KURTULUŞ

1.3K 101 25
                                    

(EYLEM)
Salondan ses çıkmıyordu. Kızlar hangi ara bu kadar sessizleşmişti? Tam kapıyı açıp bakıcakken, içerden tanımadığım birine ait bir ses duydum.( 3 Terörist-X,Y,Z)
X:3. Kız nerede?
B:3.Kız mı?
Z:Sizden bir tane daha olucak!
N:Yok ama! Burda değil!
diye bağırdı Nazlı. İçerde başka birileri vardı. Ve birazdan odaları geziceklerdi. Kendimi yatağın altına attım. Fethiler şuan Su'yu arıyorlardı, bende yakalanırsam şimdi bizi kurtarıcak biri kalmazdı geriye.
N:Bıraksana!
B:Çek şu silahı!
Bir de silahları vardı demek. Tam yatağın altından çıkıcaktım ki kapının önünde ayak sesleri duydum. Kendimi duvara doğru daha çok ittim. Kapı sesiyle irkildim. Ayak sesleri içeri girdiklerine işaretti. Olabildiğince yavaş ve sessiz nefes almaya başladım. Bir çift ayak yatağın hemen önündeydi.
Y:Burda kimse yok!
Z:Bu odada da kimse yok!
X:Nerde diğer kız?!
N:Bilmiyoruz! Hala balodadır belki de.
Ayak sesleri uzaklaştı. Derin bir nefes aldım.
Z:Ne balosu?!
B:Ne yapıcaksınız?! Gidip halay mı çekiceksin?!
Y:Kes sesini!
B:Ahh!
N:Bahar iyi misin?!
Bahar yaralanmış mıydı?
N:Bir daha Bahar'a vurmaya kalkarsan elini keserim senin!
X:Bağlayalım şunları! Bütün apartmanı başımıza toplucaklar!
B:Bırak kolumu!
Z:Kes sesini!
B:Bıraa-Ahh!
N:Bahar!
B:Sorun yok Nazlı sadece bir çizik!
N:Bunların verceği zarar anca bu kadar olur zaten. Yiyorsa öldürsünler!
İçerde bir şeyler oluyordu. Bahar yaralanmıştı. Sadece bir çizik dediğine göre önemli bir şey değildi. Yavaşça yatağın altından çıktım. Dolabın kapağını yavaşça açtım. Kıyafetlerimin en altına koyduğum silahımı aldım. Artık içerden hiç ses gelmiyordu. En azından kızların sesi gelmiyordu. Bu hayvan herifler umarım kardeşlerime zarar vermemişlerdir. Eğer verdilerse hepsinin kellesini uçurucaktım. Kapının arkasında silahım elimde beklemeye başladım.
X:Odalara iyice baktınız mı?
Z:Evet kimse yoktu.
X:Diğerinde?
Y:Hayır!
X:Aldığım talimata göre burda olmalıydı!
Z:Yok işte. Kızı almak için bu ikisi yeter!
Hangi kızı almak için? Su'dan mı bahsediyorlardı? Eğer bahsettikleri kişi Su ise, Su'dan ne istiyorlardı ya da Su'yu nasıl ve nerden tanıyorlardı?
X: Yeticeğini bende biliyorum! Ama 3. Kişi de burda olmalıydı.
Y:Bu ikisi biliyorda söylemiyorlar!
X:Birinin ağzını açalım!
B: İm-
diye bağırmadan sesi kesildi Bahar'ın.
Z:Bağırmak yok güzelim. Eğer bağırırsan arkandaki kızı vururum!
Sen onu vurmadan ben seni vururum asıl ama bilgi almam gerekiyordu. Bu herifler bir şeyler karıştırıyordu. Ne karıştırdıklarını bulmam gerekiyordu.
Y:Anlaşıldı mı?
X:İşte böyle güzelim!
B:Hangi kızdan bahsediyorsunuz?
Y:Sizin bir arkadaşınızmış. Aslında bunlara hiç gerek yoktu. Zaten bizimle geliyordu. Ama işler istediğimiz gibi gitmedi. Biz de buraya geldik. Şimdi de bizimle gelmesi için tehdit amacıyla sizi kullanıyoruz!
Su'dan bahsediyorlardı. Neden Su'yu istiyorlardı?
B:Neden Su'yu istiyorsunuz?!
X:Bu kadar soru yeter!
Y:Şimdi sen söyle güzelim!
Z:3. Kız nerede?!
B:Bilmiyoruz dedik duymadınız mı?!
X:Ben senin yerinde olsam cevap verirdim. Sonuçta namlunun ucu size bakıyor!
Bir de tehdit ediyor arkadaşlarımı. Anlaşılan bu adamlar daha fazla bilgi vermicekti. Daha fazla oyalanmadan kapıyı yavaşça açtım. Koridorun ucunu görebilcek şekilde duruyordum. 3'üde vurabilceğim mesafedeydi ve 2'sinin sırtı dönüktü. Bahar bana doğru, Nazlı ise tam tersi yönünde, arkalı önlü bağlanmışlardı. Adamlardan biri ise Nazlı'nın önünde bana doğru dönüktü. Elindeki silahı Nazlı'ya doğrultmuştu. Daha fazla vakit kaybetmeden Nazlı'nın önünde duran adamı tam alnından vurmuştum. Diğerleri ise silah sesini duyar duymaz kenarı kaçmaya çalıştı. 1'ini bacağından vurmayı başardım. Vurduğum gibi yere yığıldı. Bacağını tuttu. Odadan çıktım. Salona girmeden sol taraftaki duvarın arkasına sakladım. Diğer teröristte benim gibi duvarın arkasına saklanmıştı. Ve açığa çıkmamı bekliyordu. Duvarın arkasından hızlıca çıktım. Ve terörist hamle yapamadım silahımı ateşledim. Yere yığıldı. Teröristin silahını uzaklaştırdım.
E:Ne işiniz var lan burda?!
diye bağırdım. Cevap vermeden yüzüme bakmaya devam ettiler. Bacağından vurduğum teröristin gözleri kapanmıştı. Nabzını kontrol ettiğimde öldüğünü anladım. Ama nasıl? Kan kaybı ciddi anlamda olamazdı. Bacağından vurduğumdan ölemezdi de. Neden ölmüştü? Arkamı döndüğümde diğer teröristte gözlerini kapamıştı. Ne olmuştu da ikisi birlikte ortada bir sebep yokken ölmüştü?
Ben bunları düşünürken kızları unutmuştum. Kızların tepinmeleriyle kendime geldim. Onları hızlıca çözdüm.
E:İyi misiniz?
N:Bahar?
B:İyim ben. Merak etmeyin. Sadece bir çizik.
E:Emin misin?
B:Evet.
N:Ben sana sargı getiriyim!
diyip sargı getirmeye gitti. Bahar ise teröristlerin nabızlarını kontrol etti. Nasıl öldüklerini anlamaya çalışıyordu.
E:Ölmüşler.
B:Evet. Ama nasıl? Kurşunların hiç biri kritik yerlere denk gelmemiş.
N:Bahar! Hemen saralım şunu.
diyip Nazlı Bahar'ın kolunu sarmaya başladı. O anda kapı çaldı. 4. Çalışta kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kişiler hiçte beklediğim kişiler değildi!
(FETHİ)
Tuzla'ya gelmiştik. Taksiden indik. Yol kenarını ormana bağlayan eğimli bir yokuşun orda bir araba duruyordu.
F:Çaylak!
diyip hepimiz arabanın yanına doğru koştum. Taksiydi. Önde taksici duruyordu. Ölmüştü.
Y:Avcı?!
F:Ölmüş!
A:Dayıoğlu Çaylak bu takside miymiş?
F:Bilmiyorum. Taksiciden başka kimse yok.
O sıra ormanın içinden silah sesleri duydum. Yavuz komutanıma doğru baktım.
Y:Hızlı ama dikkatli adımlarla ilerlicez. Mermiyi boşa kullanmayın!
F-A:Emredersiniz!
diyip Yavuz Komutanımı izledim. Birlikte ormanın içinde yol aldık. Ormana girdiğimizden beri ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama etrafta silah seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. Silahların kimler tarafından ateşlendiğini de bu karanlıkta göremiyorduk. Aslında görebilirdik ama İstanbul'a gece görüş gözlüğü ile gelmemiştik. Eğer teröristler donanımlıysa bu gece biraz zor geçicekti ama yine de geçicekti. Ben bir Türk askeriyim. Teröriste kolay kolay yenilmezdim. Tek bir parmağım kalsa dahi toprağımı, vatanımı, sevdiklerimi korurdum. Kendi kendime iyice hırsa yaptım. Yavuz komutanım eliyle dur komutu verdi. Yavaşça yere çömeldik.
Silahımı hazır hale getirdim.
A:Kaç kişiler?
Y:Göremiyorum ama dikkatli olun. Mermiyi boşa sıkmayalım. Teröristler donanımlı olabilir. Bu mermiler bize lazım olucak!
F:Emredersiniz!
diyip vurcağımdan emin olduğum an ateşledim silahımı.
F: Bir de bir!
dedim sırıtarak. Avcıydım ben! Iskalamazdım kolay kolay!
Y:Aslanım benim!
A:Boşuna Avcı demiyoruz.
Karşıdan silah sesleri eksilmedi. Biz de bu süreç içerisinde Yavuz komutanımın emrettiği gibi bekledik. Malum mermilerimiz azdı.
F:Komutanım şimdi ne yapıyoruz?!
Yavuz komutanımın yanına iyice yaklaştım.
Y:Görüş var mı?
F:Şu an yok komutanım!
Y: Ay ışığından yararlanabilir misin?
F:Mesafeye bağlı komutanım!
Y:Avcı arkadan dolaş! Onları görebilcek mesafede dur! Ben ve Karabatak önden saldırıcaz. Anlaşıldı mı?
F-A:Emredersiniz komutanım!
diyip teröristlerin arkasından dolaşmak için harekete geçtim. 2 ağaç kadar ilerledikten sonra durdum. Çünkü önümde ateş eden 3 terörist vardı. Etrafımızı 'ay' şeklinde çevirmişlerdi anlaşılan. 3 kurşun sıkarak 3 teröristi de etkisiz hale getirdim. Kaç tane mermim kaldığını bilmiyorum. Ama tahminimce 3 tane falan kalmıştı. Telefonumla Yavuz komutanımı aramaya çalıştım. Ormanlık alanda telefon çekmiyordu tabikide(!) Mecbur Yavuz komutanımın yanına döndüm.
F:Komutanım!
Y:Avcı?! Ne oldu?
F:Komutanım 3 kişi sağda, 3 kişi solda ve 3 kişi de karşıda. Soldakileri öldürdüm ancak mermim az. Karşıdakileri vursam bile sağdakiler kalıcak!
A:Dayıoğlu istersen bize de bırak biraz(!)
F:Cevabımı aldım komutanım.
dedim gülerek. Ve tekrar harekete geçtim. Dikkatli ve hızlı adımlarla yol aldım. Ay ışığında teröristleri görebilcek bir mesafeye gelince durakladım. Elimdeki silahla atış yapmam zor olucaktı ama başarıcaktım. Rüzgarı arkama aldığımdan emin olarak silahımı ateşledim. Ve bir de bir! Ortadaki teröristin vurulduğunu gören kenardaki teröristler sağa ve sola kaçıştılar. Yine harekete geçtim. Soldaki teröristi görebiliyordum. Sadece biraz rüzgar gerekliydi şu an. 2 dk kadar bekledikten sonra silahımı ateşledim. İki de iki! Ama üçüncü terörist olması gereken yerde yoktu. Kaçmıştı.
A:Avcı?
F:Burası tamam. 1 kaçak var ama!
A:Bizde sağdakileri hallettik. 2 kaçak var.
Y:Çaylak ve Su' yu bulmamız lazım!
diyerek ormanın derinliklerinde kaybolduk. Fazla yürümemiştik ki Su'yun sesiyle irkildik.
S:Hödüksün işte hödük!
(SU)
Feyzullah elimi tutup beni arkasına aldı.
Q:Kızı bana ver!
Feyzullah'a doğru baktım. Elimi daha çok sıktı.
Fey:Gel al!
Namluyu tam ateşlicekken Feyzulalh'ın önüne geçtim. Terörist elindekini ateşlemedi. O sıra Feyzullah'ta beni arkasına çekmeye çalışıyordu.
Q:Anlaşıldı güzelim. Bu çocuk seni bırakmıcak sende onu. Bende ikinizi birden alıyım.
diyerek bize yaklaştı. Belinden bir kelepçe çıkardı.
Anlamsız gözlerle ona bakıyordum.
Q:Ne yazık ki bir tane var.
dedi. Bileğimden tuttu. Bende bileğimi geri çekerken Feyzullah teröristin elinden tutup geri savurdu. Terörist silahı bana doğru tuttu,
Q:En küçük bir hareketinde kızın beynini dağıtırım.
Tabiki öyle bir şey yapamazdı. Yani beni öldüremezdi.
Feyzullah'ın sol eli ile benim sağ elim kelepçelenmişti. Şu an birbirimize bağlıydık. Ve kelepçe bileğimi sıkmıştı.
S:Ufff!
diyerek sızlandım. Bileğimde kelepçenin içinde hareket ettirmeye çalışıyordum.
Fey:Tamam sakin ol!
S:Bileğim acıyo!
Fey:Sanki benimki acımıyor(!)
S:Ama sen askersin!
dedim. Gözleri aniden büyüdü.
Fey:Sen nerden biliyorsun ya?
S:Çok belli ettin!
Fey:Bugün mü?
S:Kısmen. Sadece sürekli bir tetik halinde olman asker olduğunu anlamama yetti.
Fey:Zeki kızda olabiliyor muşsun!
S:Çoğu zaman öyleyim aslında(!)
Q:Siz ikiniz, aranızda fısıldaşmayın!
S:Sanane be!
Fey:Sen kaşınıyon mu? Sussana azıcık!
Q:Ama güzelim burda kuralları ben koyarım!
diyip bana yaklaştı. Bir adım geri attım. Terörist silahı Feyzullah'ın alnına dayadı. Feyzullah kıpırdayamadı. Terörist sol elini kaldırdı, saçımı arkaya attı. O anda teröristin özel bölgesine tekme attım.
Q:Ahh!
diye geriye sendeledi.
S:Bir daha bana dokunmaya kalkarsan ben senin özel bölgeni dağıtırım!
diye cırladım. Zaten elimdeki kelepçe yüzünden bileğim acıyordu.
S:Ne sırıtıyosun ya?!
Fey:Yazık oldu.
S:Dokunmasına izin mi verseydim?!
dedim kaşımı kaldırarak.
Fey:Sana dokunmasına ben izin vermem zaten!
Bu lafından sonra bir şey diyemedim.
Q:Düşün önüme!
diyip arkamızdan hareket etmemiz için ittirdi. Bileğimin acısından ve başımın dönmesinden hızlı bir şekilde hareket edemiyordum.
Q:Hızlan!
S:Bi dur bee! Yaralıyım burda! Bileğim acıyor, kafam kanıyor. Hala gelmişsin hızlı diyorsun!
Feyzullah beni kendine çekti. Ağırlığımı ona verdim. Çünkü bileğimin acısından ayağımı bile hareket ettiremiyordum.
Q:Sen ne çok konuşuyorsun ya! Kes sesini!
Fey:Bağırma lan kıza!
Q:Sana ne lan!
Fey:Yaralıyım dedi duymadın mı?!
O anda terörist Feyzullah'a doğru yürüdü. Gözlerimi açmış bir şekilde bakıyordum. Feyzullah hiç birşey yapmadan öylece duruyordu. Terörist Feyzullah'a bir yumruk attı. Feyzullah yumruğun etkisi ile yere düştü. Tabi birbirimize kenetli olduğumuzdan bende yeri boyladım. Feyzullah başımı bir yere çarpmıyım diye beni tutmuştu. Şu an üst üste duruyorduk.
Fey:İyi misin?!
S:İyim.
Fey:Kurtarıcam seni tamam mı?!
S:Yavuzlar geldi mi acaba?
Fey:Bilmiyorum. Silah seslerinden başka bir şey duymuyorum.
S:Ya onlarsa?
Fey:Bilmiyorum.
S:Bak ne dicem.
Fey:Ne?
S:En iyi yaptığımız şeyi yapalım!
Fey:Kavga mı edelim? Neden?
S:Bağırarak hemde. Hem teröristin dikkati dağılır hemde Yavuzlar burdaysa sesimizi falan duyarlar.
Fey:Mantıklı.
S:Ben yaptım.
Q:Kendi aranızda ne konuşuyorsunuz?! Kalkın yerden!
S:Hep senin yüzünden oluyo bunlar!
diye bağırdım Feyzullah'a.
Fey:Kaçırılan ben miydim?
S:Senin yüzünden oldu o da. Beni baloya sen davet etseydin gelmicekti bunlar başıma!
Feyzullah yavaşça bana eğildi. Kısık bir sesle,
Fey:Balo ne alaka lan?
S:Ne biliyim ben! Konu bulamadım!
Fey:Burak beyi kabul etmeseydin sen de!
S:Yani tüm suç Burakta öyle mi?
Fey:Evet.
S:Farketmediysen söyliyim, Burak senden önce davrandı!
Q:Kesin sesinizi!
S-Fey:Sana ne lan!
Fey:Hay sıçıyım Burak'ına!
S:Sıç sıç! Sen anca sıçmayı bilirsin zaten!
Fey:Daha bir çok şey biliyorum ama izin vermiyorsun ki gösteriyim!
S:Bi de bel altına vuruyorsun! Ne kadar terbiyesiz biri oldun sen!
Fey:Ben mi bel altına vuruyorum? Sen nasıl anlamak istiyorsan öyle anlıyorsun!
S:Sen bana fesat mı demek istiyorsun?
Q:Kavga etmeyi kesin!
diye bağırıp havaya ateş etti.
S:O mermiyi alırım senin götünden sokar ağzından çıkarırım!
diyip bir adım atmak için harekete geçtim ama Feyzullah sol elini geri çekmesiyle ben de ileri adım yerine bir adım geriledim. Neyseki bunu terörist farketmemişti.
Fey:Sen bu sus. Aramıza sakın girme! Bu bizim meselemiz!
diye bağırdı Teröriste doğru.
Fey:Evet sana fesat diyorum. Çünkü her lafımı bir bok olarak algılıyorsun!
S:Demek ki sen bok olarak anlatıyorsun!
Fey:Lütfen ben çok güzel bir anlatıcıyım, ama karşımda görüyorum ki iyi bir dinleyici yok!
S:Ben de karşımda bir anlatıcıdan çok bir Dallama görüyorum!
Fey:Al işte yine dallama dedi(!)
S:Hödüksün işte hödük!
diye son ses bağırdım. Etraftan bizimkilerin sesi gelmiyordu. Silah sesleride susmuştu. Kurtulma planım çok da işe yaramamıştı anlaşılan. İkimizde birbirimize doğru baktık.
Q:Yeter lan!
diyip silahını bize doğrulttu. Ateş sesi ile başımı Feyzullah'ın omzuna gömdüm. Gözlerimi sımsıkı kapadım.
A:Çaylak!
Y:Su?
Sesleriyle gözlerimi açtım. Bizimkilerdi bunlar. Yetişmişlerdi.
F:Ne manyaksın siz?! Adamın elinde silah var siz kavga ediyorsunuz!
Fey:A-Abi o şey ya...
Y:Ney?
S:Taktik.
A:Yapıcağınız taktiğe sıçıyım!
Yavuz yanıma geldi.
Y:Başın kanıyor senin. İyi misin?
S:Önemli bir şey değil.
dedim zoraki bir şekilde gülümseyerek.
A:Dayıoğlu bir an önce burayı terk edelim!
F:Bi dakka bi dakka! Siz ikiniz niye yapışık ikiz gibi-
cümlenin devamını getirmesine fırsat vermeden ellerimi onların görebilceği şekilde kaldırdık.
A:Dayıoğlu-
diyip gülmeye başladı.
S:Uff Ateş! Gülceğine şu kelepçenin çıkarılmasına mı yardım etsen!
dedim bileğimi kelepçeden çıkarmak için uğraşırken.
Fey:Bi çekiştirme kelepçeyi!
S:Napıyım ya! Canım acıyo burda!
Y:Anahtar varsa açarız.
S:Hiç aklıma gelmemişti zaten(!)
A:Dayıoğlu sakın bana anahtarı kaybettiğinizi söylemeyin(!)
dedi alayla.
Fey:Anahtar hiç bize geçmedi ki(!)
Y:Gidene kadar dayancaksınız artık!
dedi gülmemeye çalışarak.
S:Yavuz artık gülebilirsin!
diyince kahkaha attı.
S:Ateş!
diye bağırmamla gülüşlerimiz son buldu!

TAHMİNLERİNİZİ BEKLİYORUM☺️
EYLEM'İN HİÇ BEKLEMEDİĞİ KİŞİLER KİM?
SU NİYE ATEŞ DİYE BAĞIRDI?
ATEŞ AĞIR MI YARALANDI?
YAVUZ, FETHİ, FEYZULLAH, ATEŞ, SU EVE GİDİCEK Mİ YOKSA GECEYİ ORMANDA MI GEÇİRİCEKLER?
YORUMLARA TAHMİNLERİNİZİ YAZABİLİRSİNİZ☺️
HİKAYEMİ OKUYUP, DEĞER VERDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM❤️

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin