10: Yemek masası

4.5K 253 4
                                    

Catelin:

-Ablam ne olacak abi?

Leonard çatalını bırakmadan Catelin'e baktı.

Leonard:

-Bir şey olacağı yok bir tanem. Madem o hayatı seçtı bunun cezasına katlanacak.

Sofia:

-Bebeği senin aldığını söylüyorlar..

Catelin de kafasıyla onaylayınca Leonard geri yaslandı ve bakışlarını Yvona'ya dikti. Kendisini mest eden elaların onu izlemesi hoşuna gitse de, şu anki duruma çare edecekleri yok gibiydi. Catelin abisinin suskunluğundan cesaret ederek konuşmaya başladı.

Catelin:

-Öyle söylüyorlar ama bence saçmalık. Sen zaten karınla beraberdin, muhtemelen bebeğin kaçırıldığı zaman.

Leonard:

-Öyle.. Yvona ile beraberdim.

Leonard yalan söylemekten nefret ederdi. Kız kardeşi ne kadar kendisi bilmese de yardım etmişti ağabeyine.

Leonard:

-Sen ne zaman geldin Catelin?

Catelin:

-Daha yeni. Bir kaç saat olur. 2 yıl önce gittiğim gibi bulamadım tabi burasını.

Yvona'ya bakarak söylemişti bu sözleri Catelin. Yvona ise kafasını yemek masasına dikmişti ani bir haraketle. Daha sonra gülümsedi ve yerinden kalktı Catelin. Yvona'nın oturduğu taraf boştu ve kimse oturmuyordu. Hızla Yvona'nın yanına geldi ve koluna girdi. Sandalyeye oturduktan sonra kahkaha attı.

Catelin:

-Ama bu değişiklik hoşuma gitti özellikle de Kash..

Sofia boğazını temizleyerek engel olmuştu Catelin'e. Yvona anlamayarak iki kardeşe bakarken Sofia'nın kaşlarını çatarak kardeşine bakmasını da görmemiş değildi. İçeri giren kahya baş eğdikten sonra Leonard'a baktı.

Suzy:

-Ekselansları majesteleri geldiler. Prens Carles.

Leoanrd:

-Davet et o zaman Suzy.

Suzy yendien baş eğip dışarı çıktı. Yvona ilk defa bir prensle tanışacağı için tuhaf hissediyordu. Fazlasıyla tuhaf. İçeri giren Carles gülümseyerek baş eğdi. Daha sonra Düşesin elinden öptü.

Carles:

-Düşesim hâlâ çok gençsiniz..

Florida kahkaha atarak yeğenine baktı. Carles gözlerini masada gezdirirken tabikide Catelin'in orada olmasını beklemiyordu. Catelin ise umursamazca yemeğini yemeğe devam ediyordu işte. Carles de öyle olacaktı. Ne var ki, yıllar önce onu umursamazca bırakan kıza tahammül etmek gibi bir niyeti yoktu. Tabağına baktığındaysa, yemekle dolu olduğunu fark etti. Hâlbuki daha Carles'e yemek servis edilmemişti. Yanında oturan Sofia boğazını temizleyerek yeni bir tabak rica etti. Catelin bakışlarını Carles'in tabağına dikti. Kendisinin tabağı şu anda onun önündeydi. Pekte bir şey fark etmezdi artık. Catelin Carles'in gözlerinin içine bakmıyordu.. Bakamıyordu.. İster buna korkmak diyin, ister nefret, ister şımarıklık, isterse de arzu..

Leonard:

-Prens Carles buraya gelmek şerefinizi nere borcluyuz? Yoksa Catelin'in gelişini mi duydunuz?

Carles:

-Sayın leydimiz.. Gittiklerini haber etmedikleri gibi geldiklerini de haber etmediler Düküm..

Catelin'e kendisine değen iyneleyici lafların farkındaydı. O sadece ülkeleri gezmek ve kitab yazmak istiyordu. Tanrı biliyor ya ağabeyinden ve hatta tüm insanlardan gizli bir şekilde de yazıyordu kitaplarını.  Fakat Carles onun bu fikrini önemsememişti. Ve eğer benim kadınım olacaksan, eğer kraliçe olacaksan böyle hayalleri unut demişti. Ve Catelin'in hayalleri ağır basmış ve hayallerinin peşinden koşmuştu. Peki mutlu muydu? Her şeye rağmen kalbinin bir parçasını burada bırakmaya? Hayır, hayır.. Kalbinin tümünü burada bırakmaya değer miydi?

Sofia:

-Evet Catelin'in dönmesinden bizim de haberimiz olmadı. Catelin bu dönüşü neye borcluyuz?

Catelin iyice sinirlerinin bozulduğunun farkındaydı. Resmen soru ateşine tutuluyordu. Leonard boğazını temizleyerek çatalını masaya bıraktı.

Leonard:

-Bunu kimsenin sorğulamaya hakkı yok Sofia! Burası Catelin'in evi. İstediği zaman gelir.. İstediği zaman da gider.. İsterse tekrar gider ve döner..

Sofia abisinin haraketlerinin farkındaydı. Belli çerçevede Sofia'ya ceza veriyor gibiydi. Yvona ise olanları izliyordu sadece kenarda. Tabi o 'büyüleyici leydi' lafa başlayana kadar. Şimdi sadece titriyordu.

Florida:

-Sen daha haberi duymadın Carles..  Leonard evlendi.

Carles kaşlarını kocaman kaldırarak Leonard'a dikti.

Carles:

-Uzun süre savaşta olduğumdan duymamış ola bilirim Düküm.. Mutluluklar dilerim..

Carles son cümlesini Yvona'ya bakarak söylemişti. Merak etmişti. Her ne kadar gözleri, kalbi ve tüm benliği Catelin'in olsa bile masadaki güzel kızın kim olduğunu merak etmişti. Yvona gülümseyerek minnettar bir bakış atınca Carles de ardınca gülümsedi. Fakat Catelin farklı bir detaya takılmıştı. Carles savaş mı demişti. Onun biricik aşkı ne gibi bir savaştan bahsediyordu. Carles bakışlarını Yvona'dan çektikten sonra eski baktığı yere odaklandı. Fakat bu defa tabağına bakan bir Catelin değil, farklı bir bakışla ona bakan Catelin görüyordu. Korku, endişe, kayğı, şefkat.. O kadar güzel bakıyordu ki kadın.. Carles zorla yutkuna bildi. Masada neler döndüğünü anlamaya çalışırken Yvona iyice yorulmuştu. Tek istediği güzel bir uykuydu belkide.. Bir de ufaklığı.. Acaba hâlâ uyuyor muydu?

(Yorumlarınızı bekliyorum💕)

sırlar ve tesadüflerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin