Yvona sabah kalktığında boş bir odayla karşılaştı. Leonard gitmişti belliki. Dün olanlara hâlâ inanamazken bir taraftan da rüya mıydı değil mıydı... diye tereddütler savuruyordu beyni.
Kapı çalınca Yvona gözlerini kapıya dikti. Yavaş açılmaya başlayan kapıdan gördüğü şey iki kafaydı. Sofia masum bir şekilde sırıtırken, Catelin'in gözleri resmen alevler saçarak sırıtıyordu. Birbirine sadece dış görünüşlerine göre benzeyen kızkardeşler hızla odanın ortasına kadar geldiler. Catelin omuzuna kanapenin üzerindeki şalı geçirdi. Ve tiyatroya başladı.
Catelin:
-Ah Leonard seni çok seviyorum.. Ama belliki sen Kashia'nı seviyorsun.. Ah kalbim.. Ah..
Sofia da sanki Leonard'mış gibi bir haya büründü.
Sofia:
-Hayır Leydim! Kalbim sadece sizin.. Sizi nasıl unuta bilirim ki?
Catelin:
-Ah doğru mu bu duyduklarım? Ah..
Sofia:
-Size yemin ederim..
Catelin:
-Maç-Muç-Maç-Muç (öpüşmeni kelimelere döküyor kendi kafasında)
Kızların kahkahası tüm evi bürüyorken Yvona kızarmaya başlamıştı bile..
Catelin:
-Evet leydim.. Nasıl bir sahneydi? Bence dünkülerin neredeyse yarısı..
Sofia:
-Evet artık yarından sonra bir yeğen istiyorum.
Yvona:
-Siz bana kızğın değil misiniz? Ne de olsa ablanızın..
Catelin:
-Hayır hayatım.. Sana minnettarız. Yeğenimize baktın. Ama büyük ablamı bilemem.
Sofia da Catelin'in söylediklerini kafasıyla onaylamaya koyuldu.
Sofia:
-Neyse kızlar.. Bütün gerginlikleri kutlamak ve de ailemize geldiğin için kutlama vermek amaçlı bu akşam kraliyet balosuna gidiyoruz.
Yvona şaşırmış bir halde Sofia'nı izlerken Catelin yatağın üzerinde, Yvona'nın kenarında oturdu. Tek farkları Yvona'nın ayaklarının da altında yani yatağın üzerinde olmasıydı.
Catelin:
-Ben gelmiyorum.
Sofia:
-Ne demek gelmiyorum? Ama neden?
Catelin omuz silkti.
Catelin:
-Her kesin bir sebebi vardır.
Sofia:
-Bir mi? Sebeb? Saçmalama Catelin! Hem döndüğünü de camia görür yani.
Catelin:
-Döndüğümü bilmelerini isteyen kim? Hem annem gider.
Sofia:
-Gidecek evet fakat beni de götürecek. Büyük ihtimal seni de Yvona.
Yvona bundan pek emin değildi. Gerceği söylemek gerekirse, Düşesin ondan hazz etmediği pek belliydi. Şimdi açık ifşa gibi baloya gorürerek "Bu da benim gelinim" deyecek hâli yoktu herhalde. Ki aniden kapıda belirdi Düşes Florida Westmoreland.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sırlar ve tesadüfler
Historical Fictionİngilterenin en zengin, genç ve bir o kadarda yakışıklı Düklerinden Dük Westmoreland. Kaderine bir tren istasyonunda acımasızca karar verilen bir Rahibe. Dük Westmoreland ablasının düşmanına kaçmasından doğan Leydiyi ararken, Leydi Rahibe Yvona'ya...