HASTANE

2.2K 131 7
                                    

Multimedya:Pijamaları. Hep aynı pijamaları giycek halleri yok ya😀
(YAVUZ)
Hocanın dersi bitirmesini dört gözle bekliyordum. Üniversite işi sandığımdan daha kötüydü. Ama görev görevdi. Katlanmak zorundaydım. Çatışmasız 1 ay geçmişti. Ve biz hala aranan teröristi bulamamıştık. Ya Keşanlı haklıysa? Ya aradığımız adam Karabayırdaysa? Karabayırda olma ihtimaline karşın timden sadece 4 kişi üniversite olayına dahil olcaktı zaten. Keşanlı'nın yerinde olmak vardı şimdi! Bahar'ın beni dürtmesiyle kendime geldim.
Y:Ne oldu?
B:Ders bitti.
dedi gülerek.
Y:Pardon ya dalmışım.
B:Operasyonu mu düşünüyordun?
dedi sessizce. Kafa salladım.
B:Sen Yavuz Karasu'sun bir yolunu bulursun.
dedi gülümseyerek.
Y:Yanımda da sen varken kimse durduramaz beni.
dedim gülümseyerek. Bahar eşyalarını toplamıştı. Elini tuttum. Soluma doğru aldım.
Y:Bu salaklar da bi sevgilin olduğunu anlayamadı.
B:Yavuz sakin.
dedi gülerek.
Y:Sakin mi? Bak hala bakıyor.
Bahar'ın elini tuttuğum eli havaya kaldırarak çocuğa doğru gösterdim. Vermek istediğim mesajı almış olcak ki önüne döndü.
B:Buna gerek yoktu.
Y:Bence vardı. Hem bak nasılda döndü önüne.
B:Kıskanman hoşuma gitmedi değil.
Y:Çok hoşuna gittiğinin farkındayım.
dedim gülerek.
B:Yavuz. Bizimkilerin yanına gidelim.
Y:Bi kerede onlar tıp fakültesine gelse(!)
B:Onlar çoğunlukta.
dedi gülerek.
Y:Her türlü kaybederiz diyorsun.
dedim gülerek.
B: Sen varken kaybetmeyiz de çoğunlukta olduklarından dolayı ayağımıza çağırmak hoş olmaz.
Y:Onlar bizi ayağına çağırırken hoş oluyor ama(!)
B:Yavuz hadi söylenmeyi keste yürü.
Yürümeye devam ederken bir çocuk önümüzü kesti.
Ç:Ya pardon!
dedi Bahar'a gülümseyerek.
B:Sorun değil.
Y:Bahar sevgilim, acaba diyorum onlar mı buraya gelse?
dedim çocuğun duyabilceği şekilde.
Ç:Sevgilisi misiniz?
Y:Evet, beğenemedin mi?
Ç:Allah mesut etsin.
Çocuğa dalmamak için kendimi zor tutuyordum. Bahar da elimi sıktı.
B:Teşekkürler.
dedi ve bende Bahar'ı kampüsten dışarı sürükledim
Y:O nasıl bir yavşama ya!
B:Abartıyorsun!
Y:Ben mi abartıyorum? Elini boşuna tutmuyoruz bi de sevgilisi misiniz diye soruyor!
B:Yavuz sakin ol bi. Çocuğun kötü bir niyeti yoktu.
Y:Nasıl yoktu? Elini tuttuğumu gördü ne diye hala soruyor.
B:Kıskançlığın sırası değil.
Y:Ama biri daha yavşarsa sana o adamın gözünü oyarım.
B:Biliyorum yaparsın.
dedi gülerek.
Birlikte bizimkilerin bulunduğu kampüse girdik. Girer girmez bir şeylerin yolunda olmadığını anladım. Çünkü her yere bir kargaşa hakimdi. Öğrenciler kendi aralarında bir şey konuşuyordu. Bazıları ordan oraya koşuyordu. Hatta bir tanesi aceleden Bahar'a çarptı. Ben olmasan dengesini kaybedip yere düşcekti.
Y:Lan! Dikkat etsene!
diye bağırdım arkasından ama duymadı beni.
B:Nolmuş ya?
Y:Ne biliyim?
F:Yavuz! Bahar! Gelin!
diye anırdı. Ama kimse bu kargaşanın içinde dönüpte Fethi'ye bakmadı. Bahar'ın elini bırakmadan masaya doğru ilerledik.
B:Eylem nerde?
F:Ne olduğunu merak etti. Etrafı araştırıyor.
Y:Bir şeyler olduğu kesin zaten. Karabataklar çıkmadı mı?
F:Bilmem. Biz de yeni geldik sayılır. Ya bu arada ben Eylem'e süpriz yapcam akşama. Haberiniz olsun.
B:Ne süprizi?
F:Baş başa yemek yeriz diye düşündüm.
Y:İyi düşünmüşsün.
B:Keşke bazılarıda düşünse.
Y:Al işte Avcı sayende kötü taraf ben oldum. Ben sana daha güzellerini yaparım Bahar'ım.
B:Ben diyince olmuyo ama(!)
Y:Bahar'ım benim canım. Yapıcam dediysem yaparım.
F:Neyse Eylem geliyor. Konuyu uzatmayın.
Eylem yanımıza geldi. Bir sandalye çekip oturdu.
Y:Ne olmuş?
E:Bilmiyorum ki.
dedi. O sıra Bahar'ın gözleri şaşıdı.
B:Onlar bizimkiler değil mi?
demesiyle başımı Bahar'ın baktığı yöne çevirdim. Merdivenlerin orda Ateş ve Nazlı ve biri daha vardı. Sanırsam bu hocaydı.
F:Noluyo lan orda?
demesiyle hepimiz ayaklandık. Nazlı Ateş'i tutuyordu.
N:Ateş! Hadi gidelim!
A:O kıza bir şey olursa gebertirim lan seni!
diye bağırıyordu.
Biz de hemen araya girdik.
Y:Ateş! Sakin!
F:Noluyo burda?!
A:Lan ne sakini?! Ders işlicem uğruna geberdi kız!
B:Hangi kız?!
N:Ateş! Hadi gel! Bak hastaneye gitmemiz gerek!
E:Ne hastanesi? Yine ne oluyor?
Y:Feyzo ve Su nerde?
Ateş'i zor da olsa hocanın yanından sürükleyerek bahçeye getirdik.
N:Taksi falan, bir şey çağırın. Hastaneye gitmemiz lazım.
B:Olayı düzgünce anlatır mısınız?
F:Ateş? Feyzo ve Su nerde?
A:Sıçıcam o hocaya dersine de!
Y:Bi sakin!
A:Yavuz nasıl sakin olıyım?!
F:Ne olduğunu anlatsana!
N:Biz dersi kaynatmak için bi yol arıyorduk. Su da dedi klostrofobi taklidi yapıyım falan. Hoca sınıfa geldi üşüdüm diye kapattırdı camları. Aradan 5 dk geçti Su öksürmeye falan başladı. Biz de ilkin numara yapıyor sandık. Ama numara yapmıyormuş. Bu hoca salağı da dersi kaynatmak için numara yapıyorsunuz falan dedi. Dersten çıkarsak da disipline vercem falan dedi.
dedi ağlayarak.
E:Hoca sizi çıkarmadı mı?
A:Çıkarsa bu kadar kötü olmıcaktı.
B:Nazlı ağlama tamam mı?
Y:Ne duruyoruz? Hastaneye hemen!
dedim. Taksi çağırdım bir tane. Hastanenin adını söyledim ve taksi bizi hastaneye götürdü. Kızlar önden koşarak çıktılar. Biz hastane girdiğimizde kızlarda muhasebeci ile konuşuyordu. Ve hepsi koşarak merdivenleri çıktılar. Bizde peşlerinden gittik. Feyzo oturma yerlerine oturmuştu bile. Bizim geldiğimizi görünce ayağa kalktı.
N:Nasıl iyi mi? Kötü bir şeyi yok dimi?
Fey:Ben de bilmiyom ki. Yoğun bakıma aldılar direk.
E:O kadar mı kötü?
B: Doktorlar falan?
Fey:Kimse bişi demedi.
A:Sıçıyım öyle hocaya!
Y:Ateş sakin!
O anda farkettim ki Çaylak'ın yanında bi erkek daha vardı. Çaylak'a doğru sessizce
Y:Bu kim?
Fey: Bölümden biri. Sağolsun arabasıyla hastaneye getirdi bizi.
Y:Saol!
dedim çocuğa doğru.
B:İnsanlık görevimi yaptım o hoca salağının aksine. Bu arada ben Burak.
N:Teşekkürler Burak.
Burak cevap veremeden doktorlardan biri geldi yanımıza.
N:İyi mi?
dedi korkuyla.
Doktor:Merak edilcek bi durumu yok. Nefes alışverişi de düzene girdi. Kapalı alanda kendini fazla sıkmış tabi bir de kalbine yakın yerden de yarası olunca nefes daralması yaşamış. Ama dediğim gibi şuan gayet iyi. 1 gün kadar burda tutabiliriz kendisini. Birazdan uyanır zaten.
B:Teşekkür ederiz.
dedi gülümseyerek.
A:Bak Nazlıcım bir şeyi yokmuş. İyiymiş. Sil o gözyaşlarını.
Y:Sen de gidebilirsin Burak. Çok teşekkür ederiz yine.
B:Rica ederim. Bir şey olursa haber verin yine.
dedi ve yanımızdan ayrıldı.
B:Yavuz Burak'ı niye tersledin ya. Ne güzel yardım etti.
Y:Sana bakışından hoşlanmadım.
B:Kıskançlıktan ölüceksin resmen.
Y:Bakmasaymış o da öyle. En azından yumruk atmadım.
B:Heh bi de atsaydın!
F:Ya tamam uzatma işte Bahar!
dedi arkamı kollayarak. O sıra odadan biri çıktı.
Fey:Su?!
Yanımıza geldi. Şaşkınlıkla Su'ya baktık.
S:Hadi gidelim.
N:Manyadın mı acaba?
S:Hıhıhı.
B:1 gün boyunca burdasın Su! Doktorlar çıkabilir diyene kadar yataktan kalkmaman gerek!
S: Hastanede daha kötü oluyorum ben. Eve gidelim. Valla hastanede daha bi daralıyorum.
diye yalvardı.
Y:Olmaz öyle şey! Hastanede kalman gerek. Hem bişi olsa falan müdahale edemeyiz.
S:İkinizde tıp okuyorsunuz nereye edemezsiniz?
A:Vurdu gol oldu!
dedi gülerek.
S:En son hastanede yattığımda intihar etmiştim. Gerçekten kalmamı istiyor musun?
F:İntihar mı? Oha!
S:Yalan söylemiyorum. Hatta doktorun gözü önünde yapmıştım.
Fey:Nasıl oldu da ölmedin?
S:Akciğerim ile kalbimin yerini karıştırmışım.
dedi gülerek.
E:Bi de gülerek söylüyorsun(!)Pes!
S:Napıyım? Ağlıyım mı?
N:Doktor kalbine yakın yerden yara almış demişti yoksa o yara bu olaya mı dayanıyor?
Su yarayı göstermek için tişörtünü biraz çekiştirdi. Dediği gibi bir yara vardı. Hafiften bir iz kalmıştı geriye.
Fey:Harbi psikopat çıktı!
S:Hadi gidelim!
dei ve önden yürümeye başladı.
B:Çıkış işlemlerini yapsaydık en azından!
S:Ben dışardayım!
dedi ve merdivenlerden kayboldu. Biz şaşkınlıkla birbirimize bakıyorduk.
N:Yürüyün hadi!
dedi ve Su'yu takip etti o da. Bahar ve bende Su'yun çıkış işlemlerini halledip dışarı çıktık. Ve eve doğru yürümeye başladık. Henüz hava karamadığından yürüyerek gitmenin iyi olabilceğini düşünmüştük. Hem Su da nefes almış olurdu.
B:Ben hala olayın şokundayım.
S:Baharcım nabıyım yani 3 gün boyunca hastanede yatmak zorunda kaldım. Zaten klostrofobim var iyice duvarlar üstüme gelmeye başladı. Doktor da inadına çıkarmadı. Bende en sonunda dayanamayıp sapladım.
N:Tebrik falan mı etmeliyiz?
S:Etmek istiyorsan et.
N:Bu kadar delirdiğini düşünmemiştim.
dedi gülerek.
S:Ben de ya. O değil de akciğerim ile kalbimin yerini bilmeyişim beni çok üzdü.
diyince güldük.
Y:İyi misin şimdi?
S:Temiz hava iyi geldi.
A:Hocanın ben...
N:Sabahtan beri hocaya sövüyorsun yalnız.
A:Nabıyım? Canım hocacım iyi ki böyle yaptı mı diyim?
N:Bişi demene gerek yok.
dedi Ateş'in elinden tutarak.
S:O hocanın zaten-
Fey:Ateş yeterince küfretti.
S:Yani?
Fey:Küfür hakkını kullandı yani.
S:Benimkini de mi?
E:Maalesef canım.
Eve de gelmiştik muhabbet ede ede. Apartmanın dış kapısını açtık. Kapıyı açma sesimizle giriş katındaki Teyze de kapıyı açtı. Bize doğru baktı. Bize derken Çaylak'a bakıyordu. Terlik fırlatma olayı yüzünden ikisi de birbirinden hoşlanmıyordu.
Y:Nermin Teyzecim merhaba. Nasılsın?
N.T:İyim Yavuzcum sen nasılsın?
Y:Bizde iyiz işte gördüğün gibi.
N.T:Kızım bu herif seni rahatsız etmiyor dimi.
dedi Su'ya. Hafiften güldüm.
Fey:Teyzecim ama ayıp oluyor.
demesi üzerine Nermin Teyze terliklerinden birini Çaylak'a fırlattı. Çaylak da hemen merdivenlere koştu. Nermin teyze ıskalamıştı.
N.T:Hala teyze diyor! Utanmaz herif!
diye bağırdı. Su Nermin Teyze'nin terliğini geri iade etti.
S:Nermin Teyzecim sen bakma o dallamaya.
demeyi de ihmal etmedi. Biz ise o sıra anıra anıra gülüyorduk. Beyler olarak ilk kendi dairemize geçip pijamalarımızı geçirdik üstümüze. Sonra ise kızların eve çıktık. Malum bizde yemek yoktu. İki çalıştan sonra Bahar kapıyı açmıştı.
Y:Yine harikasın.
dedim gülerek.
B:Herkes de Tiger'ın bana yakıştığını söyler zaten.
diye karşılık verdi.
F:Yemek var mı ya?
E:Ya Fethi, bir kerede yemek var mı diye girmede elinde çiçekle gir yaa!
F:Çok yakında o da olur. En azından ben çabalıyorum. Bazıları onu da yapmıyor.
A:Bize ne çamur atıyorsun ya? Hem ben daha dün Nazlıma çiçek aldım.
N:Çok romantikti.
Y:Laf bana geldi Karabatak!
B:Bu gidişle zaten ben çiçek değil gün yüzü göremicem.
diyip yemek hazırlamak için mutfağa gitti.
Y:Baharım sana özel bir şey yapıcam. Bu ayılar da görücek kim daha romantik.
F:Bugünün en romantiği benim ama.
E:Ne yaptında bugünün en romantiği oldun acaba?
F:Daha yapmadım. Ama akşam benimlesin. Mümkünse biz yemek yemeyelim.
E:Nasıl ya? Şaka mı yapıyorsun?
F:Hayır Eylemcim, şaka yapmıyorum. Bugün akşam seni özel bir yere götürüyorum.
E:Bu şimdi mi söylenir! Daha hazırlık yapmadım ben!
F:Daha akşama var zaten(!)
E:Olsun!
B:Biraz örnek al Sarı!
diye seslendi mutfaktan.
Y:Sarı dediğine göre sinirlendin.
B:Bak Ateş Nazlı'ya çiçek alıyor, Fethi desen Eylem'i yemeğe götürüyor, sen anca otur!
dedi ve yanımıza geldi.
Y:Avcı seninle sonra görüşcez! Hem nerden çıktı yemek işi!
B:Dicek bir şey bulamadın tabi direk nerden çıktı bu yemek işi de!
Y:Baharım benim ben sana daha romantiğini yapıcam. Zaman meselesi sadece. Malum tıp okuyorum. Yoğunum.
B:Ben de okuyorum ama bak yemeğimi yapıyorum evi temizliyorum dersime de çalışabiliyorum her şeyi yapcak zamanım var benim!
Y:Daha geçenlerde okulda bağırmadım mı Bahar benim sevgilim diye. Romantiklikte daha nasıl zirve yapıyım?
N:Yavuz o ne öyle kroca?
Y:Nazlı sen de bi ortalığı karıştırma. Zaten ortalığı bok götürüyo!
demem üzerine herkes güldü.
S:Baharcım en azından elinden tutup bu benim sevgilimdir yanaşmayın diye kıskanabiliyor.
Y:Konuş Su konuş!
S:Bak benim sevgilim yok anca bu dallama var hödüğün önde gideni resmen.
Fey: Ya bi dk konu hangi ara bana geldi? Ayrıca ne hödüklüğümü gördün?
N:Öhöm öhöm. Aranızda en hödük sensin şimdi Feyzo. Su'yu yaralı bir vaziyette sertçe bırakan da biz miydik?
Fey:Yuh ya! 2 gündür tanıdığın kız için beni sattın be Nazlı!
A:Sus gerzek gerzek konuşma. Sen hiç hayatında kız dayanışması görmedin mi?
Fey:Son bir ay içerisinde çok gördüm.
B:Ben bi yemeğe bakıyım. Olmuştur.
E:Bahar iki tabak eksik çıkar. Malum biz yemicez!
B:Eylem! Bu tabakları senin kafanda kırarım. Restorant yerine hastaneye gidersin!
E:Ben ne yapıyorum ya? Yavuz sana romantiklik yapmıyo benim suçum ne?
Y:Ha beni ortaya atmasan olmazdı.
B:Eylem haklı! İstanbula geldiğimizden beri bir çiçek bile almadın bana.
Y:Allah'ım sabır. Romantik olmak için illa çiçek mi almamız gerek. Güzel sözler falan yetmiyor mu?
B:O güzel lafları da duyamadım ki(!)
diye bağırdı içerden. Oturduğum koltuktan kalktım. Mutfağa doğru ilerledim. Bahar o sıra yemeği karıştırıyordu. Elimi Bahar'ın elinin üzerine koydum ve bende Bahar gibi karıştırmaya başladım. Bi elimle de Bahar'ın belinden tutuyordum.
Y:Sana hangi iltifatı ediyim ki? Hiç bir iltifat sana uymaz. Seni anlatmaz. Güzelsin demem ne kadar güzel olduğunu anlatmıyor bile.
Hafiften sırıtmaya başlamıştı Bahar.
Y:Hem ben sana daha büyük şeylerle gelicem. O zaman ağzın kulaklarına varıcak. Şaşırdığından ne yapıcağını bilemiceksin.
B:Ne yapıcaksın mesela?
Y:Orası da bana kalsın.
B:Yavuz-
demesine izin vermeden dudağından öptüm. Kısa süreli olmuştu. Bahar'ın utandığını pembeleşmiş yanaklarından anlamıştım.
Y:Affetin mi beni?
B:Affetmeyip ne yapıcaktım?
dedi. Yemekler olmuştu. Elini tuttum ve yemekleri taşımasına yardım etti.
Fey: Siz iki saattir ne kaynatıyordunuz?
F:Barışmış ya bunlar?
N:Nasıl da bilir Bahar'ın gönlünü almayı.
dedi gülerek. Bahar'a baktım. Nazlı'nın dediğine gülüyordu.
B:Eylem nerde?
F:Hazırlanıyor.
B:Yemek oldu hadiyin.
dedi. Fethi giyinmek için aşağı indi. Biz yemeğimizi yerken Eylem hazırlanmış, Fethi Eylem'i görünce Eylem'in güzelliğinden büyülenmiş ve birlikte Fethi'nin süprizini gerçekleştirmeye gitmişlerdi.

Gelecek bölüm hakkında ipucu:
10. Bölüme özel Karabayır'da ne olduğunu anlatıcam☺️
Ve Söz'ün 30. Bölümü Pazartesi yayınlanıyor. Heyecanlı mısınız? Ve bu bölüm için teorileriniz nelerdir?
Kitabımı okuyup vote verdiğiniz içinde hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kısa zaman içinde bu kadar okunma sayısı alıcağına inanmıyordum. İyi ki varsınız😁☺️❤️❤️

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin