twenty seven

13.8K 1.7K 440
                                    

10K olmuşuz! Hepinize minnettarım, siz böyle oyları fazla verdikten sonra ben her gün bölüm atarım :') 

OY ATILSIN WATTPAD SAÇMA SAPAN HATALAR VERİYOR MİLLET

yıldıza basıııın

Jungkook' un son tavırlarından sonra ne yapmaya çalıştığına anlam verircesine kafa yorsam bile, bir sonuca varamıyordum. Yani, siz neden sevmediğiniz birini korumaya kalkarsınız ki?

İki dersin arasındaki bir saatlik moladan faydalanmak için önce taehyung' a sordum, benimle yemek yemeye gelip gelmeyeceğini. Taehyung işi olduğu için dışarıya çıkacağını söylediğinde ben tek başıma gitmeye karar vermiştim. 

Yani, tek başına bir şeyleri yapıyor olmaktan rahatsız olmuyordum. Pantolon-beyaz tişörtün üzerine, yanıma aldığım uzun siyah hırkamı geçirdikten sonra çantamla birlikte yemekhaneye doğru yürümeye başlamıştım. 

Yemekhanede yemeğimi aldıktan sonra nereye oturacağım hakkında fazla bir seçeneğim yoktu, sonuçta fakültede yakın olduğum tek insan artık taehyung idi, o yokken bir başkasıyla yan yana otururken rahatsız hissediyordum. 

Tek başıma, yemekhanedeki o tek masaya geçip yerleştim. İnsanlar artık eskisi gibi gözlerin üzerime dikmiyordu. Ben yemek yemeden önce etrafıma göz attığımda jungkook' u kapıdan içeriye girerken görmüştüm. Elinde yemeğinin bulunduğu tepsiyle birlikte önce etrafına bir göz attı, daha sonra gözleri gözlerime kilitlendi.

Bir dakika, buraya mı gelecekti?

Adımlarını bana doğru yönlendirdiğinde, tam masamın önünde durdu.

'' Rahatsız olmayacaksan, burada oturabilir miyim? '' diye düz bir ifadeyle sorduğunda, neye uğradığımı şaşırmıştım. İçimdeki o ses tabii ki rahatsız olacağım, kalbimin iyiliği için benden uzakta dur diye haykırıyordu adeta.

Fakat bunun aksine '' tabii '' diye fısıldadım, sessizce. Tam karşımdaki sandalyeye geçti ve oturdu. Onu her gördüğümde neden bu kadar heyecanlanıyordum ki? Aşk işte bu kadar aptal bir duyguydu.

'' Rahatsız ettim seni, üzgünüm. '' diye konuştu, yüzüme bakmayarak.

'' Rahatsız falan etmedin. '' diye konuşurken aynı zamanda elimde tuttuğum çatalla oynuyordum. '' Böyle diken üstünde oturmayı kesmelisin. '' 

'' Nasıl yani? '' derken bakışlarını üzerimde gezdirdi. Garip bakıyordu, anlam vermek istermiş gibi. 

'' Gergin davranıyorsun jungkook. '' diye konuştum, tersle. '' Keşke sana karşı bir şeyler hissettiğimi duymasaydın. '' 

Bu lafım üzerine bir tepki vermedi, kısa bir süre boyunca. Ben bu yüzden ona onu sevdiğimi söylemeyi düşünmüyordum. Siz ona söylediğinizde, hoşlandığınız erkek size virüsmüşsünüz gibi davranıyordu. Hastalıklı biriymiş gibi. 

'' Seohyun' un seni sevdiğini bilmiyordum. '' diye konuştum, tepkisizce. '' O benim seni sevdiğimi biliyordu fakat, ben onun hakkında bir fikir sahibi değildim. '' 

'' Bana baktığını fark ediyordum, haneul. '' diye konuştu, gözlerini gözlerime çevirdiğinde. '' Senin bana karşı en ufak bir hissini bile hissetmemiştim, fakat seohyun çok belli ediyordu. '' 

'' Sadece ben fark edememişim. '' diye konuştuktan sonra gözlerimi ondan çekip, dikkatimi başka bir yere vermeye çalıştım. Onu sevdiğimi bildiği halde, karşısına geçip onunla böyle konuşabiliyor olmak rahatsız hissettiriyordu. 

'' Buna ihtimal vermiyordun, sanırım. '' dedi, sessizce. '' Yani o senin beni sevdiğini biliyorsa, sen yakın arkadaşının böyle bir duruma gireceğini düşünmezsin bile. '' 

the ugly duckling | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin