KLOSTROFOBİ

2.3K 128 10
                                    

Multimedya:Okulda giydikleri kıyafetler!
T.H.H:Ticaret Hukuku Hocası.
(NAZLI)
Bahar ve Eylem'in başımda bağırması ve üzerime su dökmeleri sonucu uyanmıştım.
N:Lan gerzek kafalar! İnsan sabahın 7 sinde uyandırılır mı?!
diye bağırdım.
B:Bugün pazartesi!
N:Nolmuş yani?
E:Okul vakti canım! İkinizde kalkın bakıyım!
diyince Su'yun hala yattığını farkettim. Su'yun yattığını görünce bende başımı yastığa gömdüm. Tabi Bahar bu anın içine etmezse olmazdı. Yastığımı başımın altından çekti. Eylem de o sıra Su'yun üzerindeki yorganı çekmişti.
S:Benim kolum ağrıyo. Gelmiyim ben!
B:Canım o bahanen 1 ay önce geçerliydi.
N:Ben de Su'ya bakıyım o zaman!
E:Nazlı!
N:Ne var be?! Okul dibimizde biz niye erkenden uyanıyoruz?
B:Allah'ım sen bize sabır ver. 1 di 2 oldu. Su!
diye bağırdı.
S:Bugün ticaret hukuku var nolur gelmiyim?
diye yalvarmaya başladı. Bi de bugün pazartesi miydi?
N:Benim pazartesilere ve ticaret hukukuna karşı bir sendromum var!
diyip yatağa başımı koydum. Her ne kadar yastık olmasada yastıksızda uyuyabiliyordum.
E:Başlatma sendromuna!
Y:Bugün bu ikiside ticaret hukuku var biz gelmeyelim tribine tutuldular. Ne var lan bu Ticaret hukukunda?
diye bir bağrıntı geldi içerden. İlk başta kimin dediğini anlamasamda sonradan bunu diyenin Yavuz olduğunu anladım. Ve bu ikisi derken de Ateş ve Feyzo'yu kastediyordu.
S:Bak yalnız değilmişiz. Hem bugün kesin bişi olcak gelmiyim ben!
B:Su ne olabilir? Alt tarafı bi ticaret hukuku ve okul! Okulda başına ne gelebilir?
diyince tek kaşımı kaldırdım. Çünkü şu geçen 1 ayda okulda başımıza gelmeyen şey kalmamıştı.
N: 1 ay önceki kavgayı unuttun sanırım. Sonra kızlar tuvaletinde kilitli kaldığımız anlar, benim başımdan aşağı dökülen kaynar çay, Ateş, Yavuz ve Fethi'nin resmen anırarak bunlar bizim sevgililerimiz bakan olursa gözlerini oyarız şeklindeki bağırışları, sonra Eylem hanımın bir kızı bilerek merdivenden itmesi ve Su'yun klostrofobisi... daha başımıza ne gelebilir Bahar?
B:İkinizde fazla büyütüyorsunuz. Sadece biraz şansızlık o kadar!
S:Nazlıcan saymayı unuttuğun bir şey daha var hudubet gün olan pazartesi ve ticaret hukuku dersinin çakışması!
diyince içerden bir gülme sesi geldi.
F: Şu 1 ayda başımıza gelmeyen kalmamış!
dedi içerden bağırarak.
N:Bunlar hangi ara geldi?
E:Hala yataktasınız farkında mısınız?
S:Burası çok sıcak. Hep ondan. Eylem bi gel bak çok güzel.
N:Dört artı dört klimalı ve gün boyu rahat edebilceğin bir yatak insan daha ne ister?
B:Kızlar kalkıyorsunuz!
N:Şu zamana kadar duyduğum en berbat plan.
S:Katılıyorum.
Sonunda Bahar ve Eylem dayanamayarak ikimizinden ayaklarından tutup yataktan çekiştirdiler. Sonuç mu? Su ve ben şuan yerde yuvarlanıyorduk. O an Bahar'ın gözleri parıldadı. Haince bir planı vardı. Bahar ve Eylem odadan çıktılar. Su ve bende gitti diye sevinirken bu mallar tekrar odaya girdiler.
B:Nazlı! Ateş!
N:Ne oldu Ateş'e?
B:Bilmiyoruz. Bi anda yığıldı!
diyince yerden fırladım ve düşe kalka salona geçtim. Ve karşımda Ateş gayet güzel bir şekilde ve hiç bir şey olmamış gibi oturuyordu.
N:Bahar! Lan sen nasıl bi insansın ya? Böyle şaka olur mu ya?
B:Kalkmıyordun!
N:Hadi beni kaldırdın, Su hanımı nasıl kaldırcaksın?
dememle Su'yun salona elinde tarakla dalması bir oldu.
S:Sen benim çikolatalarımı hangi hakla yersin?!
dedi. Bu 1 aylık süreçte Su hakkında öğrendiğim en net şey:Çikolataydı. Kimse Su'yun gizli hazinesi olan çikolatalarına el bile süremezdi. Hatta uzaktan bile bakamazdı. Sonra Su,Feyzo'ya hücuma geçti. Bahar ve Eylem'de Su'yu tutuyordu. Su elindeki Feyzo'ya atıyım derken bana geldi.
N:Atıcağın yere dikkat etsene!
S:Pardon Nazlıcan. Sende Dallamanın hemen önünde durmasana!
E:Su bi sakin! Çikolatanı yemedi!
S:Nasıl ya?
N:Kalkmamız için oyun oynamışlar.
dedim somurtarak.
S:Bari ticaret hukuku gününe denk gelmeseydi.
Y:Ne ticaret hukukuymuş ya! Gören de sancak işkence yapıyolar.
A:İşkenceden beterini yapıyor. Ne uyuyabiliyosun ne çıkabiliyorsun ne telefonla oynayabiliyorsun ne ayağa kalkabiliyorsun... Hiç bir bok yapamıyorsun!
F:Amma abarttınız!
Fey: Ne abartması ya? Resmen nefes bile alma yasağı var!
S:İlk defa Dallamaya katılıyorum.
Fey:Ben yanlış mı duydum?
N:Gayet net duydun.
Fey:Bu anı ölümsüzleştirmeliyiz!
B:Neyse, kızlar hadi giyinin artık! Geç kalıcaz.
S:Geç mi? Bahar, 9 da ders başlıyo bizi 7'de uyandırıyosun. Nasıl geç kalabiliriz?
E:Canım sizi uyandırana, yataktan kaldırana kadar saat 9 oluyo zaten. Hadi giyinin! Sizi bekliyoruz sabahtan beri!
N:Beklemeyin. Direk gidin bence!
B:Nazlı!
N:Anlaşıldı!
S:Komutanım!
dedi gülerek. Ve Su ile beraber odamıza geçtik. Su'ya giyeceklerimi gösterdiğimde;
S:Bayıldım.
dedi ve bende hemen giyindim. Saçlarımı da aynada düzelttikten sonra bizimkilerin yanına geçtim. Ateş'e bir günaydın öpücüğü verdim. Çünkü kıyafetime ters ters bakıyordu. Bu öpücük onu yumuşatmak içindi.
Fey:Senden bi tane daha olan şahıs nerde?
N:En son ne giyceğini düşünüyordu.
Fey:Bir şey geçirse de gitsek mi artık? Yoksa ben doğru yatağa gidicem.
Y:Bok gidersin.
Fey:Pardon.
Ve nihayet Su da giyinmişti. Birlikte okula doğru yol aldık. Bu sırada Yavuz'un telefonu çaldı. Önden önden yürümeye başladı. Gelen telefonun babamdan olduğunu tahmin ediyordum. Ne de olsa bizimkiler gizli operasyondaydılar ve şu ana kadar bir şey bulamamışlardı. Hafta da 1 geceleri dışarı çıkarlardı. Gidebildikleri yerlere giderlerdi ve Ateş istihbarat yöntemlerini kullanarak teröristi bulmaya çalışırdı. Lakin elde var sıfırdı. Terörist bir olaya bulaştığı an o olayı tümden yok ediyordu. Bu da bizimkilerin teröristi bulmalarını zorlaştırıyordu. Umarım bir an önce teröristi bulurlardı. Çünkü kendileri de bu üniversite işinden sıkılmışlardı. Gerçek anlamda bir çatışma istedikleri her hallerinden belliydi. Keşanlı'nın Hafız Abi'nin Aşık'ın yerinde olmak içinde ölesiye dövüşebilirlerdi.
A:Dikkat!
diyip tuttu beni. Ben düşüncelere dalmış bir şekilde ilerlerken ayağım taşa takılmıştı ve takıldığımın bile farkında değildim. Ta ki Ateş tutana kadar. Sonra ise okul yolunu el ele yürüdük.
Okul ise her zamanki gibiydi. Her yerde öğrencilerin bağırışları ,kantinde dolup taşan masalar...
B:Biz derse gidiyoruz! Sakın dersi kaynatmayın!
diyip bize baktı.
A:Yok canım. Yapar mıyız hiç? Dimi Çaylak?
Fey:Hiç yapmayız
Y:Ateş!Çaylak!
Fey:Pardon!
S:Ben bi daraldım. Gitsek mi burdan?
E:İyi misin?
N:Bi de iyi misin diye soruyorsun Eylem! Kızın klostrofobisi var. Bi de ticaret hukuku dersine  getirdiniz!
B:Ticaret hukuku ne alaka Nazlıcan?
N:Bilmem. Belki okulu asmamıza izin verirsiniz diye şey ettim ben.
B:Neyse siz bi sınıfa çıkın. Cam kenarına oturun. Su bir şey olursa çaldır tamam mı?
S:Bir şey olursa mı? Kimse müdahale edemez o sıra!
E:Nasıl yani?
Fey: Şöyle yani, gebersekte Ticaret hukuku hocası olcak o kişilik yoksunu bizi sınıfdan çıkarmaz. Güzel güzel gebeririz.
Y:Lan siz de adamı iki dakika da gömdünüz.
F:Yuh yani bravo!
A: Evde denemeyiniz!
diyince Fethi Ateş'in kafasına geçirdi bi tane.
A:Napıyon ya?
F:Fazla konuşmayında sınıfa gidin! Bende Eylemimle baş başa kalıyım.
S:Bu ortamda biraz zor o!
E:Su!
S:Nazlı hadi!
diyip çekiştirdi beni. İlk dersimiz olan İstatistik zar zor da olsa bitmişti. Adam nihayet susmayı bırakmıştı.
A:Hele şükür!
O an gözümü bile zor açıyordum. Başımı tekrar masaya koydum.
S:Nazlı!
diyip dürttü beni. Tepki vermedim. Bu seferde kulağımın içine doğru bağırdı:
S:Nazlı!
N:Ne var ya?
S:Bu sıralar hiç rahat değil, sen nasıl uyuyorsun?
N:Uyuyamıyorum ki! Hoca sayesinde. Tam dalıyorum bağırıyo.
S:Ufff!
A:Feyzo nereye gitti lan?
N:Kim gitmiş?
S:Dallama.
O anda başımı masadan kaldırdım. Hoca harbi dersi bitirmişti ve sadece Feyzo yoktu sınıfta, sınıfta hiç kimse yoktu!
N:Lan ders bitmiş ya?!
A:Evet güzelim.
N:Ben şaka yapıyo sandım!
A:Sınıf o yüzden boş dimi?!
S:Ohoo? Bunun beyin gitmiş ya.
dedi gülerek
Fey:Sanki senin ki çok yerinde!
A:İnsan bi haber verir, ders bitti diye.
Fey:Dersin bittiğini biliyodunuz zaten!
A: Ne biliyim, sıradan kalkasım gelmedi benim.
diyince güldük.
N:Ticaret hukukuna hazır mıyız?
A-Fey-S:Hayır!
N:Yalan söylemicem. Bende hazır değilim. Bir şekilde kaynatmamız gerek!
S:Orası bende!
dedi sinsice gülerek.
A:Napcan?
dedi sırıtarak.
S:Klostrofobimi kullanarak burdan tüm sınıfça çıkıcaz!
Fey:Mantıklı!
S:Bu dallama bana mantıklı dedi. Nazlı bu anı ses kaydına almalıydın!
Ateş ve ben güldük. Feyzo ise göz devirdi.
A:Hadi o zaman. Amfi-4'e geçelim.
diyince eşyalarımızı topladık ve yeni sınıfa geçtik. Cam kenarında bir yer bulduk. Malum Su'yun klostrofobisi. Camları sonuna kadar açmayı da ihmal etmedik. Biz hazırlığı yapmışken hoca da sınıfa pat diye girdi.
T.H.H: Herkese merhaba. Ses istemiyorum. Dersimde telefonla uğraşan dışarı çıkmak isteyen uyuyan öğrenci istemiyorum.
diye uyardı. Ve derse başladı. Bir elimle sıradan destek alıp başımı dik tutmaya çalışıyordum. Ama başım kendiliğinden öne düşüyordu resmen. Tüm sınıfa göz gezdirdim. Hocayı dinleyen 10 kişi anca çıkardı. Gerisi benim gibi başını dik tutmaya çalışıyordu.
T.H.H:Bu ne soğuk? Kapatın camları!
diye bağırdı. Ama sınıf uyku modunda olduğundan duymadılar.
T.H.H:Sen ordaki sarışın kız. Camları kapat!
diye seslendi Su'ya. Su bize baktı ilkin. Sonra camları bir bir kapadı. Dudaklarımı kıpırdatarak
N:İyi misin?
Su ise sadece başını sallamakla yetindi. Bir kaç dakika sonra Su öksürmeye başladı. Numara yapmaya başlamıştı.
A:Hocam! Arkadaş fenalaştı!
diye bağırdı. Sınıfta kıpırdanmalar oluştu. Hoca ters ters bizim sıraya baktı. Ben de Hoca inansın diye Su'yun yanına gittim.
T.H.H: Dersi kaynatmak için numara yaptığınızın farkındayım. Herkes sussun! Yerinize oturun ve bir daha böyle saçma bahanelerle dersimi kaynatmayın! Aksi takdirde hepinizi disiplin kurumuna veririm!
diye bağırınca yerime geçtim. Sınıftaki kıpırdanmalar durdu. Numara işe yaramamıştı. Su bir eliyle sırayı kavradı. Bir elini yumruk yapmıştı. Sesli bir şekilde nefes alıp veriyordu. Ve de titriyordu. Sonradan farkettim ki Su artık numara yapmıyordu.
N:Hocam! Su! Su iyi misin!
diye bağırdım sınıfta. Dikkatler tekrardan üzerimize çevrildi. Benim bağırmam ile birlikte Ateş ve Feyzo da Su'yun başına geldi. Su'yun gözleri kaydı.
A:Hocam! Su iyi misin? Ambulans!
diye bağırmaya başladı.
T.H.H: Numarayı kesin!
Fey:Hocam ne numarası?! Su!
N:Ambulansı arasanıza?!
Fey:Su iyi misin?Su!
N:Su!Su!Su!

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin