İçeri girdiklerinde tüm malikane ayakta onları bekliyordu. Yvona tek kaşını kaldırarak etrafa bakmaya koyuldu. Hepsi o kadar muazzamdı ki, anlatılamazdı yani. Elbiseler, mücevherler.. Yvona bu asaletin midesini bulandırdığını hissede biliyordu daha şimdiden. Leonard ceketini uşağa vermekle uğraşıyordu. Etraftakiler ise Yvona'yı baştan aşağı bir kaç kez süzdüler. Bu ilgi Yvona için gerçekten fazlaydı. Zaten buraya aitte değildi. Leonard'ın işini bitirdiğini beline dolanan koldan anlayınca gözlerini Leonard'a çevirdi. Fazla mı yakınlardı? Evli bir çift olarak?
Leonard:
-Sizi gelininizle tanıştırayım.
Yvona'nın tanımadığı kısa sarı saçlı ve mavi gözlü kız koşarak yanlarına geldi ve Leonard'ın boynuna sarıldı. Leonard kızın belini tutarak kahakaha atarken Catelin geri çekildi. Daha sonra Yvona'ya ve bebeğe baktı ve onlara da sarıldı. Yvona boğulacağı ile ilgili bir şübheye bile düşmüştü bir an.
Catelin:
-Bu harika abi.. Ve de bu bebekte sizin olmalı? Ama anlamıyorum ne zaman evlendiniz? Bizim neden haberimiz yok? Ah yoksa sen kızı hamile bırakip terk ettin sonra da bebeği gorünce aklın başına geldi ve evlendiniz mi?
Kızın ardarda sorduğu sorular Yvona'nın elalarını kocaman açılmasına neden olmuştu. Etraftakiler bunalmış bakarken hatta Catelin lafa başlamazdan evvel Sofia kanapeye bile oturmuştu. Leonard bir elini saçlarının arasında gezdirdikten sonra konuşmaya başladı.
Leonard:
-Aslında Yvona'yla ben.. Daha önceden evlendik. Fakat bebeğimizin sağlığı için bunu söylemeyi erteledik. Malum düşmanlar mesayini bitirmiyorlar.
Yvona Leonard'ın yalanları ardarda söylemesine hayran bir şekilde bakarken diğer taraftan elini çenesine koyarak abisini izleyen zümrütlerin dikkatine gülmemek için dudakları birbirine bastırmıştı. Bu kızın acayip tavırları daha ilk andan Yvona'nı mutlu ederken en azından burada yaşamanın da hiç fena olmayacağı kanaatine getiriyordu onu. Ta ki duyduğu buğulu sese kadar. Bu ses tüm sümüklerini sızdırırken Yvona bakışlarını korkarak o tarafa çekti.
Florida:
-Peki kim bu kız? Kimlerden?
Yvona büyük ve şahşaalı ama daha çok korkutucu merdivenlerin başında duran ve onları bir anne kartal misali izleyen kadına korkarak gözlerini dikti. Fakat kadın gözlerini kıyarak Yvona'nı baştan aşağı süzünce Yvona da gözlerini yere dikti. Leonard pekte kadını umursamadan Yvona'nı kolundan çekerek kanapeye yaklaştırdı ve oturdu. Leoanrd oturunca Yvona da yapması gerekeni anlayarak yanına geçti. Leonard kızın ürpermesine anlam vere biliyordu. Şevkat dolu gözlerle Yvona'ya bakınca Yvona'nın hâlâ yere dikilmiş gözleri Leoanrd'ı iyice sinirlendirmişti.
Leonard:
-Düşesim..
2 kız gözlerini kocaman açarak abilerine dikti. Sofia bu sözü asla annelerine söylemeyeceğini iyi bildiğinden az sonra bakışlarını normal hale dondürdü. Gerçeği söylemek gerekirse abisi hâlâ onunla konuşmamıştı. Son olanlardan sonra baya kızmış olmalıydı. Fakat sevgili yengesinin de yardımıyla kim bilir belki bu işten kolayca yırlardı. Catelin ise hâlâ tavşan gibi bakıyordu. Yvona ruhsuz bir şekilde bakışlarını yerden çekmiyince Leonard ayağa kalktı. Etraftaki hizmetçilere ve kahya Suzy'e gözlerini dikti. Suzy oldukça zayıf bedenli fakat güçlü bir kadındı. Kahveyi saçlarını arkadan topuz yapmış ve her bir hizmetçinin giyidiği kıyafetden giyinmişti.
Leonard:
-Düşesimi odama götürün ve dinlenmesini sağlayın. Ben az sonra geleceğim.
Leonard'ın laflarına baş eğdikten sonra hizmetçiler, Leonard hızla merdivenlere yaklaştı ve yukarı kalkarak annesinin yanından geçti, çalışma odasına girdi. Bu sırada Yvona'nın çantasını almaya çalışan kahya ve hizmetçiler onu diğer tarafa yönlendiriyorlardı. Yvona son kez asaleti ile malikaneyi sarsan kadına baktı. Bu kadın kesinlikle oydu. Yolculuk sırasında gördüğü kadın. Florida göz devirdikten sonra dönerek tüm asaleti ile Leonard'ın girdiği büyük kapılı odaya girdi. Gerçeği bu malikanede her şey büyüktü. Ve bu Yvona'yı iyice ufak kılıyordu. Sanki her saniye malikane bağırarak 'sen buraya aid değilsin' diyormuş gibiydi.
-
Florida geçerek oğlunun çalışma masasının önündeki iki koltuktan birisine oturdu. Gri koltuklar odanın tonuna ayak uyduruyor ve Leonard'ın zümrütlerini daha da belli eder bir rol oynuyor gibiydi. Florida mavi gözlerini oğlununkilere dikti. Sarışın kadın derin nefes aldıktan sonra konuşmaya koyuldu.
Florida:
-Bu ne demek oluyor oğlum?
Leonard kafasını diktiği evraklardan kaldırıp kadına baktı.
Leoanrd:
-Düşes Westmoreland ve Leydi Westmoreland.. Bu demek oluyor!
Florida kendi ünvanının bir başkası için söylenmesine karşı kaşlarını çatarak Leonard'a baktı.
Florida:
-Düşes Westmoreland'mı?
Leonard:
-Öyle Düşesim.. Şimdi odamı terk ederseniz sevinirim.
Florida kırğın gözlerle oğluna baktı.
Florida:
-Eskiden 'anne' derdin..
Leonard bu defa daha da kızğın bir şekilde bakışlarını kadınınkilere dikti.
Leonard:
-O zaman beni doğuranın bir 'anne' olduğunu sanıyordum..
(Yorumlarınızı bekliyorum💕)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sırlar ve tesadüfler
Historical Fictionİngilterenin en zengin, genç ve bir o kadarda yakışıklı Düklerinden Dük Westmoreland. Kaderine bir tren istasyonunda acımasızca karar verilen bir Rahibe. Dük Westmoreland ablasının düşmanına kaçmasından doğan Leydiyi ararken, Leydi Rahibe Yvona'ya...