İTİRAF EDİYORUM

1.2K 88 56
                                    

(FEYZULLAH)
Nihayet Ticaret Hukuku dersi bitmişti. Önden önden çıktım. Bahçeye doğru yol aldım. Yavuzlar bahçede bir masada oturmuşlardı. Yanlarına gittim.
E:Neye sinirlendi acaba?
diyince kimden bahsettiklerini anlamıştım. Su'dan bahsediyorlardı.
B:Biz de bişi anlamadık ki. 'Kimsenin yüzünü görmek istemiyorum!' diye bağırdı işte...
Gerisini dinlemedim. Bakışlarımı masa dışına çıkardım. Güvenliğin o taraflarda Burak'ı gördüm. Birini arıyor gibiydi. Bakışlarını bizim masaya çevirdi. Ve bizim masaya doğru yürümeye başladı.
Gözlerimi bizimkilere doğru çevirdim.
F:Siz isterseniz gitseydiniz eve.
E:Öyle yaparız sevgilim.
Burak masaya gelmişti, sandalyemin arkasında durdu ve;
Burak:Su-
Fey:-Burda değil!
dedim sertçe. Bizimkiler ani çıkışıma şaşırmışlardı.
Burak:Nerde peki?
Fey:Cehennemin dibinde.
dedim fısıldar bir şekilde. Yavuz ve Fethi duymuştu dediğimi ama Burak duymamıştı.
E:Evde.
Burak:Ne yapıyor evde?
Fey:Ne yapıcan Su'yun evde ne yaptığını?
Burak:Müsait mi diye soruyorum.
Fey:Yok arkadaşım müsait değil!
dedim.
Y:Feyzullah şey demek istedi, Su bu sıralar yalnız kalmak istiyor.
B:O yüzden biz bile rahatsız etmemeye çalışıyoruz.
Burak:Hayırdır, bi sorun mu var?
Fey:Allah Allah!
Burak da harbi maldı yani. Sanane olum kız ne yapıyorsa yapıyor! Ne her boka burun sokuyorsun!
Bizimkiler buna ne cevap vericeğini bilemedi.
Y:Biz de anlamadık aslında. Müsait olduğu bir vakit Su'ya sorarsın.
Burak:Oldu o zaman. Size keyifli vakit geçirmeler.
dedi yanımızdan uzaklaşarak.
Fey:Bi gitmedi ya(!)
N:Asıl sana hayırdır?
Fey:Nasıl?
B:Sana ne oluyor? Ne bu sinir?
Fey:Yok bir şey olduğu. Sadece Burak denen iti sevmiyorum.
F:Sorun Burakta yani?
Fey:Yavuz da sevmiyo.
Y:Ama çocuğun yanında da kafa atıcak gibi durmuyorum.
B:Sen öyle san Yavuz.
Y:Ne yaptığımı gördün?
B:Ne yapmadığını gördük desek yeridir.
N:O değilde, kızlar hadi biz eve gidelim.
E:Doğru ya. Su'ya bakalım bi ne yapıyor.
B:Haklısın.
Y:Tamam sevgilim. Biz de bi kafe tarzı bi yere geçeriz.
diyip göz kırptı. Bunlar aralarında bir şey konuşuyordu ama mevzuyu anlamamıştım.
Fey:Biz de sizinle gelelim ya boşver kafeyi.
F:Olmaz olmaz. Sen de bizimle geliyorsun.
Fey:Yok ben eve geçicem.
Y:Çaylak!
dedi komutan edasıyla.
Fey:Hayırdır, pek bi isteklisiniz kafeye?
A:Erkek erkeğe muhabbet amaç.
diyince kaşlarımı kaldırıp inanmayan gözlerle baktım Ateş'e.
A:Dayıoğlu ne bakıyon öyle? Erkek erkeğe sohbet edemez miyiz?
F:Ben de özlemişim zaten muhabbet etmeyi.
Y:Hadi o zaman.
diyip okuldan çıktık. Kızları eve bıraktıktan sonra bizde yakınlardaki kafeye geçtik.
Garsonlardan biri geldi masaya.
Ben de o sıra düşüncelerimin içinde boğuluyordum. Buraya neden geldiğimizi anlamıştım. Düşüncelerimden bir türlü atamadığım Su'yu konuşmaya gelmiştik. Ama neden Su'yu konuşacağımızı anlamamıştım. Yani tamam Su'yu ilk gördüğüm andan beri aklımdan atamamıştım. Sürekli başına bela almasından korkuyordum. Delice bir şey yapıp kendisine zarar vericek diye ödüm kopuyordu ama bütün bunlardan Yavuzlara neydi?
A:Hop Dayıoğlu!
diyip sarstı beni.
Fey:Efendim?
F:Daldın gittin.
Y:Nereye daldın?
Fey:Hiç öyle.
Y:İkiletme!
Fey:Hiç öyle işte. Günlük şeyler.
diyip gözlerimi onlardan kaçırdım. Göz teması kursam kimi düşündüğümü anlarlardı. Ve hafiften sıcak basmıştı. Kendime bile itiraf edemediğim bir gerçeği Yavuz, Fethi ve Ateş üçlüsüne nasıl diyecektim?
A:Dayıoğlu sen bi kızardın sanki.
Y:Kimi düşündüğün belli zaten.
F:Ateş bacayı sarmış.
Fey:Ya yok öyle-
Y:-Olum kendine yalan söylüyorsun anladım onu ama bari bize yalan söyleme olur mu?
Fey:O kadar belli oluyor mu?
dedim artık kendimi belli ederek. Bu işten kaçamayacağımı anlamıştım çünkü. Sonu yoktu. Bu üçlü bana sürekli soru sorucaktı. Sürekli bi göz hapsinde hissedicektim kendimi. Ama şimdi bana yardımcı olabilirlerdi. Yani ne yapmam gerektiğini bana söyleyebilirlerdi. Sonuçta hepsinin sevgilisi vardı. Ve benden deneyimlilerdi.
F:Evet.
Fey:Abi ne yapcam ben ya?
Yavuz güldü ve ekledi;
Y:Ne yapcan olum, gidip Su'ya diceksin.
Fey:Ama ben nasıl derim ki Su'ya 'seni seviyorum.' Diye?
A:Dayıoğlu, romantik bir konuşma yapıcaksın.
F:Elinde güller falan.
Fey:Off ya. Desene o güller kafamda heba olcak.
diyince gülmeye başladılar.
Y:Bişi olmaz.
Fey:Ya abi ben daha önce hiç aşık olmadım ki. Ne yapılır nasıl edilir hiç bir fikrim yok. Hatta aşk kelimesinin ne olduğu hakkında bi fikrimde yok.
A:Bu tam bi çaylak ya(!)
diyip güldü.
F:Olum işte Su'yu her gördüğünde hissettiğin şeye aşk deniyor.
Onu ilk gördüğüm andan beri aklımdan çıkmayışı, her saniye Su'yun etrafında olmak isteyişim, Su'yun gülümsemesini görmek için sakladığım o çikolata hazinesi, kısacası Su'yun adını bile duyunca kalpten gidicek kadar hızlı atan kalbim'e aşk deniyormuş.
Fey:Abi yardım edersiniz dimi bana?
Y:Tabi ederiz.
diyip gülümsedi. Bende minnet dolu gözlerle komutanlarıma baktım. Biz buyduk. Bir timden fazlasıydık. Bir derdimiz olduğunda birbirimize koşandık. Biz sadece bir tim değildik. Biz birbirimiz için herşeydik.
(SU)
Odamda anlamsız bir şekilde yatıyordum. Sadece tavanı izliyordum. Kendimle konuşmak isteyip konuşamıyordum. O kadar hayal kırıklığı yaşamıştım ki yeni bir hayal üretemiyordum. O kadar fazla kırılmıştım ki eksik parçamı göremiyordum.
Bütün bu saçma düşünceler belki de bana verdikleri ilaçtan kaynaklanıyordu. Bir saniye sonra ne yapıcağımı ben bile kestiremiyordum.
Zilin çalmasıyla tavana bakmayı kestim. Yataktan doğrulup kapıyı açtım. Kızlar gelmişti. İlk odalarına geçip pijamalarını giydiler. Sonra yanıma geldiler.
B:Daha iyi misin?
S:Bilmem. Hissizim şu an.
diyip sarıldım Bahar'a. İlk defa hissizdim onların yanında. Bomboş gözlerle onlara bakıyordum.
N:İstersen ila-
S:-Hayır ilaç içmek istemiyorum. Henüz o kadar delirmedim.
dedim gülerek. Kızlar bana iyi geliyordu. Beni gülümsetebiliyorlardı. Acımı unutturuyorlardı. Düşüncelerimi dolduruyorlardı. Beni bir nevi tamamlıyorlardı.
E:Sana okulda ne oldu?
S:Bilmiyorum. Ani bir sinir diyelim.
N:Ani bir sinir mi? Daha çok kıskançlık gibiydi.
S:Şu konuyu açmayalım. Zaten hoşlanmıyorum.
B:Feyzullahtan mı?
İşte yaklaşık 2 aydır beklediğim soru karşımdaydı. Ne cevap vericeğimi bilmiyordum. Ben 12 yıl önce kaybetmiştim 'güveni'. Şimdi bir anda nasıl çıkarabilirdim ki karşıma?
S:Feyzullah mı?
diye sordum. Olayı geciktirmek için.
E:Evet, Feyzullah. Birbirinize olan davranışlarınız, ne biliyim garip.
S:Ben ondan hoşlanmıyorum.
B:Emin misin?
S:Tabiki de eminim! Benim hislerim değil mi bunlar? Benden daha mı iyi bilceksiniz?!
diye bağırdım. İlaç etkisini gösteriyordu. Farkediyordum. Ama hatırladığım bir şey yoktu. Bu konunun açılması hoş değildi. Bana başka şeyler anımsatıyordu. Hafızamın en derinine gömdüğüm olayı. 'Güveni' kaybettiğim zamanı. Ve gün yüzüne çıkmasını istemiyordum. Yeniden boğulmak istemiyordum ki ona verdiğim sözü tutabiliyim.
Gülmem gerekirdi benim her daim. Söz vermiştim. Bunun konusu açılsa ağlardım ama. Sözümü tutamazdım. Ve onu hayal kırıklığına uğratırdım. Her ne kadar ölmüş olsa bile(!)
E:Tamam canım. Sakin ol. Bişi demedik.
B:İstersen bi dinlen.
S:Sabahtan beri dinleniyorum. Değişik bir şey yapmak istiyorum.
E:Ne gibi?
dedi gülümseyerek.
S:Bilmem.
diyince güldük. Hepimiz temiz temiz deliriyorduk. Bu halimizden memnunduk.
N:O değilde Burak'ı gördük bugün.
S:Ya öyle mi? Ne dedi?
N:Su nerde dedi, ne yapıyor dedi, müsait mi dedi.
S:Siz ne dediniz?
B:Müsait değil, biraz yalnız kalmaya ihtiyacı var gibisinden şeyler.
E:Hayırdır sen balo gününden beri Burak'ın adını ağzına almıyorsun. Aranızda bir şey mi geçti?
Anlatıp anlatmamakta kararsız kaldım.
S:Sanırım beni seviyor ve balo gününde itiraf edicekti ama ben izin vermedim.
dedim aniden. Hepsinin ağzı bir karış açıldı.
N:Ve sen bunu 1 aydır bizden gizliyor musun?
S:İşte tam da bu yüzden.
dedim gülerek. Bahar ve Eylem gülüyordu. Nazlı ise ondan saklamama kırılmıştı.
S:Nazlı o sıralar daha önemli işlerimiz vardı ya hani. Arada kaynadı işte.
E:Ee sen ne yaptın?
S:1 aydır arıyor ama açmadım telefonlarını.
B:Olaayy!
dedi bağırarak.
B:Ama sen Burak'tan da hoşlanmıyorsun?
S:Hayır, o sadece arkadaşım.
B:Vay be Burak'a bak sen.
diyip tekrar güldük. Kapı zili çalınca herkes birbirine baktı.
B:Su!
E:Bahar!
N:Eylem!
S:Nazlı!
diye birbirimize seslendik. Tabi hepimiz aynı anda demiştik. O yüzden komik gelmişti. Bu sırada kapı hala çalıyordu.
B:Baksanıza biriniz!
E:Su hadi! Kapıyı kırcaklar şimdi!
S:Sizin sevgilileriniz, siz bakın!
N:Sen yakınsın!
dedi ve yine birbirimize güldük. Kapıyı yumruklamayı bırakmışlardı ve artık sesleniyorlardı.
F:Ulan biriniz de üşenmeyin de kapıyı açın!
Y:Valla ya, her kapıya gelişimizde aynı durum!
A:Kelebek kapıyı açar mısın?
diye seslendiler. Biz ise oturduğumuz yerden cevap verdik tabiki de(!)
S:Yaa işte görüyorsun dimi enişte! Bu Nazlı bu kadar üşengeç işte.
N:Ne üşengeçliğimi gördün? Hep Bahar yüzünden!
B:Ben bağırana kadar bakıver o zaman sende!
E:Ay amma uzattınız.
S:Bakıver o zaman tatlım!
E:Fethi buraya gelmek zorunda mısınız?
F:Hadi Eylem!
Y:Bi kapı açcaksınız süründürdünüz bizi!
S:Enişteler yarın bir gün evlendiğinizde sizi sokakta bırakır bunlar!
diyip güldüm. Sonuçta gülmek bedavaydı.
Fey:Su bari sen aç be!
S:Sana hayatta açmam ben! Dallama!
Fey:Neyin tribi şimdi bu?
S:Sapıklığının bedeli!
Fey:Ne sapıklığımı gördün?
A:Bütün apartman kapılarını açtı bi siz açmadınız!
diye bağırdı. Kapıya kadar gittim. Delikten baktım.
Y:Su! Delikten bakcağına kapıyı mı açsan?
S:Olmaz!
Fey:O nedenmiş?
S:İçeri girmek için, her birinizin her bir kıza bir çikolata vermeniz gerek. Ama Dallama'nın bana 5 tane vermesi gerek.
F:Oha!
A:Dayıoğlu biz o kadar çikolatayı nerden bulalım?
S:Bilmiyorum.
dedim ve bir kaç dakika kendi aralarında konuştular sonra kapıdan uzaklaştılar.
E:Sen de ne fenasın ya(!)
N:En azından beleşe çikolata yicez.
diyip güldük. Bir kaç dakika sonra erkekler ellerinde her birimiz için birer çikolatayla geri dönmüştü. Onları daha fazla bekletmeden kapıyı açtım. Hepsi bir 'ohh' çekti.
A:Dayıoğlu sen bunu ticarete dönüştür, daha çok kazanırsın!
S:Mantıklı bir düşünüş tarzı.
Fey:Al 5 tane çikolata sana özel(!)
S:Bi zahmet alıver!
dedim çikolatalarımı alıp koltuğuma geçtim. Daha bir dakika oturmamıştım ki kapı zili yeniden çaldı.
Herkes dönüp bana baktı. Sanki kapıcı başı bendim.
S:Aaa! Ama yete-
diyip kapıyı açtım. Tabi karşımda gördüğüm kişi yüzünden cümlemi yarıda kestim.
S:Bu-Burak?
dedim fazlasıyla şaşırmış bir şekilde.
Burak:Selam.
demesiyle şaşkınlığımı üzerimden attım ve toparlandım.
S:Şey pardon ben seni beklemiyordum.
Burak ise bu halime gülümsedi.
Burak:Sorun değil. Ee içeri davet etmicek misin?
S:Çok pardon, geçer misin?
Burak:Ya aslında seninle dışarda konuşabilir miyiz?
Kalbim delicesine atıyordu. Ne konuşacağını tahmin edebiliyordum.
S:Olur. Bi saniye giyinip geliyim.
dedim ve üstümdeki pijamalardan kurtuldum.

 dedim ve üstümdeki pijamalardan kurtuldum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Su'yun giydiği)
E:Nereye?
S:Buraklayım. Geliyorum iki dakikaya.
dedim ve evden çıktım. Aşağı indiğimde Burak ordaydı.
Burak:Yine çok güzel olmuşsun.
dedi.
S:Teşekkür ederim.
dedim ve sokak boyunca sessiz bir şekilde ilerledik.
S:Sen bir-
Burak:-Ben aslında-
diyip aynı anda konuştuk. Bu duruma güldüm.
Burak:Evet aslında bir şey dicem.
dedi giriş kısmına gelerek. Başlıyorduk. Ve ben şu an buna hiç hazır değildim. Burak tam bir şey dicekken dengem birinin çarpmasıyla bozuldu.
Burak:Kardeşim dikkat etsene!
X:Pardon görmemişim. İyi misiniz hanımefendi?
S:İyim iyim bir şeyim yok.
dedim ve yabancının yanımızdan uzaklaşmasını izledik. Burak tam söze gircekken farkettim ki adam yere bir şey düşürmüştü. Eğildim. Etrafa bakındım. Adamdan hiç bir iz yoktu. Elimdeki kağıda baktım. Şöyle yazıyordu;
Sevdiklerin için geri sayım💣💣💣
Burak:Su aslında ben sana bunu daha önce demek isterdim ama zaman...
Gerisini dinlemedim. Tamamıyla nota odaklanmıştım.Bu yazı ondandı. O burdaydı. Ve hedefi ben değildim. Okuduklarımla bedenim kasıldı. Güvende olmayan ben değildim. Onlardı. Ne yapıcaktım? Nasıl güvende tutcaktım onları? Benim yüzümden ölmelerine izin veremezdim.
Gökyüzüne bakıp bağırmak istedim! Ama yapamadım. Sadece etrafa bakındım. Ondan bir iz var mı diye. Ama yoktu. Olsa bile hangisiydi?
Burak:Su-
S:Burak, kusura bakma ama ben sana karşı o şekilde bir sevgi beslemiyo-
diye konuşmaya başlamışken arkadan biri gelip Burak'a kafa attı. Ve sonradan farkettim ki Feyzullahtı kafa atan. Bunu neden yaptığını anlamıştım. Tıpkı benim ona karşı hissettiğim gibi o da bana karşı bir şeyler hissediyordu. Ama şimdi kendi ellerimle sevdiğimin ölümünü hazırlıyordum. Tek yapmam gereken onları benden uzak tutmaktı.
Ve aklıma onları kendimden nasıl uzak tutucağım hakkında bir plan geldi.
Bu plan her şeyi bitircekti. Ama hepimiz için en iyisi buydu!

Yine dopdolu bir bölümle karşınızdayım. Biraz gecikti ama anca yazıverdim. Aslında 3 kez yazıp 3 kez sildim. Çünkü diğer yazdıklarım içime sinmemişti. Neyse siz değerli okuyucularımı seviyorummmm❤️
Sizce;
1)Su'yun aklından geçen plan ney?
2) Feysu birbirlerini sevdiklerini itiraf edicek mi?
Cevaplarınızı bekliyorum. Hepinize teşekkür ederimmm😘❤️❤️

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin