thirty three

13.1K 1.5K 782
                                    


oy verilsin lütfen

yeni bölüm yeterli oy atıldığında gelecek :)

not: iki üç tane de yorum...

Jungkook ile birlikte yürürken gözüm arada sırada onun gözüne takılıyordu. Kavga ederken gözüne darbe aldığı için kaşından yaralanmıştı ve kanıyordu diyebilirdim.

" Jungkook. " diye seslendim, o benimle birlikte yürürken. " Kaşın yara olmuş, istersen pansuman falan yapalım. "

" Ben iyiyim, Haneul. " diye kestirip atmıştı, benim yüzüme bakmak yerine önüne bakarken. " Pansumana gerek yok. "

" Ama kanıyor, mikrop kapmaması gerek. " diye direttiğimde önce önüne bakarak alayla gülümsediğini hissettim, ya da normal bir gülümsemeydi, bilmiyordum. Bir kaç saniye sessiz kalmayı tercih etti. Ardından " ben alışığım bu tür şeylere, umursama sen " diye konuşmayı tercih etti.

" Gel, istersen şu köşede bildiğim güzel bir kafe var. Çok güzel ev yemekleri yapıyor, gidip bir şeyler yiyelim. "

Onu reddetmeyip adımlarımı onunla birlikte devam ettirdiğimde bir yanım hep bu olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Onu seviyordum evet, ve onunla aramızda başta pek güzel bir ilişki yoktu fakat şimdi geldiğimiz noktaya anlam veremiyordum.

Kafenin önüne geldiğimizde önden benim geçmemi istedi, ikimiz de içeriye geçip cam kenarındaki masalardan birine geçtik. Benim yerime onun sipariş etmesini istedim, sonuçta her zaman geldiği için neyin güzel olduğunu biliyor olmalıydı. O sipariş verirken ben kafamı çevirip dışarıyı izlemeye koyuldum. Neden ben her kaçmaya çalıştığımda kendimi onun yanında buluyordum ki? Çok saçmaydı.

Kafamı tekrar ona doğru çevirdiğimde beni izlediğini gördüm.

Tamam, sakin ol Haneul.

Alt tarafı seni izliyor.

" Karışmana gerek yoktu, Jungkook. Kendim halledebilirdim, her zamanki gibi. " diye konuştum, o bana bakarken. " Daha önce de kendim hallediyordum. "

" İçim rahat etmedi, Haneul. Neden seyirci kalayım? "

İçimdeki ses bir an düşünmeden ne istersem söylemem gerektiğini söylüyordu, ben de ona uyarak bir anda konuştum.

" Eskiden seyirci kalıyordun. Hatta bazen onların benim hakkımda yaptığı esprilere güldüğünü bile görüyordum. "

Bir an sanki yüzü buz kesmişti, bir an ne diyeceğini şaşırmış gibi bir hali vardı. Önce bakışlarını benden çekip camdan dışarıya baktı, bir kaç saniye.

" Bu sorduğum umutlanmak değil. Şimdi ne değişti? "
 
Camdan dışarıya diktiği gözlerini bana çevirdiğinde ne hissettiğini çözemiyordum bile. Tek istediğim, dudaklarından çıkacak o sözlerin canımı yakmamasıydı.

" O zamanlar seni tanımıyordum şimdi ise tanıyorum. Olan bu. "

" Ne demek istiyorsun? "

Oturduğu koltukta oturuşunu düzenleyip masaya doğru, yani benim olduğum tarafa doğru yaklaştığında heyecanım daha da artmış gibi hissediyordum. Ama içimdeki ses yine aynı şeyi söylüyordu.

Bu zamanda yaşanılan aşklarda dış görünüş önemlidir, Haneul. Ve sen, jungkook' un yanında sevgili olarak gezebilecek biri değilsin.

" Eskiden senin hakkında hiçbir şey bilmiyordum. " diye konuştu. " Tanımadığım birini de incitmem doğru değildi fakat o zamanlar yanlış yapmıştım işte. Sonra seni tanıdığımda, hakkında ne kadar yanıldığımı anladım. "

the ugly duckling | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin