önce yıldıza basılsın
yeterli oy geldiğinde bölüm yayınlanacak :)
p.s: 60K için herkese teşekkürler!
Fakültede geçen konuşmamızdan sonraki birkaç ders iptal olduğu için günlerdir onunla görüşemiyorduk ve tuhaf olan şuydu ki, bana mesaj bile atmıyordu.
Bu hareketini tabii ki kötüye yormuyordum, sonuçta aramızda olan biten şeyler vardı. Taehyung' a göre kesinlikle o da beni seviyordu. Belki beklemediğim bir anda, aniden bana beni sevdiğini falan söyleyecekti. Emin olduğum tek şey vardı ki ona olan sevgim gün geçtikçe artıyordu.
Aradan bir hafta geçtiğinde derse gitmek için hazırlanmaya koyuldum. Normalde boş olan tek günümdü bugün, fakat yugyeom toplu mesaj atarak bugün profesörlerden birinin ek ders yapacağını, herkesin gelmesi gerektiğini söylemişti.
Sokakta yürürken birkaç adım ileride olan yugyeom' a yetişmek için hızla yürümeye başladım. Omzuna dokunduğumda önce bana döndü, sonra aniden telefonda konuştuğu kişiyle vedalaşıp telefonu kapattı.
'' Sonra görüşürüz o halde. '' deyip telefonu aniden kapattıktan sonra bakışlarını bana çevirdi tedirgince.
'' Sakin ol, seni gizli bir iş çevirirken falan yakalamadım. '' derken teslim olmuşçasına ellerimi kaldırıp güldüm hafifçe.
'' Böyle aniden karşıma çıktığın için şaşırdım sadece. '' diye konuştu. '' Başka bir şey yok, neden olsun ki? ''
'' Tamam, tamam. Açıklama yapmak zorunda değildin. Okula gidelim istersen. ''
Beni onayladığında normal adımlarla fakülteye doğru yürümeye başladık. Fakülteye girdiğimizde daha ilk adımımda işlerin ne kadar ters gittiğini idrak edebilmiştim. Nedeni belliydi.
Herkesin gözü benim üzerimde geziniyordu.
İlk olarak gözü bana takılan Seohyun hızlı adımlarla soluğu yanımda almış, sinirli sinirli suratıma bakarak konuşmaya başlamıştı ama ben, neler olduğunu anlayamıyordum.
'' Bu halinle bunu yapabileceğine inanmıyordum Haneul. '' diye soludu dişlerinin arasından.
'' Neden bahsettiğini anlayamıyorum Seohyun fakat anlamış olsam dahi umurumda olabilecek en son kişi bile değilsin. '' dedim, önce ona sonra etrafımdakilere bakarak. Ama bir dakika, gerçekten de neler oluyordu?
Yanımda duran yugyeom' a gözlerimi çevirdiğimde tuhaf bakışlarla beni izlediğini gördüm. Sanırım ortada dönen olaylar arasında yugyeomun da bildiği şeyler var gibi görünüyordu.
'' Neler oluyor yugyeom? '' diye konuştum, tedirgince. '' Bugün fakültede ders olduğuna emin misin? ''
Cevap vermeden ellerini saçlarının arasından geçirdiğinde sorumu tekrarlama gereği hissettim.
" Neden insanlar bana bu kadar garip bakıyor? "
'' Tek söyleyebildiğim, bugün okula gelmemiz gerektiği. '' diye konuştu, güven verircesine. '' Emin ol, her şey daha güzel olacak. ''
Sesimi çıkartmayıp etrafımı izlemeye devam ettim. Bu bakışlar kimisini rahatsız etmekle beraber, yaralardı fazlasıyla. Çünkü eğer siz güçlü bir yapıya sahip değilseniz, etrafınızda dönen her söz sizin kalbinize dokunur ve yaralardı. Ama bende böyle bir duruma yol açmıyordu çünkü sonuçta beni tanımayan birinin kini nefreti beni ilgilendirmezdi.
Bu sadece sevdiklerim için geçerliydi. Ailem, yugyeom, taehyung ve jungkook gibi.
Onlar olduğunda her şey değişiyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/128792169-288-k440811.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the ugly duckling | jungkook
Fanficcarpediem yeni bir durum paylaştı: gözlerinin sadece dış güzelliğe değer kılması, sence de haksızlık değil mi? jungkook: kim olduğunu bilmiyorum tatlı kız, ama eminim bu söze aksi olacak derecede güzelsindir. bu hikaye @siyedo ve @themrsjk a ithaf...