o an aralarında, gülümseyen suratıyla bana bakıyor. "Gel, bekliyorum" diyor. Vazgeçiyorum. Hemde öyle bir vazgeçiyorum ki, en yükseldiğim anlarda bile bu kadar hızlı bir vazgeçiş göremezsiniz. 


     Arada girdiğim evlerde incil buluyorum. Okuyorum uzun uzun. Okurken uyuyakaldığım çok oluyor. İçimdeki umudu yeşertiyor, inancımı korumamı sağlıyor. Hatta bazen rüyamda Tanrı'yla konuşuyorum. "Dayan oğlum" diyor bana. "Az kaldı. Ece'ye kavuşacaksın. Az kaldı. Ece'ye kavuştuğunda bir bakıma bana da kavuşacaksın." diyor. "Seni yanıma almamamın birçok sebebi var. Daha çok görevin var. Kendine dikkat et. Daha çok şey başaracaksın" Ne büyük mutluluk veriyor bana bu rüyalar bir bilseniz. Tanrı'nın benimle olduğunu hissediyorum. Kan ter içinde ama mutlulukla uyanıyorum. Ve o lanet zombilerden biri olmadığımı, sadece rüya gördüğüm sürece anlıyorum. Benim kanlı, canlı, aklı başında bir insan olduğumu bana hatırlatıyorlar. Nasıl bu hale geldik biz insanlar? Nasıl oldu da bu kadar kötü olabildik birbirimize karşı? Neden yaptık bunu? Bizim derdimiz ne yahu? Sevmek bu kadar kolayken, nefret etmemizin sebebi nedir? Sorular sorular. 


   Uyumalıyım. Sanırım 3 günüm kaldı. En geç 4. gün bitmeden Ece'ye kavuşmuş olacağım. O anın hayalini kurmadan tek bir saat bile geçiremiyorum. Az kaldı sevgilim. Lütfen biraz daha sabret. Eski mutlu günlerimize kavuşmamız için aşacağım birkaç on bin zombi kaldı. Sana kavuştuğumda söyleyeceğim. "Her şeye değdi sevgilim" diyeceğim. Her şeye değdi sevgilim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

III. Dünya Savaşı: Zombilerin ÇağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin