(NAZLI)
Su herkesden önce davranıp yerde yatan adama doğru hareket etti.
N:Su geri gel!
diye bağırmama rağmen adamın yanına gitmeye devam etti. Eliyle adamı dürtükledi. İlkinde adam hareket etmedi. Su tam bize doğru dönmüşken adam yerden kalktı, elindeki bıçağı Su'yun boğazına tuttu.
B:Su!
Y:Bırak kızı!
diye bağırdı. Adam kaçamazdı. Bunun farkındaydı. Burdan çıkmak için birimizi esir almak durumundaydı. Su ise tepkisiz ve korkmuş gibiydi.
Adam:Geri çekilin!
F:Tamam sakin ol! Kızı bırak!
Adam Su'yu bırakcağına bıçağı daha da yakınlaştırdı.
Adam:Bu kız her türlü benimle geliyor!
A:Biz izin verir miyiz sandın?!
Adam ise Ateş'in bu lafına sinirlenip bıçağını ile Su'yun köprücük kemiğine bastırdı. Bıçağın metali kırmızıya boyandı ama Su yine tepkisiz kaldı.
E:Kızı bıraksana şerefsiz!
Y:Bırak ki seni öldürmek zorunda kalmayalım!
Adam:İddialı laflar!
F:Bizim bi iddiamız olmaz. Dediğimizi yaparız biz.
Diğerleri adamı oyalarken Feyzullahta, adamın durduğu duvarın karşısından,adama doğru yavaşça yürüdü. Adam bunu farketti ve çapraz bir şekilde durdu.
Adam:Size dediğimi yapmanız için yeterince süre verdim.
diye bağırıp bıçağı Su'yun kalbine doğrultu. Tam bıçağı Su'yun kalbine saplıcakken silah sesi ile bıçağıyla birlikte adam yere yığıldı. Su ise kendini öne attı. Feyzullah Su'yu tuttu. Yanına gittim.
Fey:Baş belası iyi misin?
Cevap vermedi. Gözlerini adamdan ayırmadı belli bir süre;
N:İyi misin?
S:Hıhı.
dedi. Eliyle de yarasını tutuyordu.
B:Yarana bakıyım.
diyip Su'yun yarasını inceledi. Feyzullah Su'yun başındaydı.Yavuz ve Fethi silah sesinin nerden geldiğine bakmak için etrafı araştırmaya gittiler. Ateş'te adamın durumuna bakıyordu.
N:Ölmüş mü?
A:Tam alnından isabet etmiş kurşun.
E:Kimdi? Ne istiyordu?
demesiyle göz ucuyla Su'ya baktım. Gözlerini kapamıştı. Sanırım da demin olan şeylerin etkisinden çıkmayı bekliyordu. Gözlerini kısa bir süre sonra açtı ve göz göze geldik. Gözlerini kaçırdı hemen.
Karabayırda bunun gibi bir sürü macera atlatmıştım. O yüzden bu gibi durumlar karşısında sakinliğimi koruyabilirdim ama Su için böyle bir şey diyemezdim.
Yavuz ve Fethi nihayet yanımıza dönmüştü.
A:Kim atmış?
F:Bulamadık ki!
A:Kesin keskin nişancı!
Y:Neresinden vurulmuş?
A:Alnından.
F: Tam 12'den yani.
A:Aynen öyle.
Y:Kim neden vursun ki adamı?
F:Belli ki peşinde birileri varmış.
Y:Hastaneye gitmemize gerek var mı?
B:Hayır. Sadece biz çizik. Önemli bir şeyi yok.
S:Demiştim.
N:Artık eve gidebilir miyiz?
Fey:Bende tam aynısını dicektim.
diyince sırıttım.
S:Mümkünse bildiğimiz yoldan gidelim.
dedi gülerek.
N:Okul yolundan mı?
B:Burdan biliyorsan tarif et.
N:Tamam bana sadece bir saniye ver.
diyip yanlarından uzaklaştım. Ana caddeye çıktım. Bu yolları kesinlikle bilmiyordum. Üstüne bu yoldan nasıl eve gidilceğini de bilmiyordum. Karşı tarafa baktım. O yoldan okula çıkılcağını kestirebildim. Ama emin değildim. Cadde üzerinden araba gelmiyordu. Karşıya geçmek için harekete geçtim. Korno sesi ile sağıma baktım. Arabanın yol üzerinde çıkardığı ses ve bedenimin geriye hızla savrulup başımı yola çarpmam ile görüşüm bulanıklaştı. Gördüğüm ve duyduğum en son şey Ateş'e aitti...
(ATEŞ)
A:Nazlı!
diye bağırdım, o geriye doğru savrulurken. Koşarak yanına gittim. Başını ellerimin arasına aldım.
A:Nazlı! Uyan hadi!
Bir kaç kez bedenini sarstım. Ama hala ölü gibiydi. Hiç bir kımıltı yoktu.
A:Nazlı!
diye bağırdım. Kalabalık öylece bana bakıyordu. Gözümden yaşlar akıyordu.
A:Hadi güzelim! Hadi kalk!
Yine ses yok. Yine bir hareket yok. Etrafa baktım çaresizce. Bahar ya da Yavuz'u göremedim o kalabalıkta.
B:Ateş?!
Bu Bahar'ın sesiydi.
A:B-Bahar?! Yardım et! Nazlı...!
B:Tamam sakin ol!
diyip nabzını kontrol etti. Çaresiz gözlerle Bahar'ı izliyordum.
B:Yaşıyor. Nabzı normal atıyor. Şuan için endişe edilcek bir şey yok. Sakin ol Ateş!
A:Neden hareket etmiyor?
B:Başını hızlı çarpmıştır. Bayılmıştır. Hastaneye gitmemiz gerek.
A:Kötü bir şeyi yok değil mi?!
B:Şuan için bir şey diyemem. Ultrason ile bakmamız gerek. Kırık bacak ya da kol olabilir. Ayrıca bacağına ve koluna batan cam parçalarını da çıkarmamız gerekicek.
A:O ne demek Bahar?! Hani bir şeyi yoktu?!
diye bağırdım.
F:Olum bi sakin ol! İyi olucak. Tamam mı?!
A:T-Tamam. Ambulans nerde kaldı?
E:Yolda geliyor.
A:Dayıoğlu, ben şimdi nasıl derim-
Y:-Karabatak! Bir şey olmayacak Nazlı'ya!Toparlanman gerek.
A:Ya-Yavuz!
dedim ağlayarak. Komutanım her zamanki gibi desteğini göstermek amacıyla sarıldı.
A:Komutanım!
dedim kulağına doğru.
Y:Karabatak biliyorum. Zor bir durum. Ama uyanıcak. Hafif bir şekilde atlatıcak.
dedi fısıldayarak.
A:Erdem Yarbay'a nasıl dicez?
Y:Ben hallederim.
A:Saolun Komutanım!
Diğerlerinin daha fazla dikkatini çekmemek için sarılmayı kestik. Ambulansta nihayet gelmişti. Nazlı'mı sedyeye kaldırıp ambulansa yerleştirdiler. Yanına binmek için hareket edicektim ama Bahar çoktan ambulansa binmişti. Ne de olsa doktordu.
S:Bizde hastaneye gidelim.
A:Kim yaptı lan bunu?!
dedim sinirle.
F:Bi sakin ol!
Y:Karabatak! Eylem adamın kendisi ile konuşuyor.
diyip Eylem'i işaret etti. Bu muydu Nazlı'ma çarpan herif?! Ben biliyordum bu şerefsize yapıcağımı! Hızla adamın yanına yürüdüm. Tam bir şey dicekken yumruğu geçirdim. Adam geriye doğru sendeledi. Eylem de beni tuttu.
A:Lan sen misin benim sevgilimi ezen!
Y:Karabatak bi sakin! Bi dinleyelim beyefendiyi!
A:Lan ne dinlicem ben bu iti?!
F:Nazlı ölmedi ya Karabatak. Bi sakinleş!
S:Hastaneye gitmemiz gerek. Hadi Ateş!
diyip kolumdan sürükledi beni. Taksiye binip hastaneye gittik. Gittiğimizde Bahar ameliyathanenin kapısında bekliyordu.
A:Bahar?
dedim. Gözlerim dolmuştu yine.
B:Kötü bir şeyi yok. Ameliyatlık bi durumu da yok. Sadece cam kırıklarını çıkartıyorlar.
A:Kırık,çıkık?
B:Bileği incinmiş. Ucuz atlatmış.
Y:Sana iyi olucak demiştim.
dedi. Mutlulukla Yavuz Komutanıma sarıldım.
1 saatte yakın ameliyathanenin önünde bekledik. Sonunda sedye ile Nazlı'yı çıkardılar. Uyuyordu. Sol bileği sarılıydı. Sedyenin yanına koştum hemen.
Doktor:Beyefendi, sedyenin kenarından çekilebilir misiniz?
A:Pardon Doktor Bey.
diyip Nazlı'mı odaya almalarını seyrettim.
B:Durumu nedir?
Doktor:Hayati tehlikesi yok. Vücuduna batan cam kırıklarını temizledik. Sadece dirseğinin biraz üstünde açık bir yara oluştu. Onu dikmek zorunda kaldık. Bir de sol bileğini incitmiş. Kısacası durumu gayet iyi. 2 saatte hastamız uyanır.
E:Taburcu ne zaman olur.
Doktor:Büyük bir ihtimalle bu gece taburcu ederiz kendisini. Geçmiş olsun.
A:Teşekkür ederiz.
S:Kötü bir şeyi yokmuş işte.
E:Adam da görmemiş Nazlı'yı.
A:Kör mü lan adam da? Koskoca kızı nasıl görmez!
E:Bi anda çıkmış yola. Adam frene basmış ama yine de duramamış işte.
A:Bıdı bıdı bunlar hep.
Y:Karabatak!
A:Pardon!
Bir kaç saniye sessizlikten sonra;
B:Bahar odaya girebiliyoz mu?
S:Bahar nerden bilsin?! Doktora sormak gerek onu.
Tabi Su bizim hakkımızdaki gerçekleri bilmiyordu. Böyle konuşması çok doğaldı.
A:Ben bi doktora sorıyım o zaman.
diyip bizimkilerin yanından ayrıldım.
A:Doktor bey?
Doktor:Buyrun?
A:323 Numaralı odada kalan hastayı görmem mümkün müdür?
Doktor:Kendisini çok yormamak kaydıyla evet. Ama uzun kalmayın.
A:Teşekkür ederim.
diyip hızlıca 323 numaralı odaya girdim. Nazlım ölü gibi yatıyordu. Hayatta olduğunu vurgulayan tek şey kalp atışlarının ekrana yansımasıydı. Çok şükür ki hafif bir şekilde kazayı atlatmıştı.
A:Nazlım...
daha ilk kelimeden gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Elini tuttum nazikçe.
A:Seni orda yerde yatmış bir şekilde görünce çok korktum ben. Ne biliyim öldün sandım. O güzel gözlerini göremeyeceğimi sandım. Seni kaybetmekten çok korktum. Daha bir saniye öncesine kadar elini tuttuğum kadının gözümün önünde yok oluşunu izlemek istemedim. Gözlerim acıdan yandı ve göz yaşları halinde peş peşe sıralandılar...
Göz yaşlarımı elimle sildim. Tam devam edicektim ki Nazlı kıpırdanmaya başladı. Gözlerini yavaştan açtı.
(NAZLI)
Gözlerimi açtığımda Ateş'i gördüm. Başucumda elimi tutmuş bir şekilde ağlıyordu. Hafiften gülümsedim iyi olduğumu belirtmek için.
A:İyi misin?
N:İyim. Merak etme.
dedim ona sarılarak. Tabi uyandığımı gören hemşireler odaya daldı. Bi iki dakika yalnız bırakmadılar bizi(!)
Diğerleri de camdan bakıyordu. Ateş istemeyerek de olsa odadan çıktı. Hemşirelerden biri bir kaç test yaptı.
Hemşire:Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Bileğiniz ağrıyor mu?
N:Hafiften bir ağrı var. Ama çok değil. Başım dönmüyor. Gayet iyim.
Hemşire:Tamam şimdi size bir ağrı kesici getiricez. Onu içtiğiniz zaman bir şeyiniz kalmayacaktır. Geçmiş olsun.
N:Teşekkür ederim.
diyip odadan çıktı. Hemşirenin çıkması ve bizimkilerin girmesi bir oldu. Eylem, Bahar ve Su aynı anda üzerime hücum ettiler.
N:Lan ben hastayım! Çekilin üstümden!
S:Bacağını kırmadın ya!
N:Yuh ya?! Senin en ufak bir yerin çizildiğinde aramıza 30 metre yaklaşma mesafesi koyuyorsun, ben yapınca ise bacağını kırmadın ya?!
S:Ama ben Su Çakır'ım
dedi gülerek.
Fey:Seni özel yapan ne peki?
S:Herkesin etrafında bir Dallama kolay yetişmez! Beni özel kılan şey de bu Dallamaları etrafımda toplamam(!)
dedi. Hep beraber bu lafına güldük.
A:Nazlım iyisin dimi?
N:Ateş çok iyim. Gerçekten. Sadece bileğim ağrıyor biraz. Hemşire ilaç getirmek için çıkmıştı zaten.
A:Masaj yapıyım mı?
N:Ateş merak etme iyim.
E:Nazlımız kolay kolay vazgeçmez bizim.
A:Merak etmekte suç oldu iyi mi?
F:Sen merak etmiyosun ki ama 1 salise de 1 iyi misin diye soruyorsun ve aldığın cevap hep aynı: İyim!
A:Bir goy goy yapmasanız nolurdu?
S:Hiç olur mu o zaman?
E:İşin en eğlenceli kısmı goy goy yapmakta.
dedi gülerek.
Nihayet hemşire geri gelmişti.
Hemşire:Yine bir sıkıntı çekerseniz bu ilaçtan alabilirsiniz eczaneden.
İlacı alıp içtim.
N:Teşekkür ederim. Ne zaman çıkabilirim?
Hemşire: Çıkış işlemlerini yapıp çıkabilirsiniz.
S:Teşekkürler(!)
dedi alayla. Hafiften gülümsedim.
S: Sanki izin vermese seni çıkaramıcam burdan?
A:Pardon?
S:Ben içten söyledim sanıyordum. Neyse boşver. Bahar siz çıkış işlemlerini halletsenize biz de Nazlı ile ilgilenelim.
B:Tamam.
diyip Yavuz ve Bahar odadan çıktılar. Eylem ve Su da benim giyinmeme yardım ediyorlardı.
N:Bileğimi incittim sadece,kırmadım!
E:Ay pardon! Yardım ediyoruz burda herhalde
N:Yardım etmeyin demiyom zaten ama sakat değilim Allah'a şükür.
S:Bence bi daha düşün
dedi gülerek.
N:İncitmek sakatlıktan sayılmıyor.
dedim ve beraber güldük. Nihayet giyinmem bitti. Çıkış işlemlerim de hallolmuştu. Ateş ile el ele sokakta yürüyorduk.
B:Ateş! Nazlı'nın elinden sıkıca tut. Sağa sola fırlamasın!
diye bağırdı gülerek. Ateşte gülerek karşılık verdi.
N:Yuh Bahar ya! Su ve Eylemden beklerdim ama senden beklemezdim.
A:Tuttum tuttum. Kaçamaz benden.
diyip kollarını sardı bana. Ben de ona sarıldım.
Y:Bi didişmeden durun ya!
diye söylendi. Tabiki de Su ve Feyzullahtan bahsediyordu.
S-Fey:O sataşıyor!
İkisi de eliyle birbirini işaret ediyordu. Kavgayı kimin başlattığını bulmak labirentten kaçmaya benziyordu. Anlamsız ve karmaşıktı. O yüzden herkes kimin haklı olduğunu boşverdi.
E:Nihayet eve varabildik. Acaba bizi yine ne süprizler bekliyor?
N:Daha fazla süprizi kaldıramam.
dedim gülerek. Diğerleri de benimle birlikte gülmeye başladı. Tabi Su ve Feyzo kapı önünde de tartışmayı ihmal etmediler.
S:İlk ben gircem.
Fey:İçerde ne varda sen giriyon?
S:Sen ilk girip ne yapıcan?
Fey:Eve gidicem mesela.
S:Sanki ben köye gidicem!
Fey:Ha.Ha.Ha
S:Hem Nermin teyze seni ilk görürse terlik fırlatır. Ben geçiyim ki fırlatmasın.
Feyzo Nermin teyze lafını duyunca geri vites yaptı. Kapıyı Su için açtı.
Herkes apartman kapısından içeri geçti.
Nermin teyzenin kapısı açıldı.
N.T:Heeh işte geldiler oğlum.
diye seslendi içeriye doğru. Geldiler derken bizim için mi demişti?
Nermin Teyze Su'ya göz kırptı. Su'ya doğru anlamsızca baktım. Nermin teyzenin evinden bizim bölümdeki Burak isimli çocuk çıktı.
N.T:Kaçırma bu oğlanı!
diyip kapıyı kapadı.
S:Burak?
B:Selam sana da.
N:Selam.
A:Ne işin var senin burda?
B:Su hanım beni yemeğe götürcekti de.
Bütün gözler Su'ya döndü haliyle. Su utanmıştı.
S:Ayy! Ben onu unuttum! Çok özür dilerim. Telafi edicem ama. Söz. Yani bugün çok şey oldu ben çok şey-
B:Su!
dedi gülerek. Farkında olmadan çok hızlı ve sık konuşmuştu.
S:Efendim?
B:Sorun değil. Telafi etmek istiyorsan da yemekten daha harika bir fikrim var.
E:Aa neymiş o?!
Burak Eylem'e doğru baktı. Eylem'i alttan cimcirdim.
N:Sana mı dedi de hemen atlıyon?
E:Ay ben bi an şey ettim.
B:1 hafta sonra Cuma günü saat 9-12 arası maskeli balo var. Benimle gelirsen telafi etmiş gibi olursun.
Su'yun yüz ifadesi aynen 'Şuan sıçtım' yüz ifadesi gibiydi. Bu haline gülmeden edemedim. Tabiki de bıyık altından(!)
B:Tabiki olur. Su da zaten çok meraklıdır böyle şeylere.
diye atladı. Su Bahar'a ölümcül bakışlar attı.
B:Güzel o zaman.
N:Yemeğe gelir miydin?
E:Gerçi bizde de yemek yok ama.
B:Saolun kızlar ama gitmem gerek. Sonra görüşürüz Su.
S:Görüşürüz.
diyip Burak'ın çıkmasını bekledi. Çıktıktan sonra ise;
S:Ne bakıyonuz?
B:Yemek?
E:Burakla hemde?
N:Ne iş?
S:Enişte siz de yer var mı?
F:Bizi çekiştirirken iyi dimi?
S:Siz daha bi eğlencelisiniz ama!
dedi.
B:Bunu evde konuşcaz Su hanım!
S:Bencede konuşalım. Hem sen niye-
E:Yürü yürü!
diye merdivenlere itti Eylem. Nihayet eve adım atmıştık. 4 kat çıktığımdan yorulmuştum.
A:Koltukların birini boşaltın. Nazlım yatıcak!
S:Bana niye böyle yapmadınız?
N:Sana da sıra gelicek kuşum(!)
diyip pis pis sırıttım.
S:O zaman ben susma hakkımı kullanıyorum.
E:O ağzını kepçeyle açarım!
S:Fethi sen buna nasıl dayanıyon ya? Seni döver bu!
Fethi sadece gülmekle yetindi. Eylem de yastıklardan birini Su'ya attı.
B:Anlat bakalım!
S:Neyi?
N:Burak ne alaka?
Fey:Elinde bir çiçeği eksikti.
A: Ama kendini Nermin Teyzeye sevdirmiş. Mesela bazıları var yaklaşık 5 aydır kendini Nermin teyzeye sevdiremedi.
F:Bazılarının Nermin Teyze ile arasındaki ilişki terlik fırlatmadan öteye gitmiyor.
Fey:Size de makaralık konu lazımdı dimi?
E:Ne bok yedin yine anlat çabuk!
S: Beni hastaneye yetiştirdiği için bir teşekkür babında yemeğe davet ettim. O yani!
E:O olay 3 ay kadar önceydi!
S:Hep ertelene ertelene bu zamana geldi. Şimdi de Nazlı ile uğraşmaktan unutmuşum. Nabıyım? Hem Bahar sen ne diye sazan gibi atlıyon! Bir yemekle kurtulcaktım!
B:Ne çemkiriyon be?! Ne güzel işte. Kavalyende var. Mutlu ol azcık.
S:Gitmek istesem kavalyeye ihtiyaç duyardım belki(!)
N:Aaa! Maskeli baloya kim gitmek istemez ki? Alışveriş kısmına özellikle. Ayy!
E:Yavaş bee!
B:Nazlı ve alışveriş(!) Süper ikili!
N:Aynen öyle. Yarın o zaman başlayalım alışverişe.
A:Nazlıcım yalnız sen daha yeni hastaneden çıktın. Farkındasın dimi?
N:Ee ne olmuş?
A:Bi dinlensemiydin önce?
N:Bu gece horon tepmicem zaten(!)
F:Smoke weed everyday!
Fey: Vurdu gol oldu!
A:Dayıoğlu bi kes!
Y:Baharcım o zaman sen de benimle geliyorsun!
B:Başka kimle gidicektim zaten?
E:Bizi de davet eden olmadı işte!
F:Davet mi bekliyorsun? Tabi benle gitcen!
E:Öküz ya!
F:Ne öküzlüğümü gördün?
E:Say say bitmez!
S:Ayy yeter! Ben yatıyorum. Siz de evinize gidin. Nazlı da uyusun,dinlensin!
demesi üzerine yatağa geçtim. Gözlerimi kapadım. Maskeli baloda ne renk giyceğime kadar düşünürken uyuyakalmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME ON!
FanfictionOperasyon için üniversite öğrencisi rolüne bürünmüş 4 asker... Sevgililerini bu operasyonda yalnız bırakmayan 3 cesur kız... Hiç bir şey bilmeden aralarına katılan ama olayların merkezinde olan 1 kız... And GAME ON!