Arkadaşlar, merhaba☺️ bölümü cuma günü gecesi yayınlayacağımı söylemiştim ama cuma gecesi yetiştirip yayınlayamadım. Cumartesi de İzmir Kitap Fuarındaydım. Ve eve geldiğimde yorgunluktan ölüyordum ve kolumda oluşan et kesiklerinden dolayı yazıpta yayınlayamadım. (Şu anda bile kollarım acıyor🙄) Bu yüzden hepinizden özür diliyorum.
Yeni bir karakter daha geldiğini önceki bölüm söylemiştim. Türk ve genç yeşil gözlü bir ünlü bulamadım.(İsmi ile birlikte, yoksa çok buldum ama isim yazmıyordu.) Bu yüzden yabancı karakter yaptım.
THOM MORELL- OZAN KOLÇAK
rolüyle karşınızda. Ve bölümde her çifte bol bol yer verdim. Okurken eğlenir ve seversiniz umarım😘
(FETHİ)
Hocanın slaytı kapatmasıyla dersin bittiğini anladım. Eylem'e doğru yanaşarak;
F:Ee bugün ne yapıyoruz?
diye fısıldadım.
E:Bizimkilerin yanına gidiyoruz, sevgilim.
diye cevap verdi.
F:Midye yiyelim istersen canım?
Böyle diyince Eylem sinirlenmişti. Koluma hafiften vurdu.
E:Ya o konu kapanmadı mı?!
F:Bu konu kapanmaz, malum midye seviyorsun(!)
diyince güldü.
E:Midyeyi seviyorum diye konu hep açılcak mı?
F:Böyle de romantik bir sevgilim var.
E:Evet. Ne güzel işte seni midye yemeğe götürdüm.
F:Uyuşturucu şebekesi ile alakası yok yani(!)
dedim tek kaşımı kaldırıp ona bakarak.
E:Yani şimdi... Ya ayrıca benim gibi eli silahlı, güzel, romantik kadın bulabilir misin?
F:Cık. Senden odununu bulamam.
E:Ben odun muyum Fethi?!
F:Alakası yok canım. Sadece biraz 'romantiksin'
E:Ya Fethi! Sanki sen çok romantiksin?
F:Evet canım.
E:Geçen yemekte olanları gördük(!)
F:Onun benimle alakası yok.
E:Ne ile alakası var?
F:Biz bir arada baş başa kalınca belalar bizi buluyor.
diyince güldü. Elimi tutarak;
E:Gel hadi gel!
F:Bi başbaşa kalsak?
E:Sonra bizimkiler bizi bassa?
F:Kızların romantik olması gerekmiyor mu?
E:Elinde silah tutan romantik bir sevgilin var Fethicim.
F:Özledim diyosun yani?
E:Yani.
F:Bende goncamı özledim. Bensiz ne yapıyordur kim bilir.
E:Şu silahının ismini değiştir. Her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor.
F:Aha. Kıskandın mı sen?
E:Hayır tabiki de.
diyerek önden önden yürüdü. Bana da peşinden yürümek düştü.
(YAVUZ)
Y:Bahar?
B:Efendim?
Y:Çok güzelsin.
B:Yavuz(!) Dersi dinler misin?
Y:Nabıyım? Ders sıkıcı. Sıkıldım.
B:Bu beni izlemeni gerektirmez.
Y:Ama ben bi tek sana bakarken sıkılmıyorum.
Bahar hafiften gülümsedi. Hoca aramızda konuştuğumuzu anlayınca boğazını temizledi, derse devam etti.
Y:Bu hoca da amma gıcık.
B:Söylenmeyi kes. Ders dinliyorum.
Y:Sen zaten doktorsun. Çıksana şuraya iki ders anlat. Herkes görsün ders nasıl anlatılır.
B:Sonra da sen doktorsun desinler ve ifşa olalım. Onu mu istersin?
Y:Kesinlikle hayır.
B:Şimdi ders dinle.
Y:Ama canım sıkılıyor.
B:Nabıyım şimdi?
Y:Dışarı mı çıksak?
B:Yavuz! Çocuk gibisin.
diyip güldü.
Y:Sevgiye ihtiyacım var benim. Sever misin beni?
diyip Bahar'ın omzuna yattım.
B:Tamam. Dersten sonra ilgilenicem seninle.
Y:Ama şimdi isterim.
dedim. Utanmıştı. Ben de onu daha fazla utandırmak istemiyordum ama bu şekilde de devam edemeyeceğimin farkındaydım. Başımı Bahar'ın omzundan çektim. Dik durdum ve Bahar'ı kendi omzuma çektim.
B:Napıyosun?
Y:Seviyorum.
Bana bakıp gülümsedi. Ben de o sıra Bahar'ın saçlarına dokunuyordum.
Hoca:Dersi dinlemeyip kendi aralarında 'yiyişmek' isteyen çiftler dışarı çıksın!
diyince kahkaha attım. Bahar'ın yanakları ise pembeleşmişti. Bu an ile herkes dönüp bize baktı.
B:Herkes bize bakıyor.
Y:Sevgilim güzel olunca normal.
B:Onu kast etmedim.
Y:Hadi gel, çıkalım.
diyip Bahar'ın elinden tuttum. Sınıftan çıkana kadar gözler bizi takip etti.
B:Bak senin yüzünden rezil olduk.
Y:Rezil mi olduk?
B:Evet. Üstüne dersten de atıldık.
Y:Sevgilimi omzuma koymakta mı yasak?
B:Derste evet Yavuzcum.
Y:Yavuzcum mu? Sende iyice alıştın bu Yavuzcuma Baharcıımm.
Son kelimeyi uzatarak söylemiştim ve bu da Bahar'ın komiğine gitmişti.
Y:Sen hem gülüp hem utanınca daha bi güzel oluyormuşsun.
diyince daha fazla pembeleşti yanakları.
Y:Ve de Japonlara benziyorsun.
B:Japon ne alaka ya?
Y:Hani onlar da çekik gözlü, utanınca yanakları kızarıyor ya, o yüzden şey ettim ben.
B:Benzete benzete Japona mı benzettin.
Y:Senin benzerin yok ki. Sadece onlar gibi oldun bi an.
B:İyi kıvırdın.
Y:Ya kıvırmasaydım.
B:O zaman, bilemiyorum.
Y:Tahmin edebiliyorum.
B:Söyle o zaman.
Y:Demek öyle Sarı Komutan!
diyerek Bahar'ı taklit ettim. Bahar'da bu taklidimin üstüne güldü. Ve el ele bizimkileri aramaya gittik.
(ATEŞ)
Yeni gelen öğrenciyi gözüm tutmamıştı. Fazla yakışıklıydı yani. Zaten Nazlı ve Su yeni öğrenci geldikten sonra aralarında kaynatıyordu. İşin kötüsü ne kaynattıklarını bilmiyordum. Bir şekilde Nazlı'nın benim sevgilim olduğunu sınıfa duyurmam gerekiyordu. O anda Ticaret Hukuku Hocası Nazlı'ya sordu sordu. Nazlı ise boş boş hocaya bakıyordu.
T.H.H:Kaçmaz Hanım cevabınız nedir?
N: Valla hocam şimdi şöyle, biraz büyüktebilir miyiz slaytı?
T.H.H:Slaytı niye büyültiyim?!
N:Göremiyorum.
A:Evet hocam ben de göremiyorum.
diyip ayağa fırladım. Nazlı ise bana ne yapıyorsun gibisinden bakış atıyordu.
T.H.H:Ne göremiyorsun?
A:Slaytı.
T.H.H:Slaytta bir şey yok zaten! Neyi görmeye çalışıyorsunuz?!
N:Hocam dersi ordan okuyorsunuz ya, bizde takip edemiyoruz.
A:Hocam benim görememem yazıların küçük olmasından dolayı değil.
T.H.H:Nedenmiş beyefendi?!
A:Hocam şimdi yanımda felaket güzel birisi var. Odaklanamıyorum.
diye cevap verince Nazlı gözlerini benden kaçırdı. Sınıf ise kıkırdadı. Artık alışmışlardı sanırım.
A:Arkadaşlar şimdi yanımda böylesi güzellik varken hocanın dersine mi odaklanıyım?!
Nazlı kulağıma yanaşıp;
N:Ateş ne yapıyorsun?
A:İlanı aşk.
N:Farkettim de neden?
A:Herkes duysun.
T.H.H:Olum manyak mısın lan sen?!
A:Yo hocam. Sadece aşığım!
T.h.H:Dellendirmeyin lan beni! Otur yerine zevzek!
A:Hocam ben Nazlı'ma çok aşığım. Napcaz şimdi hocam?!
diye bağırdım. Sınıf hala kıkırdıyordu. Nazlı ise ne tarafa kaçsam der gibiydi. Su dalgın gibiydi, Feyzullah'ta bunu fırsat bilip dersten kaçma derdinde gibiydi.
T.H.H:Hiç akıllanmıcak mısın sen?!
A:İlan'ı aşk hocam bu. Ne zaman yapılcağı belli olmaz!
dedim filozofik bir eda ile gülümsemeyi de ihmal etmedim.
T.H.H:Bu sınıfın bir tanesi bile normal değil!
diye söylenerek derse devam etti.
N:Ya naptığını sanıyorsun Ateş?
A:Napmışım? İlan-ı Aşk işte.
Nazlı hafiften gülerek.
A:Hem geçen dönem yapmışken bu dönemin hatrı kalmasın diye yaptım.
N:Yeni gelen çocukla alakası yok yani?
A:O kimmiş ki yani. Ben ondan daha yakışıklıyım hem!
N:Bilmem. Gözleri yeşil kaslı bir vücut yapısı var.
A:Bi dakika bi dakika. Benimde gözlerim mavi ve ben askerim. Çok güzel döverim.
diyince Nazlı güldü.
N:Kendini harika tanımladın Ateş Açar.
A:Acar kelebeğim.
N:Açar daha çok yakışıyor.
Nazlı hala benim daha yakışıklı olduğumu söylememişti. Bende ona karşı saldırıda bulunucaktım.
A:Şu kızda fena değilmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME ON!
FanfictionOperasyon için üniversite öğrencisi rolüne bürünmüş 4 asker... Sevgililerini bu operasyonda yalnız bırakmayan 3 cesur kız... Hiç bir şey bilmeden aralarına katılan ama olayların merkezinde olan 1 kız... And GAME ON!