OLAY

2.4K 137 19
                                    

(FEYZULLAH)
Yavuz'ların yanından işim var diyerekten ayrıldım. Bi işim olduğundan değildi sadece baş belasını kontrol amaçlı yanlarından ayrılmıştım. Onu gördüğüm andan beri 'o küçük kıza' benzetmiştim. Gözleri aynı onun gibiydi. Yani baş belasına karşı bir şey hissettiğimden değil sadece 'küçük kıza' benzettiğimden. Ben bu şekilde düşüncelere dalmış bir vaziyette çağırdığım taksi gelmişti bile. Hemen bindim.
Taksici: Abi nereye?
Fey:Konak Sardunya Kız Yurduna.
dedim ve taksici ile aramdaki muhabbet son buldu. 25 dk lık bir yolculuktan sonra Yurda gelmiştim. Camdan Su'yun Yurda girişini görmüştüm. Belasız bir şekilde ulaştığına göre gitmem gerekirdi. Ama gitmedim. Sanki arkamı döndüğüm an başına bir şey  gelicekmiş gibi hissediyordum. Zaten bugünkü olaydan sonra büyük ihtimal Yurttan da atılcaktı. Yani Yurdun önünde Su'yu bekledim. 1 saat geçti sokakta bekleyeli. Heralde atılmamıştı. Atılsaydı çoktan eşyalarını toplamış çıkmıştı dışarı. Arkamı döndüm. Bu saatte taksi bulmam imkansızdı. O yüzden yürümeye başladım. Hafiften yağmurda atıştırmaya başlamıştı. Aldırmadan yürüdüm. Biraz yürümüştüm ki arkamdan sesler gelmeye başladı.
S:Ben de senin bok götüren yurduna kalmıştım zaten. Burası olsa olsa genelev olur!
diye bağırıyordu. Aynı zamanda da kendinden daha ağır valizi çekmeye çalışıyordu. Bu haliyle oldukça komikti. Çünkü hem müdüre, hem yurda sövüp hemde valizi çekmeye çalışıyordu. Normalde yardım etmem gerekirdi. Ama uzaktan izledim onu bi müddet. Ne yapıcağını merak etmiştim. Nereye gidebilceğine? Başının çaresine bakıp bakamayacağına? 2 sokak ilerlemiştik bile. Baş belası bir şeyden şüphelenmiş gibi sürekli arkasına dönüp duruyordu. Bende kendimi belli etmeden onu takip ediyordum. Farkettirmeme olanak yoktu. Çünkü ben bir özel kuvvetçiydim. Özel eğitimim vardı. Bu gizlenme işi için tam 3 ayımı vermiştim ben. Düşüncelerimden Su'yun bağırması ile kurtuldum.
S:Bırak kolumu!
diye bağırıyordu. 2 adam Su'yu kuytu köşeye çekmişti. Biri Su'yun kolundan tutuyordu. Biri de valizini açmıştı.
X:Vay yavrum vay! Seni bir de bu kıyafetlerin içinde görseydik!
dedi ve elini Su'yun kalçasına doğru koydu. Su da adamın yüzüne tükürdü. Adam elini Su'yun kalçasından çekip yüzüne götürdü. Sonra tam Su'ya vurcakken araya girdim. Adamın elini tuttum. Sağ elimi yumruk yapıp adamın suratına doğru indirdim. Adam benim vurmamla geriye sendeledi. Bu arada diğer adam da valizi karıştırmayı bırakmıştı bana doğru hamle yaptı. Sol elimle hamleyi savuşturdum ama öteki adamın yumruğundan kaçamadım. Öteki adamın vurması ile arkaya doğru sendeledim. Sırtım duvara çarptı. O sırada Su şaşırmış bir şekilde bizi izliyordu. Gözleri şaşırdığından mı korktuğundan mı büyümüştü anlamadım. Ben Su'ya bakarken adamlardan biri karın boşluğuma doğru tekme attı. Tekme ile sarsıldım. Sol elimden güç alıp adamın karın boşluğuna yumruk attım.
S:Dallama!Ahh!
demesiyle Su'ya baktım. Hemen arkamdaydı ve kolunu tutuyordu. Su'yun biraz ilerisine bakınca öteki adamı farkettim. Elinde bıçak gibi bir nesne vardı. Bana saplıcağı sırada Su keskin nesne ile arama girmişti. Ve keskin nesne Su'ya saplanmıştı. Ve Su böyle bi anda bana Dallama diye seslenmeyi de ihmal etmemişti. Diğer adam boşluğumdan yararlanıp kolumdan tuttu. Ama ters bir hareket yapıp onu yumrukladım. Öteki adam ise ilk Su'yu bana doğru fırlattı ve Su ters bir hareketle yere düştü, sonra ise öteki adam durumun farkına varıp kaçmıştı. Ben de hemen Su'yun yanına gittim. Yerdeydi. Yanına çömeldim.
Fey:Su! İyi misin?
dedim.
S:İyim!
dedi kolunu tutmuş bir vaziyette. Koluna bakmak için Su'yun elini kolundan çektim. Kesik derindi. Dikiş atılması gerekiyordu. Yengelerimden biri doktor olunca bir de timden komutanlarımdan biri sağlıkçı olunca az buçuk anlıyordum bu işlerden.
Fey: Yaran çok derin. Dikiş atılması gerek.
S:Sen nerdem biliyosun?
Fey: Yengelerimden biri tıp okuyor da ordan.
S:Hastaneye gitmesek?
Fey:Olmaz. Hastaneye gitmemiz şart.
S:Nolur?
Fey:Neden?
S:Ben hastanelerden hiç hoşlanmam.
Fey:Hoşlanıp hoşlanmamana bağlı bir durum değil bu.
dedim. Su'yun kalkmasını bekledim. Ama hala oturuyordu.
Fey:Kalksana kızım!
S:Bağırma ya! Kalkamıyorum!
Fey:Nasıl kalkamıyorsun?!
S:Kalkamıyorum işte! Ayağım acıyor!
demesiyle tekrardan yere çömeldim. Su'yu yatay bir vaziyette kucağıma aldım.
S: Valizim?
Fey: O zaman seni taşıyamam!
S:Valizim olmadan gitmem!
Fey:Ne çok sorun çıkardın ya!
S:Bi düzgün konuşamıyosun ya! Hem senin yüzünden bu haldeyim ben!
Fey: Ben mi dedim sana bıçakla arama gir diyen!
S:Keşke girmeseydim. Kenarda köşede ölseydin!
Fey: Tamam sakin ol!
dedim. Ve Su'yu omzuma doğru dik bir şekilde tuttum. Diğer elimlede valizi tuttum. Bu valiz göründüğünden de ağırmış.
Fey: Baş belası sen bu valizi 1.60 boyunla nasıl taşıdın?
S:Yalnız 1.60 değil 1.65!
Fey:5 cm ile çok uzadın zaten!
O anda sağlam ayağı ile bacağıma tekme attı.
Fey:Ahh! Ne yapıyon be?!
S:Beğenemedin mi?
Fey: Hayır beğenemedim. Daha normal hareketler sergileyebilir misin acaba?
S:Sen hayvan kaçkını gibi davranmazsam belki.
diyip laf soktu.
Fey: Hem sen niye bıçakla benim arama giriyosun?
S:Ben bıçak olduğunu görmedim ki! Adam baktım sana arkadan yaklaşıyor bende dedim ki boş durmıyım. Tam adama doğru hamle yaptım. Adamın elindeki şey kolumu kesti.
Fey: Bi insan bi günde başına nasıl bu kadar bela almayı başarır aklım almıyor.
S: Ben de anlamıyorum ki. Bi bakıyorum bela beni bulmuş.
diyince güldüm.
S:Ya gülme ya! Gerçekten senin şaşırman gibi bende şoke oluyorum durum karşısında.
Fey: Kendi şaşırmamı anladım ama niye sen de şaşırıyorsun, başına belayı alan sen değil misin?
dedim gülerek.
S:Asıl başına belayı onlar alıyorda haberleri yok işte.
dedi gülerek. Sanki bu cümlede farklı bir şeyi vurgulamak istiyor gibiydi. Hem konuşa hem yürüyerek hastaneyi bulmuştum sonunda. Hastaneye girdiğim an hemşirelerin bizi görüp yanımıza koşmaları bir oldu.
S:Acil bi durumum yok. Sadece dikiş atılması gerek.
Fey:Bir de ayağı incindi.
diye ekledim. O an Su'yun kötü kötü bakışlarına maruz kaldım. Sırıtmakla yetindim. Hemşireler Su'yu sedyeye yatırıp içeri aldılar. Doktorlardan bir kaçı Su'yun bulunduğu odaya girdi. Bende Su'yu beklerken telefonuma baktım. Çünkü bizimkiler beni kesin aramışlardı. Ve şuan çok kızdıklarını tahmin edebiliyordum. Telefonun ekranına baktığımda Yavuz Komutanımdan 12 cevapsız  arama, Ateş komutanımdan 7 cevapsız arama, Fethi komutanımdan 10 cevapsız arama,  ve bir de Bahar aramıştı. Şimdi sıçmıştım. Sıçtı Cafer bez getir sözü şuanki durumumu gayet net bir şekilde açıklıyordu. Tam Bahar'ı arıcakken Bahar beni aradı. Bir kaç kez çalmasını bekledim ve açtım. Şehadet getirmeyi de unutmadım.
B:Feyzullah!
dedi ve arkadan garip garip sesler geldi. Arkadan birinin,
: Nerdesin olum! Öldük meraktan!
dediğini işittim. Ben de daha fazla uzatmadan
Fey:Hastenedeyim.
dedim ve sanırım hepsi bir ağızdan
:Ne?! Hastane mi?!
dediğini duydum.
Y:Hangi hastanedesin? Söyle çabuk geliyoruz.
Anlaşılan Yavuz Komutanım telefonu ele geçirmişti.
Fey: Yavuz önemli bir şey değil. Yarım saate kadar geliriz zaten.
Y:Ne demek önemli bir şey değil!
Fey: Gelince anlatırım.
dedim ve Su'yu seke seke yanıma geldi.
Fey: Senin ne işin var?
S: Hadi gidelim. Doktorlar yaptı yapcağını.
Fey: Manyak mısın? Daha geleli 15 dk olmadı. Ayrıca daha ayağına bakmamışlardır.
Telefondan bağırışlar geliyordu ama şuanlık Su ile ilgileniyordum. O yüzden telefona cevap vermedim.
S: Hadi çıkalım!
O anda doktorlardan biri Su'yun çıktığı odaya girdi. Girdiği gibi çıkması bir oldu. Benim yanıma doğru gelirken, Su'yu dademinki gibi omzuma doğru kucakladım. Telefonu Su'ya verdim ve hastanenin çıkışına doğru koşmaya başladım.
Doktor: Nereye? Daha röntgen çekilmeniz gerek!
diye bağırıyordu arkamızda. Su da ellerini boynuma dolamış gülüyordu.
Fey: Hep senin yüzünden!
diye bağırdım.
S:Asıl senin yüzünden!
Fey: Madem bıçaklanıyorsun niye ölmüyorsun ya?!
S:Bilmem. Yanlış yere sokmuş bıçağı.
Fey: Adamın salaklığı ne yaparsın?!
dedim tek kaşımı kaldırarak. Evet şuan telefon hala açıktı ve bizimkiler ölesiye bağırıyordu.
S:Ya merak edilcek bi durum yok.
diyordu gülerek.
Sanırım bizimkiler inanmamıştı.
S:Ciddi diyorum. İkimizde iyiz. Ufak tefek şeyleri saymassak.
Fey: Ufak tefek dediğin dikişi kastetmiyorsun umarım.
S:Sen bi sussana ya!
Fey: Yine suçlu ben oldum!
S:Sen her zaman suçlusun!
Bu lafı üzerine Su'yu aniden yere bıraktım. Tabi böyle bir hamle beklemediğinden ve ayağı sakat olduğundan dengesini kaybetti. Yerde su birikintisinin üzerine düştü.
S:Tam bi dallamasın biliyosun demi?
Fey: Onu demeden önce düşünseydin.
S: Ayağım senin yüzünden sakat zaten bi de sertçe yere bırakıyosun ya!
Fey: Sertçe bırakmadım. Düzgünce bıraktım sen sadece böyle bir hamle beklemiyordun affaladın ve bunun üzerine düştün.
dedim gülerek.
S:Aman be! Senin yüzünden kıyafetim de mahvoldu! Aniden bırakılır mı ya?
Söylenmesine dayanamayıp kalkmasına yardım ettim.
S:Bırak! Yardımını istemiyorum!
diye bağırdı.
Fey: İyi o zaman.
diyip önden yürüdüm. 2 dk yürüdükten sonra arkama baktım. Hala bıraktığım yerdeydi. Ve ayağı ciddi anlamda kötü durumdaydı. Kolundaki kesik yüzünden de kolunun ağrıdığı belliydi. Sabır çekip Su'yun yanına gittim. Ve onu tekrardan omzuma doğru aldım.
S: Ne yaptığını sanıyorsun ya?! Bırak!
Fey: Susucak mısın?
S:Bırakırsan evet!
Fey: Baş belası izin verde eve sağ salim gidelim! He ne dersin?
S: Ben mi belaya bulaşıyom ya?
Fey: Burda belaya bulaşan başka birini göremiyorum!
S:Hem sen ne yapıyordun yurdun orda?
Buna dicek bir şey bulamadım ilk başta. Ne dicektim. Sen başını belaya sokma diye bakmaya gelmiştim mi? Onun yerine;
Fey: Bi arkadaşa uğradım. Ordan geçiyordum. Bir cırlama sesi duydum. Sen de çok cırladığından direk o cırlama sesinin sen olduğunu anladım.
S:Ne diye zahmet edip gelmişsin? Yorulmuşsundur kesin sen!
Fey: İyilikte yaranmıyor. Hey güzel Allah'ım beni ne ile imtihan ediyorsun?
S: Sen daha imtihanı görmemişsin!
Fey: Ne demek bu?
S:Boşver. Hem sen konuşcağına yürüsene!
Fey:Şuan ne yapıyorum acaba?
S:Konuşuyosun!
demesi üzerine derin bir nefes alıp yürüdüm. Ve bir kaç dakika sonrasında bizim apartmana gelmiştim. Şansıma kapı açıktı. Merdivenlere doğru baktım sonra elimdeki valize ve en sonda ise kucağımda taşıdığım Su'ya baktım. Hem Su'yu taşıyıp hem de valizi çıkarmam imkansızdı. O yüzden apartman boşluğundan
Fey:Ateş! Yavuz! Fethi!
diye bağırdım. Onlar yerine yaşlı bir teyze çıktı. Ben ve Su'yu bu halde görünce gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Bir bana bir Su'ya baktı. Sonra eline terliği aldı. Ve bana fırlattı. Ben de o anki şaşkınlıkla dışarı fırladım. Tabi bu sırada elimdeki valizi çoktan fırlatmıştım. İki elim ile Su'yu belinden tutup düşmemesini sağladım.
Teyze: Utanmıyor musun gencecik kızı eve atmaya!
diye bağırıyordu. O an şaşkınlıkla Su ile birbirimize bakıyorduk.
S:Ya teyze-
Teyze:Terbiyesiz herif!
diyip ayağındaki terliği de bana doğru fırlattı. Su'yun ise keyfi gayet yerindeydi. Ne de olsa terlikler ona İsabet etmiyordu. Su'yu sağlama altına almak için sırtıma aldım. Su şuan maymun gibi sırtımdaydı. Ve o da artık teyzenin terliklerinden saklanıyordum. Başını sırtıma doğru çekti, aynı zamanda da gülüyordu.
Teyze:Pühh! Senin gibi gence yazıklar olsun. Bir de kızı sarhoş etmiş!
diye bağırmaya devam etti. Bazı komşular ise pencereden bizi izlemeye başladı. Öyle bakcaklarına yardım etseler keşke.
Fey:Ya teyzecim sen olayı yanlış anladın.
dedim.
Teyze:Sus! Bir de yanlış anlamışım. Kızı tutmuş belinden kaçırır gibi omzuna atmışsın!
diye üzerime gelmeye başladı. Teyze olduğundan bir iki vuruş da sergileyemedim. Su ise kulağım dibinde anırarak gülüyordu.
Fey:Ateş! Yavuz!Lan birinizde cama çıkın be! Su hepsi senin yüzünden. Bi de gülüyorsun ya!
S:Nasıl gülmiyim ya. Şu halimize bak!
dedi gülerek. O anda bi düşündüm. Ve gerçekten bana da komik gelmeye başladı. Ben de başladım gülmeye.
Fey: Lan Fethi! Ulan yaktım lan sizi!
diye bağırdım bizimkilere doğru. Hem bağırıp hem gülüyordum.
Teyze: Hala kızı kucağında tutuyo!
diyip diğer terliği de fırlattı ve tam gözüke isabet etti.
Fey: Ahh! Gözüm! Teyze ne yapıyorsun ya?
diye karşılık verdim. Boşta kalan elimle de gözümü tuttum.
Teyze: Bu az bile senin gibi şerefsize!
S:Bahar! Nazlı! Kızım yetişin! Arada kaynıyorum!
Sonra teyzeye dönüp;
S:Ya teyzecim bari şu dallama beni yere indirdikten sonra terlikleri fırlatsaydın.
Terliklerin biri Su'yun koluna çarptığından böyle demişti.
Fey:Ya nasıl da acıtıyor dimi?
S:Sen sussana bi! Zaten senin yüzünden başımıza gelmeyen kalmadı!
Fey:Her olayı da bana yükle zaten. Şu teyzenin hiç suçu yok yani.
Teyze: Utanmaz! Ahlaksız!
diye söylenmeye devam ediyordu teyze o sıra.
Fey: Yavuz! Bahar! La bi yardım edin bee!
S:Hiç mi duymuyonuz!
diye cırladık beraber. Sonunda kızların katından Yavuz başını camdan çıkarttı. Benim kucağımda Su ve bizi terlikle tehdit eden bir teyze görünce şaşkına uğradı.
S:Bakcağınıza yardım edin. Linç yedik sabahtan beri burda.
Yavuz aniden camdan çekilde, bu sırada ise bütün mahalle bizi dinliyordu. Dedikoducu teyzeler camlara yapışmıştı. Hatta bi kaç tanesi çekirdek bile çitliyordu.
S:Teyzecim sen o elindeki terlikleri bi bıraksan, konuşsak güzel güzel?
dedi sakince ve bizimkiler gözüktü. Kapıdan çıkıp teyzenin yanına geldiler hemen. Bahar teyzenin elindeki terlikleri alıp teyzeyi sakinleştirmeye çalıştı. Yavuz olayları anlamaya çalışıyordu, diğerleri ise halimize gülüyorlardı.
Fey: Dayak yediğim yetmezmiş gibi bir de senin yüzünden terlik yedim.
S:Sanki ben yemedim o terliği!
diyince biz de başladık gülmeye. Bahar teyzeyi sakinleştirmişti. Nazlı ve Eylem'de Su'yun yanına gelmişti.
N:Noldu sana?
Fey: Hayırlısı ile bi eve geçelim. Anlatcaz.
diye cevap verdim. Fethi Su'yun valizini 4 kat yukarı çıkardı. Bende Su'yu kucağımda 4 kat yukarı taşıdım. Eve girdik tam koltuğa yatırcakken;
S:Bi odaya götürsene. Üstümü değiştiriyim.
Fey: Sen de iyi alıştın.
S:Ya uff hadi!
diyince Nazlı'nın odasına götürdüm. Sonra bizimkilerin yanına geçtim.
Y: Bu ne hal Çaylak!
Yavuz'un demesi ile aynadan kendime baktım. Alnım morarmıştı. Gözümün çevresi kızarmıştı, dudağım patlamıştı ve burnum kanıyordu. Bahar ilk yardım malzemelerini alıp yanıma geldi. Müdahaleye başladı.
F:Nasıl becerdin?
A:Ne oldu anlatsana!
Fey: Abi bi durun yaa!
Su'yun içerden seslenmesi ile Nazlı ve Eylem Su'ya yardım etmeye gitti. Su'yun üzerinde zürafalı bir pijama vardı. Onu bu halde görünce gülmeden edemedim.
S:Ne gülüyon? Ayı mı oynuyor?
Fey:Zürafa oynuyor.
dedim alay ederek.
S:Zürafalar senden tatlı o yüzden düzgün konuş!
Fey: O kadar hayatını kurtardım bir teşekkür ederim diyebilirdin.
F:Lan delirtmeyin adamı! Ne oldu söylesenize!
S:Bende bilmiyom ki bi baktım kolum çizilmiş.
dedi masumane bir şekilde.
Fey: Önemli bir şey değil ya.
Y:Nasıl değil! Halinizi görmüyonuz mu? Yüzündeki morlukları da farketmedin?!
diye bağırdı.
Fey:Ya Bahar yavaş!
B:Pardon!
dedi ve müdahaleye devam etti.
S:Bi bağırmadan durun ya. Zaten kafam oldu duman.
N:Su! Hadi anlat güzelim. Ne oldu size? Kim yaptı size bunu? Ayrıca hastanede ne işiniz var?
E:Ve sen nasıl ceylan gibi seke seke yürüyecek hale geldin?
dediler birbirlerinin cümlelerini tamamlayarak.
S:Şöyleki ben yurda gittim. Sonra işte müdür beni yurttan attı. Sonra ben de sokakta öylece yürümeye başladım. Bu dallama da bi arkadaşına uğramış o sıra. Neyse sonra sokaktan iki kişi bana bulaştı. Biri eşyalarımı karıştırmaya falan başladı. Sonra işte Dallama geldi adamlara yumruk falan attı. Tabi adamlarda buna yumruk falan attılar. Bir tane adam da Dallamaya arkadan yaklaşıyordu. Bende dedim boş durmıyım yardım ediyim. Meğersem adam bıçak çekmiş. Ben de Dallama'nın önüne atılınca, kolum çizildi. Adam da fırsat bilip beni itirince bi de ters bi hareketle yere düşüp ayağımı incittim. Sonra ikisi de kaçtı. Bu kadar. Büyütülcek bir şey yok.
A:Kimdi bu kişiler? Yüzlerini görebildiniz mi?
Fey:Cık. Göremedik. Karanlıktı sokak.
A:Hay sıçıyım!
E:Peki teyze ne alaka?
diyince Su ile birbirimize baktık ve gülmeye başladık.
Fey: Apartman kapısı açıktı. İçeri girdim direk. Sonra valizi ve Su'yu aynı anda çıkaramazdım 4 kat boyunca. Size seslendim ama siz hariç bütün apartman duydu. Giriş katındaki teyzede bizi o halde görünce daha doğru Su'yu kaçırma pozisyonu gibi bir pozisyonda görünce terlikleri fırlatmaya falan başladı. Bu sırada da Su hanım gülüyordu.
Ben anlatınca diğerleri de gülmeye başladı.
N:Ekşına gel!
E:Harbi ya? Yetmemiş bir de teyze kovalamış sizi!
diyip güldüler.
S:Bi kere o durumda gülmeyip ne yapıcaktım. Teyze peş peşe terlik fırlattı. Artık neresinden bulduysa o terlikleri.
diyince kahkaha attık.
S:Off!
B:Noldu?
S:Ayağım çok ağrıyo ya!
Fey:Çok normal(!) İnadına o ayağının üzerine basa basa yürümeye çalıştın.
S: Ben mi? Sen beni aniden bıraktın be!
Fey:Ben seni normal bir şekilde bıraktım, sen dengeni kaybedip düştün.
S:Yalana bak ya!
E:Tamam tamam!
diyip gülmeye başladılar.
S:Ben de Su Çakır'sam senden bunun acısını çıkarmaz mıyım?
Fey:Yeterince çıkarmadın mı? Hem senin gibi ağır bir kütleyi nerdeyse 1 saat ordan oraya taşıdım. Üstüne terlik yedim-
diyince yeniden gülüşler inletti odayı.
F:Fanteziye gel lan!
A:Teyze ve Feyzo çok yakışmışlar ama öyle deme Fethi!
Fey: Ateşş!
A:Ne bağırıyon!
Y:Yeter! Hadi biz de dairemize gidelim. Su'da dinlensin.
B:Feyzullah sende dinlen. Ayrıca şu kremi yatmadan önce sür.
Fey: Tamam.
dedim. Bizimkiler, kızlara iyi geceler öpücü verip yanıma geldiler. Bir alt kata indik. Ateş kapıyı açtı.
İçeri girer girmez azarlar başladı.
Y:Lan ben sizi uyarmadım mı kavga yok diye? Fethi, Ateş! Ne diye okuldaki çocukları dövüyorsunuz? Hele sen Çaylak! Yanında sivil biri varken kavgaya karışmak ne?!
Fey:Komutanım onlar Su'ya bulaştıkları için bende hani şey olsun diye ara girdim.
Y:Su'yu alıp ordan uzaklaşamadın mı yani!
Fey:Komutanım Su'yu adamın elinden çekip alamazdım zaten. Bende hani belki giderler diye bir yumruk attım.
Y:Adamlar gitmemiş. Seni bildiğin dövmüşler!
Fey:Özür dilerim komutanım!
Y:Fethi,Ateş! Peki ya siz? Ne diye kavgaya karışıyorsunuz?
F:Komutanım biz ilkin kızları kızlardan ayırıyorduk. Sonra karşı taraftaki kızların arkadaşları gelince bi de bizimkilere vurmaya kalkışınca-
Y:Sen de bi yumruk attın yani!
A:Pardon komutanım!
Y:Biz buraya dövüşmeye, kavga etmeye gelmedik! Biz buraya vatan hainini bulmaya geldik! Vatanımızı tehdit edeni bulmaya geldik ve sizin yaptığınıza bakın! Bir daha böyle bir olay istemiyorum anlaşıldı mı?!
F-A-Fey:Emredersiniz komutanım!
Y:Şimdi iyice dinlenin! Bende bugünkü durumu Erdem komutana rapor ediyim.
dedi ve telefonu çıkardı. Bu azarı dibine kadar haketmiştik. Ateş ve ben odamıza çekildik. Ateş yastığa başını koyar koymaz uyumuştu. Ben de Bahar'ın dediği kremi sürüp yattım. Kremi sürdüğüm süre boyunca Yavuz Komutanım hala bugünkü durumu izah etmeye çalışıyordu.

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin