[18]

3.6K 290 108
                                    


''Güpegündüz, hele de böyle bir yerde bunu yapmak zorunda mıydınız?''

Hoseok'un bağırdıkça tizleşen sesiyle kıyafetlerimi nasıl giyindiğimi şaşırtmıştım birkaç saniyede. Yoongi ise yarı çıplak bir halde, ve tabi bedeninde bıraktığım izlerle, hala yerinde oturuyordu. Yüzünde bu durumdan keyif aldığını açıkça belli eden muzip bir ifade vardı ve bu, beni daha fazla utandırmaktan başka bir şey yapmıyordu.

''Öylece içeri dalmak senin suçundu!'' diye yanıtladım, sonunda hazır olduğumda. En azından ben öyle tahmin ediyordum. Yoksa klan sınırları boyunca koşmuş gibi bir halim olduğundan emindim.

''Nereden bilebilirdim ki?''

Yoongi'nin odada yankılanan kahkahasıyla yanaklarımın daha da ısındığını hissettim. Mahremiyete fazlasıyla önem birinin Hoseok tarafından çıplak bir halde yakalanmasından bu kadar keyif almış olması oldukça garipti.

''Tahmin etmesi zor bir şey değil.''

Eğilip yerdeki gömleğini aldığında hala gülümsüyordu. Birlikte geçirdiğimiz, Hoseok sayesinde kısa, zamanda eğlenmişti. Ben de eğlenmiştim.

''Ah, bağışlayın!''

Yoongi ayağa kalkıp gömleğini üzerine geçirdikten sonra nihayet Hoseok numarayla kapattığı gözlerini açabilmişti. Yoongi'yi defalarca çıplak gördüğüne emindim, hayatlarının büyük bir kısmını birlikte geçirmişlerdi ve birçok şeyi birlikte yapıyorlardı.

''Her neyse.'' diye mırıldandı pantolonunu giydikten sonra kemerini bağlarken. Oldukça çekici gözüktüğünü söyleyebilirdim bu halde. Asi görünüşünün yanında size kim olduğunu hatırlayan soylu ve tehlikeli bir hava da veriyordu.

''Neden gelmiştin?''

''Bir ulak geldi.'' dedi Hoseok, az önceki laubali hali ciddiyete bürünmüştü. Tabi onun ne kadar ciddi olabileceğini düşürseniz.

''Bağlı klanlardaki birliklerimiz yola çıkmış.''

Klanların ele geçirdikleri topraklarda kendi birliklerinden bırakması hakkında bir şeyler duymuştum daha önce. Ama klanımın yaptığı bir şey olmadığı için pek aşina değildim yine de. Barışçıl bir klandık. Ve üstelik kendi topraklarımızı dahi zor koruyorduk.

''Ve şamanlar da.''

Şaman?

Şaman da neyin nesiydi?

''Namjoon buralardaysa ilgilenmesini söyleyin.''

Hoseok hızlıca başını eğdi yavaşça öne.

Dayanamayıp '''Şaman ne demek?'' dediğimde Hoseok izin almak ister gibi Yoongi'ye bakmış ve Yoongi başını salladığında da, ''Topraklarımda büyüyle uğraşanlara şaman derler.'' demişti.

''Din adamı oldukları sanıyordum.'' dedi Yoongi imalı bir ses tonuyla.

''Eh, şifacı olduklarını sananlar da var.''

İkisinin konuşması kafamı daha da karıştırsa da üzerinde durmayacaktım bunun. Şaman dedikleri şey Namjoon gibi şifacılardan olduğunu varsayacaktım.

Hoseok izin isteyip tekrar eğildikten sonra odadan çıktığında Yoongi'nin iç çekişini duymuştum. Yanına yaklaşıp kollarımı beline dolayıp sevimli olmaya özen göstererek çenemi omzuna sürtmüştüm. Yalnız olmadığını ve tüm bunlarla tek başına başa çıkmasının gerekmediğini unutmaması gerekiyordu.

''İyi olacağız.'' dedim fısıltıyla, tıpkı korktuğum zamanlarda onun bana yaptığı gibi.

''İyi olacağız.'' diye yinelemişti gülümseyerek.

Revenge - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin