oy ve yorum bırakın lütfen, beni çok mutlu edersiniz.
Kantinde tek başıma oturduğum masada öylece nefes alıp veriyor, hayatımda yaşadığım bu tekdüzeliği sorguluyordum. Ellerimin arasında duran kahve bardağı ise ısınmam için fazlasıyla yeterli bir sebepti.
Kimini aşk bile mutlu ediyorken, ben aşık olmamayı dileyebilirdim. Benim mutluluğum jungkook' tan daha önemliydi ve o mutluyken ben mutsuz olmayı istemiyordum, hayır.
Böyle bir aşk benim sözlüğümde aptallıktan ibaretti. Onunla mutlu olamayacaksam ben de mutsuz olamazdım.
Sesli bir nefes verdiğimde tam karşımda duran sandalye çekildi ve birisi tam karşıma oturdu. Evet, tahmin edilir bi cevaptı ki bu Kim Taehyung' un ta kendisiydi.
'' Nasılsın? '' diye konuştuktan sonra gülümsemesini sundu, tam karşımda.
'' İyiyim. '' diye cevapladım. '' En azından daha iyi olmaya çalışıyorum, klasik hayat döngüsü. ''
Etrafına bir göz gezdirdikten sonra tekrar bana doğru döndü. '' Herkes bize bakıyor. ''
'' Eh, bu normal çünkü senin gibiler benimle takılmayı, hatta beni görünce selam bile vermeyi adet edinmeyen tiplerdir. Seninle aynı masada oturuyor olmam onları fazlasıyla şaşırtıyor olmalı. ''
'' Bu onların hatası. '' diye konuştu, samimiyetle. '' Benim veya senin değil. Arkadaşlık etmek istiyorsak bu bizi ilgilendirir. ''
İçimden gelen bir hisle dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleşti. Daha tanışalı fazla olmamıştı ama şimdiden ne kadar samimi ve içten biri olduğunu kanıtlıyordu.
'' Teşekkür ederim, Taehyung. '' diye konuştum, diş tellerim yüzünden garip çıkan o ses tonumla. '' Sen iyi bir arkadaşsın. ''
Bir süre duraksadıktan sonra, ellerinden biriyle saçlarını karıştırdı öylece. Daha sonra samimiyetle gülümsemeye çalıştı.
'' Rica ederim. '' diye konuştu. '' Arkadaşlar bugünler içindir, değil mi? ''
Gülümseyerek onu cevapladım, ardından ellerimle tuttuğum kahve bardağını dudaklarıma götürdüm. İyi hissettiriyordu.
Kahve içmek her zaman en sevdiğim şeylerden biri olmuştu.
Biz öylece sessiz kalmışken yanımdaki, evet tam yanımdaki sandalyede bir hareketlilik oldu. Tahmin edemeyeceğim şeydi bu.
Jeon Jungkook.
Bu züppenin yanımda ne işi oluyordu?
Yaptığı normal bir hareketmiş gibi yanımdaki sandalyeye yerleştikten sonra bir bana, bir de taehyung' a yöneltti bakışlarını.
'' Eee? '' diye sordu. '' Ne konuşuyordunuz? ''
'' Öylesine, sıradan şeyler Jungkook. '' diye cevaplayan Taehyung' u izleyerek sessiz kalmayı tercih ettim.
'' Yoksa aranızda özel şeyler var da, onları mı konuşuyordunuz? '' diye sordu, sırıtmaya devam ederken. Gözlerimi ona çevirdiğimde sırıtması yüzünden silinmemişti. '' Ben gelince sustunuz da. ''
'' Neyi ima etmeye çalışıyorsun? '' diye sorduğumda gözleri gözlerimi buldu.
Hayır, Haneul diye sayıkladım içimden. Heyecan yapmayacaksın, yoksa bunu hissedecek.
'' Şey, sadece taehyung' u senin yanında gördüğüm için fazla şaşkınım. O genelde sen ve senin gibilerle takılmıyor veya ben buna şahit olmamıştım. ''
Bir anlık hışımla ayağa kalkmam, sandalyenin hafifçe geriye gitmesine sebep olmuştu. '' Ne demeye çalışıyorsun? '' diye konuştum, sinirle. '' Senin tabirinle ucubeler kimseden hoşlanamaz veya sevgili olamaz mı? Bunu söylemenin kibar yolunu bulmak için fazla çaba harcadın mı? ''
'' Hayır, Haneul, ben öyle demek istememiştim, yanlış anladın. ''
'' Hayır. '' diye kestirip attım. '' Tam da öyle demek istedin, alışık olduğum sözleri inkar etmek için boşuna çaba harcamamalısın. Sen ve senin gibi zengin züppeleri aynen bu şekilde düşünür. ''
Sonrasında masada duran kahvemi ellerimle kavradım ve gitmeden önce taehyung' a '' görüşürüz taehyung, sonra haberleşiriz '' diye seslenip arkamı döndüm.
Canımın yanıyor olması normaldi.
Ama bunu aşık olduğum insanın yapıyor olması inciten tek şeydi.
bölüm sonu
böyle bir günde bölüm atmak istemezdim ama sizi bekletmek istemiyorum. bir kaç şey söylemek istiyorum. hayat üzülmek ve yıpranmak için fazla kısa. bir kere hayata geliyorsunuz ve yaşadığınız saniyelerin telafisi yok. geri dönüşü yok. bir sonraki güne uyanabildiğimiz için bile mutlu olmamız gerekiyor. depresyonun, üzüntünün sizi ele geçirmesine izin vermeyin. gerektiğinde psikolojik yardım almaktan çekinmeyin, arkadaşlarınızla dertleşip içinizi dökün. doyasıya ağlayıp mutsuzluğunuzu atın bir kenara. ama depresyona, intihara sürüklenecek kadar kapana kısıtlamayın kendinizi.
tanışmıyor olabiliriz ama ben hep buradayım. ihtiyacı olan herkes, istediği zaman bana yazabilir. konuşmak, dertleşmek istiyorsanız beni arkadaşınız olarak görün. ailenize sarılın, arkadaşlarınıza da.
mutlu olun.
jonghyun için çok, çok üzgünüm. hala şaşkınım, açıkçası ilk gördüğümde inanamamıştım. ölüm o kadar tuhaf bir şey ki, başta size şakaymış gibi geliyor. o kişi sanki ölmemiş ve bir anda sizin karşınıza çıkacakmış gibi.
diyecek fazla sözüm yok, umarım geride kalanlar sabırla hayatlarına devam edebilir.
elveda jonghyun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
the ugly duckling | jungkook
Фанфикcarpediem yeni bir durum paylaştı: gözlerinin sadece dış güzelliğe değer kılması, sence de haksızlık değil mi? jungkook: kim olduğunu bilmiyorum tatlı kız, ama eminim bu söze aksi olacak derecede güzelsindir. bu hikaye @siyedo ve @themrsjk a ithaf...