ben bölümü yazarken heyecanlandım, siz ne yapacaksınız bilemiyorum
yıldıza basalım
yeterli oy geldiğinde bölüm yayınlanacak :)
Kucağında beni taşırken nereye gittiğimizi merak ettiğim için yarı açık gözlerimi etrafımda gezdirdiğimde, benim odama doğru yol aldığını fark ettim.
'' Nereye gidiyoruz? '' diye sorduğumda cevap vermeden odamın kapısını açıp içeriye girdi. Beni yatağıma bıraktıktan sonra bavulumu açıp dışarıya çıkardığım birkaç eşyayı içerisine koymaya başlamıştı.
'' Jungkook. '' diye seslendim, sessizce. '' Ne yapıyorsun? ''
'' Eşyalarını topluyorum Haneul. '' diye konuştu, işine devam ederken. '' Şanslıyız ki ben daha bavulumu boşaltmadım bile. ''
'' Yani? '' diye seslendim tekrardan. Bana bakmıyor ve eşyalarımı toplamaya devam ediyordu.
'' Seni evine götüreceğim, e tabii seni yalnız bırakamayacağım için ben de dönüyorum seninle. '' Söylediklerine tepki olarak yerimde doğrulmaya çalıştım aniden, ama vücudumda hastalığın belirtileri her geçen saniye daha da artıyordu.
'' Saçmalama Jungkook. '' diye konuşurken ses tonumun yükseldiğini fark edememiştim. '' Peki ya proje? ''
'' Dönmeden önce profesörle konuşacağız, Haneul. '' diye konuştu, bana dönerken. '' Sen böyle hastayken projeye devam edemeyiz. ''
Bavulumu kapattıktan sonra bir eliyle taşırken, bana döndü tamamen.
'' Profesörle konuşup bize bir araba ayarlamalarını isteyecek, bavulları da yerleştirip geleceğim. O zamana kadar dinlenmeye çalış. ''
Sesimi çıkartmadan yerime tekrar uzandığımda, odadan dışarıya çıktı. Oyalanmak için telefonumu elime aldığımda taehyung' un mesaj attığını fark etmiştim.
taehyung: haneul
taehyung: ne sen, ne de jungkook ortalarda görünmüyorsunuz
taehyung: neler oluyor?
haneul: rahatsızım, taehyung
haneul: ateşim var ve her geçen saniye daha da kötüleşiyor sanki
haneul: jungkook da bu halde proje yapamayacağımı ve eve dönmemiz gerektiğini söyledi, şimdi ise profesörün yanında izin almaya çalışıyordur
taehyung: dönmemiz, derken?
taehyung: ben görmeden ne ara bu kadar yakınlaştığınızı öğrenebilir miyim?
haneul: aslında ben de seninle bu konuyu konuşmak istiyordum, açıkçası kafamda cevaplanması gereken sorular var
Ben taehyung ile konuşuyorken kapıdan içeriye jungkook girdi. Bu kadar çabuk gelmesini beklememiştim doğrusu.
'' İzni aldım, arabayı da ayarladım. '' diye konuştu, yanımda bittiğinde. '' Şimdi eve dönüyoruz. ''
Bir anlık tereddütten sonra yanıma çöktü, elleriyle bedenimi kavrayıp kucağına aldı beni, yavaşça. Bir anlığına ikimiz de hareket etmemişken, gözlerim gözlerine takılıp kaldı. Aslında kendi kendime söylediğim sözleri o da duymuştu. Yanındayken nasıl acı çektiğimi o da biliyordu.
'' Teşekkür ederim. '' diye konuştum, o hareket etmeyip gözlerini bana diktiğinde. O bana cevap vermek yerine odanın dışına doğru ilerledi. Arabaya geldiğimizde beni ön koltuğa yerleştirdikten sonra kendisi de sürücü koltuğuna geçti ve hareket etmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the ugly duckling | jungkook
Fanfictiecarpediem yeni bir durum paylaştı: gözlerinin sadece dış güzelliğe değer kılması, sence de haksızlık değil mi? jungkook: kim olduğunu bilmiyorum tatlı kız, ama eminim bu söze aksi olacak derecede güzelsindir. bu hikaye @siyedo ve @themrsjk a ithaf...