Yvona girdiği odanın büyüsüne kapılarak etrafa bakmaya başladi. Güzel bir odaydı. Kimi kandırıyordu ki? Buranı her kim dekore etmişse demek ki, fazlasıyla seçici bir insandı. Suzy elindeki çantayı kenara bıraktıktan sonra etrafı tarayan kıza acıyarak baktı. Düşes Florida ile baş etmek imkansızdı. Üstelik Dük Leonard'ın yani oğlunun karısını, onu hangi odaya yolladığını düşününce Suzy daha da üzüldü. Zavallı kız o kadar masum ve güzeldi ki.. Şimdi olduğu odaysa.. İçeri giren Leonard içeridekilerin bakışlarını kendisine çekti. Sinirli bir şekilde adım atarak Suzy'e yaklaştı.
Leoanrd:
-Sana bu oda mı dedim!
Suzy baş eğerek korkak bir şekilde gözlerini adama dikti.
Leonard:
-Derhal diğer odanı hazırlayın!
Odadan Suzy çıkınca ikili başbaşa kalmıştı. Leonard elini saçına geçirdi. Ki bu zaman fazlasıyla karizmatik görünüyordu. Yvona düşündüğü şeyin ne kadar ahlaksızca olduğunu fark edip gözlerini yere dikti. Ne de olsa istemese de o bir rahibe olacaktı. Zorla manastıra verildikten sonra her bir kızın kaderiydi rahibe olmak. Fakat Yvona şu an daha tuhaf bir durumun içindeydi. Leoanrd bir kaç adım yaklaştıktan sonra Yvona'ya baktı.
Leonard:
-Rahibe olmayı çok mu istiyorsun?
Yvona gözlerini yerden çekip adamın zümrütlerine dikti.
Yvona:
-Ben.. Şey.. Buna mecburum..
Leonard sabahtan başının etini yiyerek 'rahibe' diyen kızın gerçekleri söylemesini çok istiyordu.
Leonard:
-Ne demek bu?
Leydi Hamilton ağladıktan sonra Yvona bakışlarını bebeğe dikti.
Yvona:
-Ne anladıysanız o..
Leonard derin bir nefes aldı ve Yvona'ya yaklaştı.
Leonard:
-Yvony benim iğrenç bir hayatım var..
Yvona etrafına baktı bumuydu 'iğrenç hayat' ? Tam ağzını açacakken Leonard konuşmaya devam etti.
Leonard:
-Farkındayım.. Oradan nasıl görünüyor.. Yalnızım Yvony.. Ablam zaten Kont Hamilton'un yanına gitti kaçarak. Yeni duydum ve kardeşlerim sonunda evlenip gidecekler..
Yvona sanki düşünüyormuş gibi bir kaç dakika daldı.
Yvona:
-Peki anneniz?
Leonard omuz silkti.
Leonard:
-Onun var olduğuna inanmıyorum diyelim.
Yvona hiç ama hiç bir şey anlmamıştı.
Leonard:
-Ve sen? Sen de yalnızsın.. O zaman biz..
Yvona kaşlarını çatarak çocuk gibi bakan adama dikti elalarını.
Leoanrd:
-Biz beraber..
Yvona iyice yaklaşan adama bakmaktan bir saniye bile çekinmiyordu. Leonard son olarak dudaklarına kapanınca yüzünün domatese döndüğüne emindi. İlk öpücük oldukça muazzamdı. İlk heyecan, ilk tad.. Leonard sonunda uzaklaşınca alnını alnına dayadı ve gülümsedi.
Leonard:
-Lütfen benim karım ol..
Yvona hiç bir şey konuşmadı, konuşmadı.. Fakat Leonard'ın bakışları iyice umudunu yitirince boğazını temizledi.
Yvona:
-Yani.. Sizi isteyen eminim ki fazlasıyla..
Leonard:
-Kadın vardır? Bunumu demek istiyordun? Evet var..
Yvona aniden kendinin bile anlamadığı bir hissle dolarken. Bunun ne olduğunu anlayınca tüyleri ürperdi. Bu şey kıskançlık mıydı? Bir günde ne kadar da şey tadmıştı.
Leonard:
-Ama ben seni istiyorum.. Seni.. Ve sadece seni.. Sonra tekrar seni..
Yvona:
-Neden ki?
Leonard:
-Bilmem.. Bildiğim tek şey bu..
Tabi 3 yıl önce manastırda hayatını kurdardığım kızsın diyecek hâli yoktu. Ya da 3 yıldır sana aşığım. Yvona gülümsedikten sonra Leonard yeniden dudaklarına kapanınca kapıdan içeri giren annesi ikiliyi görünce boğazını temizledi. Leonard ve Yvona her ikisi de ayrılınca Leonard hâlâ kollarını karısının beline dolamıştı.
Florida:
-Yemek hazır oğlum.. Ben haber vermek istedim. Seni bekliyoruz..
Odadan çıkan Florida ellerini yumruk yaparak sıkmaya başladı. Oğlunu tanıyordu ve şu yaptığının da nedenini gayet iyi biliyordu. Annesini kızdırmak.. Bu kızı oyuncak gibi oynatacaktı. Her şeye bir anda sahib olan bir Düktü o. Sıradan bir kıza aşık olacak değildi herhalde. Florida en çok bebeğin durumuna üzüldü. Bu oyunu bitirmenin yolunu biliyordu. Ama biraz daha devam etmesinde bir kusur göremiyordu. Oğluna iyi bir darbe vuracaktı. Ama önce biraz eğlenmekten sorun çıkmazdı değil mi? Evet Düşes oğlunun gerçekten de aşık ola bileceği ihtimali göz ardı etmekle büyük hata yapmıştı.
Aşağı inmekte olan Leonard ve Yvona etrafa baktılar. Sofia tabağını karıştırırken Catelin gayet hoş bir şekilde yemeğini yiyor Florida ise dalmış bir alemlerde geziniyordu.
Leoanrd:
-Afiyet olsun.
Kızlar kafalarını kaldırarak onlara baktılar. Ve her ikisi gülümsedi. Yvona da karşılık vermeyi unutmadı tabi. Daha sonra Düşese bakınca bu defa Düşesin gözünde görüğü şey farklıydı. O Yvona'ya acıyordu.
(Yorumlarınızı bekliyorum💕)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sırlar ve tesadüfler
Historical Fictionİngilterenin en zengin, genç ve bir o kadarda yakışıklı Düklerinden Dük Westmoreland. Kaderine bir tren istasyonunda acımasızca karar verilen bir Rahibe. Dük Westmoreland ablasının düşmanına kaçmasından doğan Leydiyi ararken, Leydi Rahibe Yvona'ya...