thirty one

13K 1.3K 476
                                    


oy verelim lütfen

yeteri kadar oy geldiğinde yine bölümü yayınlayacağım :) 

carpediem: aslında bu sorunun cevabı, basit değil mi?

carpediem: yani bu zamana kadar kimseye karşı herhangi bir kıskançlık duygusu hissetmedin mi?

jungkook: hissetmiş olsaydım eğer bu soruyu sana sormazdım tabii ki 

carpediem: sana şöyle izah etmeliyim bu durumu; bir kız, bir erkeğin yanında herhangi bir kız gördüğünde sinirleniyor veya bu duruma iyi tepkiler göstermiyorsa bunun sebebi onu kıskanıyor oluşudur

carpediem: biri senin için değerliyse onu kıskanırsın, başkasıyla beraber olmasını görmek istemezsin veya başkasını sevmesini 

carpediem: karşı cinste çoğunlukla bu aşka işaret ediyor, jungkook

jungkook: saçmalık

jungkook: basit bir kıskançlık neden aşka işaret etsin ki?

carpediem: sevmediğin, aşık olmadığın birini neden kıskanasın ki, jungkook? eğer o senin için bir şey ifade etmiyorsa, yanında başka birini görmeyi umursamazsın

carpediem: veya bu seni rahatsız etmez

carpediem: fakat umursuyor veya bunun yüzünden sebepsizce mutsuz oluyorsan bu ona karşı bir şeyler hissettiğin anlamına geliyor 

jungkook: sen de bunu hissettiğin için, bu kadar emin konuşuyorsun değil mi?

carpediem: evet, kesinlikle 

carpediem: eminim haneul da aynısını hissediyordur 

jungkook: haneul nereden çıktı şimdi?

carpediem: seni sevdiğini tüm okul biliyor, değil mi 

carpediem: insanlar sevdiklerini kıskanır, o da senin haberin olmadan bu duyguyu sana o kadar fazla hissetmiştir ki

carpediem: bunu kolaylıkla söyleyebilirim

Bu mesajımdan sonra bana cevap yazmak yerine sessiz kalmayı tercih etmişti. Neden bahsettiğini anlamıyordum, kalbimde bir şey bana söylediğine dair umutlar beslemek istiyordu fakat ben bunun için fazla umutsuzdum. Yani, onu sevdiğimi biliyordu. 

Eğer onda bana ait duygu olsaydı bunu gelip benimle paylaşabilirdi. Sonuçta, yetişkin insanlardık. Değil mi?

Ders bitiminde eşyalarımı toplayıp ayağa kalktığımda içimdeki bir ses dönüp jungkook' a bakmamı söylüyordu. Aniden dönüp ona baktığımda, gözlerinin zaten bende olduğunu fark ettim. 

Aniden kafamı çevirip telaşla sınıfın çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştım. Leo ile buluştuktan sonra notları ayarlamak için kampüsün kafesine doğru ilerlemeye başladık. 

'' Yardımseverliğin için tekrar teşekkür ederim, Haneul. '' diye konuştu, gülümserken. '' Senin yerinde bir başkası olsaydı bunu yapmazdı. '' 

'' Neden yapmayayım ki? Not paylaşmak benden bir şey eksiltmez. '' 

Sesimi çıkartmayıp kafeye gittik. Kafede notlarımdan ona da kopya çıkarttıktan sonra eline tutuşturdum. Gitmeye karar verecektim ki söylediği söz buna engel olmuştu. 

'' İstersen teşekkür anlamında birlikte bir kahve içelim? '' 

Onu reddetmeyip söylediğini kabul ettikten sonra köşedeki bir masaya geçtik. Ben elimdeki kahve bardağını tutup düşüncelerimden arınmaya çalışırken, konuşmasıyla dikkatim dağılmıştı. 

the ugly duckling | jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin