yıldıza basılsın
yeni bölüm yeterli oy geldiğinde yayınlanacak :)
*ve yorum*
Jungkook' un bana, yani bilmediği kimliğime anlattığı gerçeklerden sonra kendimi suçlu hissediyor olmam gayet doğaldı. Onun bir suçu yoktu, yani suç sayılacak ne yapmıştı ki? Sadece seohyun' a yardım etmek istemişti ve doğru bir seçenekti bu.
Yanlış olan şey, benim onu dinlemeyip bütün lafı ağzına tıkamış olmamdı. Eh, en başında onu dinleme imkanını verseydim bütün bu saçmalıklar yaşanmayacaktı.
'' Aptal Haneul. '' diye konuştum, aynadaki yansımama bakarken. '' Her geçen gün daha da aptallaşıyorsun. ''
O bana karşı zaten yeterince iyi davranırken, sanki ben her şeyi daha da zora sokuyordum.
'' O kitaplarda okuduğun kötü karakterlere benzemiyor Jungkook. '' diye söylendim, yansımama bakmaya devam ederken. '' Bakımsızsın diye seni dışlamıyor, seninle dalga geçmiyor. Aksine sana iyi davranıp kendini açıklamaya çalışıyor fakat sen aptal gibi korkaklık ediyorsun. ''
Yaptığım aynen buydu.
Korkmak.
Yüzümü yıkadıktan sonra odama geçtim. Telefonumdan saatimi kontrol ettiğimde saatin çoktan 00.30 olduğunu gördüm. Yanımdaki yatağa baktığımda Seohyun zaten uyuyordu. Uyuyalı bir iki saat olmuştu, zaten birbirimizi umursadığımız yoktu.
Ama benim yapmak istediğim şey uyumak değildi.
Üzerimdeki saçma bol pantolonu çıkartıp dar siyah bir kot pantolon giydim, üzerime de beyaz bir kazak geçirdim. Saçlarımı her zaman gibi toplamak yerine yukarıdan topuz yapıp kendimi kontrol ettiğimde, eskisine oranla daha normal göründüğümü itiraf edebilirdim. Eh, en azından saçlarımın kabarıklığını bastırabilmiştim.
Gözlüklerimi düzelttikten sonra dışarıya çıktım. Adımlarım istemsizce onun odasına doğru gidiyordu. Odasının önünde durup derin bir nefes aldım, ardından kapıyı çaldım.
İlk çalışımda kapıyı açtı.
'' Haneul? '' diye soru sorarcasına konuştu. '' Seni beklemiyordum. ''
Gözleri aksine uykulu bakmıyordu ve tahminen o da uyuyamamıştı, benim gibi.
'' Eee ben, uyuyamadım. '' dedim, heyecandan terleyen ellerimi kazağıma silerken. '' Düşündüm de sen de.. ''
'' Uyumamıştım. '' dedi, sözümü keserken. '' Seni düşünüyordum. ''
Söylediği şey nefes almamı zorlaştırırken, bir kaç saniye ne söyleyeceğimi bilememiştim. Beni mi, düşünüyordu?
'' Yani, aramızdaki şu saçma anlaşmazlığı. '' diye düzeltti kendini, boğazını temizlerken. '' Fazla uzadı, biliyorsun. ''
Gözümle koridoru yokladığımda bizden başka kimsenin olmadığını görmüştüm. Eh, bu saatte hepsi odalarında olmalıydı.
'' Düşündüm de. '' dedim, sesimin titremesine engel olamazken. '' Bahçede oturup kahve içebilir miyiz? ''
Söylediğim şey ağzmdan çıktıktan sonra, yaptığım teklife kendim bile inanamazken karşımda duran çocuk tepki bile vermemişti. Öyle sessizce, bana bakıyordu.
'' Tamam, kötü bir fikirdi. '' diye düzeltmeye çalıştım kendimi, onun cevap vermeyip sessiz kaldığını gördükten sonra. Kabul etmesi zaten saçmalık olurdu. '' İyi geceler. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the ugly duckling | jungkook
Hayran Kurgucarpediem yeni bir durum paylaştı: gözlerinin sadece dış güzelliğe değer kılması, sence de haksızlık değil mi? jungkook: kim olduğunu bilmiyorum tatlı kız, ama eminim bu söze aksi olacak derecede güzelsindir. bu hikaye @siyedo ve @themrsjk a ithaf...