(SU)
Yatakta zıplayan 'bazı şahıslar' sayesinde uyandım.
S:Eşşeğin tepindiği gibi niye yatağımda tepiniyorsunuz?
B:Okul vakti canım.
E:Nazlıı! Su! Kalkınnnn!
diye kollarımı tutup beni ayağa kaldırmaya çalıştı.
S:Ula hadi bana saygınız yok, dikişlerime yaralarıma da mı yok?!
N:Evet lan. Kızı çekiştirip durmayın. Dikişleri var hala!
B:Kalk Su kalk!
S:Ben hastayım.
E:İddiaya girerken hiç hasta gibi görünmüyordun(!)
B:Sen değil miydin, İstanbul'a gidelim diyen? Geldik işte.
S:Ben sadece gelelim dedim. Okula gidelim demedim ki(!)
E:İstanbul'a oyun oynamak için gelmedik zaten. Şimdi ikiniz de kalkın!
N:Yatak çok güzel Eylemim!
E:Ben kim daha güzel göstercem şimdi.
diyip Nazlı'nın üzerine çullandı. O sıra da kapı açıldı. İçeriye Ateş girdi. Manzarayı görünce Nazlı'ya yardım mı etse gülse mi karar veremedi.
A:Eylem! Sevgilimin üzerinden kalkar mısın?
E:Ateş! Sevgilinde yataktan kalkar mı?
A:Sen bi kalkta sevgilimin üstünden, ben kaldırırım onu.
dedi. Eylem, Nazlı'nın üzerinden çekildi. Benim yanıma gelip olacakları izlemeye başladı. Ateş ise Nazlı'nın yanına gitti ve Nazlı'yı kucağına aldı. Nazlı ise bi anda havalanmanın verdiği şokla çığlık attı.
A:Benim benim. Ateş!
N:Senin burda ne işin var ya? Şu iki kızın yaptığı işkenceler yetmiyor da sen mi geldin?
A:Ben seni çok özledim, ondan geldim.
N:Yaa Ateşş!
diyip yanağına bir öpücük kondurdu.
B:Su kalk sen de artık!
S:Benim karnım çok acıyo(!)
E:İstanbul'a gelince hiç acımıyordu ne oldu bir anda acaba?
S:Üstümde zıpladın ya ondandır(!)
Ateş bana bakıp Nazlı ile birlikte içeriye geçti.
Y:Biz hep sizi mi beklicez böyle?
N:İsterseniz beklemeyebilirsiniz. Kimse size bizi kaldırmakla uğraşın demiyor(!)
A:Kelebek haklısın. Ama işte bizim bi tane psikolojik sorunlar yaşayan hocamız var ya.
N:Ee nolmuş o psikopata?
Fey:Bugün dersimiz onla!
N:Suuu-!
diye bağırırken biri ağzını kapadı Nazlı'nın.
S:Bütün konuşmalarınızı duyuyorum zaten! Nazlı'ma bir şey yapmayın!
diye bağırdım odadan.
N:Bana ne o adamdan! Ben gelmicem.
A:Sevgilim, o hocanın dersinden kalmak istemiyorum.
N:Sen zaten askersin. Üniversite okumucaksın ki.
Y:Yine de gitmesi gerekiyor.
F:Ki inandırıcı olsun.
Onlar içerde konuşurken bende üstüme bir şeyler geçirmek için ayağa kalktım. Dolaba yüriyim derken acıdan iki büklüm olmuştum. Karnımı tutup yere çömeldim. Dişlerimle dudağımı ıssırdım. Titrek bir nefes verdim. Gücümü toplayıp ayağa kalktım. Duvardan destek alıp dolaba gittim. İlk elime geçirdiklerimi üstüme giydim. Yavaş ve dikkatli adımlarla içeri geçtim. EyFet her zamanki gibi sarmaş dolaştı. YavBah ise göz göze el eleydi. NazAt ise kenarda kendi hallerinde gülüyorlardı. Feyzullah benim geldiğimi görünce yanıma gelip yürümemde yardımcı oldu.
S:Yürüyebilirim.
Fey:Bir daha der misin? Bu sıralar duymakta güçlük çekiyorum da(!)
S:Senin o duyma problemin de hep ben bir şey derken oluyor(!)
N:Senden başkası bu kadar şişirmiyor kafayı. En iyisi duymamazlıktan gelmek.
S:Ulan hastayım ben hasta. Bi kere de iyi davranın bana(!)
B:Bunun tribini sen çekersin Nazlı.
E:Bütün suç Nazlı'da di mi? O Nazlı hep öyle zaten. Kime lafı soktuğu belli olmaz.
N:Ne dedim ki şimdi ben?
diye masumca bir bakış attı. Ama yemezler.
S:Hem sizin hırsıza ne oldu?
Y:Bir şey olmadı.
B:Bulamadınız mı?
A:Cık. Hiç bir iz bırakmamış.
E:Bir şey çalmış mı?
F:Hayır. Hiç bir şey çalmamış.
Fey:Halbuki çalcak çok fazla şeyleri vardı.
diyince kısa bir sessizlik oluştu. Dün gece benim kazandığım iddia sonucu ile İstanbul'a ilk uçakla gelmiştik. İddia ise şuydu; Eğer ayakta kalabilirsem İstanbul'a dönücektik, eğer ayakta kalamazsam Karabayırda tedavi sürecine devam edicektim ama bu kerizler ayakta durmamı yürümek olarak algılamışlardı. Baktım ben yürümüyorum sadece ayakta duruyorum, hile yaptığımı anlamışlardı ve ilk uçakla İstanbul'a gelmiştik. Geldiğimiz de erkeklerin kapısı açıktı ve ev berbat haldeydi. Her yer her yerdeydi. Bütün eşyalar yerdeydi. Evlerine hırsız girdiği aşinaydı.
E:Kapı çalıyoo!
diyince düşüncelerimden sıyrıldım.
F:Eylemcim sağır değiliz ya,duyduk.
E:Madem duydun niye bakmıyorsun?
F:Çünkü sizin eviniz.
A:Dayıoğlu birinizde baksanız ya?
B:Kapılara Su bakardı genelde.
F:Yani?
E:Su yürüyemeyeceği için bakamıyor.
F:Peki bu sizin bakmamanız için nasıl bir neden?
E:Su bakıyo dedik ya(!)
F:Siz üşenmiyonuz yani?
N:Biz mi?
A:Evet siz, kelebek.
E:Hiç üşenmeyiz.
S:Yaa enişteler, siz bu yüzden bu eve giremiyorsunuz. Girmek istediğiniz zaman da kapı da yarım saat beklemenizin nedeni bu.
B:Ben diyorum Eylem. Eylem diyo Nazlı, Nazlı diyo Su, Su diyo Bahar. Bu böyle döngü şeklinde devam ediyor.
Y:Tamam. Ben bakarım hayatım. Yeter ki siz üşenmeyin!
diyip kapıyı açtı. Ve bizim mal komşu kızlar içeri damladı. Bunlar kimden izin almıştı içeri girmek için?
Kızlarla birbirimize baktık. Eylem dövüşe hazır gibiydi. Bahar yüzüne sahte bir gülümseme koymuştu. Nazlı ise laf sokmaya hazırdı. Ben ise Feyzullah'ın kucağındaydım.
Deniz:Selam.
Fey:Sana da selam.
diyince Feyzullah'a sen hayırdır bakışı attım. Kolunu da hafiften sıkmıştım.
Melisa:Okula mı gidiyorsunuz?
N:Yok, cenazeye.
diyince kendimi tutamayıp güldüm.
İrem:Anlamadık?
B:Evet okula gidiyorduk. Ne oldu? Bir sorun mu var?
Leyla:Hayır. Bi sorun yok. Sadece beraber yürüyelim mi demeye geldik.
Deniz:Su senin yüzüne ne oldu?
S:Ne olmuş?
dedim anlamamış bir şekilde. Diğerleri de bana bakıyordu.
İrem:Dur bakıyım.
dedi yüzüme dokunarak. Bi anda İrem'in elini ittim ve tiz bir ses tonuyla;
S:Ay bi çek elini!
dedim. Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Sanırım yaralarımdan bahsediyorlardı. Bu salak kızlar sayesinde bu mevzu yeniden açılmış oldu. Şimdi herkes bana vebalıymışım gibi bakıyordu.
Leyla:İyi misin?
S:İyim tabiki de(!)
dedim imalı bir şekilde.
Deniz:Peki ne oldu yüzüne?
Bu salak kızların abarttığı kadar kötü bir halde değildim. Yani sadece çizikler ve morluklar vardı yüzümde ama vücudum daha kötü bir haldeydi.
Nazlı tam lafa başlamıştı ki sözünü kestim;
S:Sevgilime yavşayan bir kız vardı da. Küçük bir kavga ettik. Kızın en son tek gözü kapalı bir şekildeydi. Heralde hastanede şu anda. Di mi sevgilim?
diyip Feyzullah'a baktım. Feyzullah'ta bana baktı. Deniz sevgili olduğumuzu anlayınca yerinde huzursuzca kıpırdandı.
Fey:Aynen sevgilim. Ama ellerine sağlık. Kızı iyi benzettin.
diye cevap verdi beni bozmamak için.
Y:Hadi gidelim artık.
dedi ve Fezullah'ın kucağında okula doğru gittim.
Tabi okula gelmeden kucağından indim. Feyzullah'tan destek alıp yürüdüm. Okuldan içeriye girince herkesin bakışlarını üstümde hissettim.
E:İstersen gidebiliriz.
dedi Eylem bana bakıp.
S:Bi kavgada burda çıkarmak isterim.
diye cevap verdim.
Fey:O maçı derse sakla sevgilim.
diyince güldüm.
A:Bu seferki sıra bende.
Y:Ne sırası?
F:Lan siz derste ne işler karıştıyorsunuz?!
N:Hiç, sadece hocayı ilk kim dövcek kavgası yapıyoruz o kadar.
B:Nazlı!
N:Tamam büyükanne!
diyince Bahar sinirlendi. Elindeki telefonu gösterip;
B:Güler Teyzemi de çok özlemişim. Bi arıyım hazır yanımdayken(!)
N:Bahar! Canım benim, ben hiç sana seni seviyorum dedim mi?
A:Bana hiç demedin ya(!)
N:Ateşş(!) ben sana mı sordun sevgilim?
A:Seni seviyorum diye bir kıza dersen yanlış anlaşılır sevgilim.
Y:Bahar da benim olduğuna göre...
F:Allah'tan Eylemim böyle işlere girmiyor(!)
E:O ne demek ya?
F:Boşver boşver. Biz böyle iyiz. Diğerleri yesin birbirlerini.
diyince Eylem kıkırdadı.
B:Neye kıkırdadın sen?
S:Başımızda bi annemiz(!) eksikti.
diyip Eylem ve Nazlı'ya baktım. Onlarda beni onaylamış bir şekilde kafalarını sallıyorlardı.
Y:Fena mı işte, siz gibi manyakları dizginleyen bir sevgilim var. Daha ne isterim ki.
Fey:Yavuz, biz seni hiç böyle bilmezdik.
Y:Şimdi ben sana beni nasıl bildiğini uygulamalı bir şekilde göstericem(!)
Fey:Ama okul ortamındayız. Anlasınlar istemeyiz dimi Yavuzcumm(!)
dedi, aynı zamanda gülmemek için kendini tutuyordu. Fethi ve Ateş gülmeye başladı. Bahar bittin sen bakışı attı.
Y:Yavuzcum ne lan?!
B:Yavuzcum? Hmm aslında güzel durdu. Yavuzcumm(!)
Y:Baharcım, sende Çaylak ile bir olmasan mı acaba?
Fey:Benden yana ol yenge.
F:Sen de Keşanlı ile takıla takıla yenge demeye başladın.
A:Dayıoğlu, Keşanlı' nın hiç yokluğu hissedilmiyor. Çaylak tamamlıyor.
Y:Beyler bazı eksikleri var ama. Onu da eve gidince tamamlarız.
Fey:Ne dedim ki ben şimdi(?)
N:Ne demedin ki?
E:Su, sevgiline veda et(!)
diyince yine bir gülüşme ortamı oldu.
S:Siz de biz dördümüze veda edin.
dedim Ateş, Nazlı, Feyzullah ve beni kast ederek.
B:O nedenmiş?
S:Çünkü Ticaret Hukuku Dersine giriyoruz.
A:Dayıoğlu arkamızdan Fatiha'yı eksik etmeyin!
E:Görende sanıcak ölüme gidiyor.
F:Alt tarafı bi derse girceksiniz. Ne büyüttünüz 1. Dönemden beri(!)
N:Su'yu öldürüyordu. Ateş'in sıkıştığı için pencereden atladığını saymıyorum bile(!)
Y:Ateş?
A:Ta kendisiyim.
F:Sen pencereden mi atladın?
Fey:O ne ki? Daha neler neler var?
A:Sussana olum!
Y:Neler varmış neler?
F:Anlatın anlatın!
S:Mesela Nazlı Hanım'ın hocanın üzerine kahve dökmesi, yüzüne tükürmesi... ıııı... Başka ne vardı sevgilim?
B:Nazlı! Hocaya mı tükürdün sen?
N:Hem de lama gibi!
A:Bi kere orda benim sevgilim çok haklıydı.
Fey: Ateş'in hocanın üstüne slayt ekranını düşürmesi de vardı sevgilim.
Y:Siz derste ders dinlediğinize emin misiniz?
A:Hep te bizim kirli çamaşırlar döküldü. Biraz da sizinkini dökelim.
F:İyice ringe döndü burası(!)
E:Hayır canım. Direk liseler arası münazara(!)
N:Evet, Feyzullah Bey'in hocayı yakasından tutup sallandırması, sonra Su'yun sınıfta sıraların üstüne çıkıp final şovu hocanın sırtında yapması, gibi bir çok örnek(!)
B:Final show derken?
A:Ama hocamız tüm o şeyleri haketmişti.
Fey:Derste ne yaptığımıza gelirsekte-
N:-Resmen Survivor çekiyoruz.
S:Tek farkı, açlıkla sınanmıyoruz!
Y:Neyle sınanıyorsunuz?
B:Yok artık ya! Abartmada Nirvanaya çıkmak(!)
S:Hocanın zülümlerine katlanıyoruz!
F:Ben daha fazla Feyzullah, Ateş, Nazlı, Su ve hocaları arasındaki etkileşimi duymak istemiyorum.
E:Etkileşim olsa yine iyi sevgilim. Bu etkileşimden de öte.
diyip gülüştüler. El ele tutup derse gitmek için yanımızdan ayrıldılar.
Y:Bu ders uslu durucaksınız!
B:Olay istemiyoruz.
N:Tamamdır.
B:Su'ya dikkat edin.
S:Bebek değilim ben Anne(!)
B:Su! Bugün o dikişler çıkıcak, biliyorsun dimi? O yüzden dikişlerini patlatma. Yoksa bi 1 hafta kadar yataktan çıkamazsın(!)
N:Tehdite gell!
S:Yok, bugün uslu kız olcam ben!
Y:Hiç inandırıcı olmadı.
Fey:Benim sevgilime diceğinize şu iki psikopata seslenin siz!
dedi Ateş ve Nazlı çiftini gösterip.
A:Ben psikopat olabilirim ama Kelebek kesinlikle psikopat değil.
Y:Hattırlattığın iyi oldu Çaylak. Karabatak! Uslu dur! Sevgiline de sahip çık!
A:Anlaşıldı!
dedi.
B:Biz gidiyoruz. Dikkat edin kendinize!
dedi. Biz ise başımızla onayladık. El ele tutuşup Tıp Fakültesinin olduğu binaya ilerlediler.
Biz de sınıfa doğru gittik. Dışarda oyalandığımızdan geç kalmıştık ama Hoca bir ilk yaparak bizi içeri aldı. Sanırım geldiğimizi farketmemişti. Nazlı'ya bir bakış attım. O da benim kadar şaşkındı ama bozuntuya vermedi. Cam kenarındaki yerlere oturduk.
Hoca bir şeyler anlatırken bende telefonla ilgileniyordum. O anda sınıfın kapısı açıldı. İçeriye biri girdi.
T.H.H:Sen kimsin?
X:Yeni öğrenci. Yatay geçiş yaptım da.
Öğrencinin sesiyle irkildim. Bakışlarımı öğrenciye çevirdim. O da doğrudan bana bakıyordu. Bu öğrenci orman yeşili gözleri olan çocuktan başkası değildi!Yeşil Gözlü Türk Erkeği Önerebilir misiniz? 25'ten büyük olmamalı ama. Yeni öğrenci için😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME ON!
FanfictionOperasyon için üniversite öğrencisi rolüne bürünmüş 4 asker... Sevgililerini bu operasyonda yalnız bırakmayan 3 cesur kız... Hiç bir şey bilmeden aralarına katılan ama olayların merkezinde olan 1 kız... And GAME ON!