KRİZ

1.3K 89 63
                                    

(FEYZULLAH)
Su kendini havuza atmıştı. Ama bi garip atlamıştı. Yüzeye çıkmasını bekledim ama yüzeyde baloncuklar dışında bir şey oluşmadı.
Fey:Su?
diye seslendim. Belki de oyun oynuyordu.
Fey:Su?
diye seslendim tekrardan. Kabarcıkların su yüzeyinde birikmesiyle kendimi havuza attım. Dibe doğru gittikçe Su'yun dipte olduğunu farkettim. Yüzme bilmiyor muydu? Su'yu tek bir hamlede kucağıma alıp suyun yüzeyine çıktım. Su'yu havuzun kenarına yatırdım. Nefesini kontrol ettim. Avuç içleri ve gözlerinin kenarlarından kan akıyordu. Nasıl olduğunu anlamadım. Muhtemelen boğulurken kendi kendine yapmıştı.
Fey:Baharr!
diye bağırdım son ses. Boğulan birine suni tenefüs yapmam gerektiğini biliyordum ama şoktan elim ayağım birbirine dolanmıştı.
Fey:Su? Hadi uyan!
diye sarstım.
B:Feyzullah?!
Fey:Bahar? Kendini attı.
N:Su?!
Bahar Su'yun yanına geldi. Suni tenefüs ve kalp masajıyla Su'yu hayata döndürmeye çalıştı. Bir kaç uygulayıştan sonra Su'yun öksürmesiyle rahatlamıştım.
B:Su?!
E:Bahar, avuç içleri?
N:Göz çevresinde de var!
Y:Bahar iyi mi?
B:Nefes alıyor!
N:Niye atladı ki?
Fey: Ben dedim.
E:Su yüzme bilmiyor. Nasıl böyle bir şey dersin?
Fey:Bilmiyordum. Su da bir şey demedi. Zaten kendini attı. Ama bi garip attı.
B:Feyzullah! Yardım ette içeriye taşıyalım.
demesiyle Su'yu kucağıma aldım. Odaya girdim. Yatağa yatırdım.
Alt kata, bizimkilerin yanına indim.
A:Dayıoğlu en iyisi evden çıkmamak.
N:Saçmalama Ateş!
A:Ne saçmalama ya? Gayette mantıklı bir şey dedim.
Y:Tatile geldik buraya. Dinlenmeye. Hatırlatırım.
A:Ben de onu diyorum ya Yavuz. Başımızdan bela eksik olmuyor. Bizim neyimize tatil?
B:Ben buraya dinlenmeye geldim. Ufak tefek kazalar oluyor diye de tatilden vazgeçmicem.
E:Katılıyorum.
F:Eylemcim, ufak tefek kaza derken umarım Su'yun az daha boğulmasından bahsetmiyorsunuzdur?
E:Kızın başına neler gelmiş, duymadınız mı? Sence o yaşadıklarından sonra boğulma olayı hafif kalmıyor mu?
A:Bir de o konu var dimi dayıoğlu?
Y:O herif kimse bulucaz!
Fey:O heri-
cümlem yukardan gelen gürültüler ile kesildi. Hepimiz merdivenlere doğru baktık. Sonra bir şeylerin yere düştüğünü duyduk. Hemen oturduğum yerden kalkıp merdivenlere yöneldim.
Fey:Su?
diye seslendim. Merdivenleri ikişer üçer çıkıyordum. Yukarı kata çıktığımda Su'yun sesini gayet net duyuyordum.
S:Yeterrr!
diyip eşyaları yere fırlatıyordu.
Fey:Su?!
diye seslendim tekrardan. Kapıyı yavaşça açtım. Açar açmaz cam bir şeyin koluma çarpması bir oldu. Cam eşya kolumda parçalanmıştı ve bir çok cam parçası koluma batmıştı. Su ise eşyaları fırlatmaktan vazgeçmiş bana şaşkınlıkla bakıyordu. Ellerini başına götürdü. Başını sağa ve sola hareket ettirdi.
Fey:Su? Sakin ol!
S:Hayır! Hayır! Hayır ya hayır!
diye bağırıyordu. Bir adım yaklaştım Su'ya. Su fırlatcak bir şey bulamayınca yastığı atmaya başladı.
N:Su?
Fey:Nazlı geri de dur!
E:Feyzullah? Kolun?
Y:Çaylak?
Fey:Komutanım bir şeyim yok!
E:Bahar ilk yardım çantanı getir!
diye seslendi.
Su ona doğru yaklaştığımı farkedince;
S:Yaklaşma!
diye bağırdı. Neden bu kadar ani tepki verdiğini bilmiyordum.
Fey:Tamam. Sakin ol. Elindeki şeyi bırak.
Su tırnaklarını alnının sağ ve sol kısmına dayadı. Sanırsam batırıyordu.
S:Dur!
diye bağırıyordu. Acı çekiyordu. Ama neden? Neydi bunu tetikleyen şey?
Fey:Su ellerini kafandan çek!
dedim. Tırnaklarını batırdığı yer kanıyordu. Bu seferde ellerini yumruk haline getirip kafasına vurmaya başladı.
S:Yeter! Yeter artık! Durr! Susss!
Su'yun daha fazla can çekişmesini izlemeye dayanamadım ve bir hamleden Su'yu kollarıma aldım. Kollarımda debelenmeye başladı.
S:Durdur! Nolur? Bırakkk!
diyerek debelenmeye başladı. Ellerini kafasına vurmasın diye tutuyordum.
Fey:Bahar! Sakinleştirici!
B:Sabit tut!
Su'yu olabildiğince sabit tutmaya çalışıyordum. Ama sürekli debeleniyordu. Bahar da iğneyi yapamıyordu.
B:Yavuz?
Yavuz komutanım da Su'yun kolunu sabit bir şekilde tuttu.
S:Bırakkk!
diye bağırdı, Bahar sakinleştirici iğneyi yaparken. Dudaklarının arasından hafif bir inilti çıktı. Sonra yavaş yavaş gözleri kapanmaya başladı. Kafası omzuma düştü. Şaşkınlıkla Bahar'a baktım. O da benim gibi ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
N:Su?
E:Oda hangi ara bu hale geldi?
N:Bahar?
Bahar ise sadece Su'ya odaklanmıştı.
E:Bahar?
B:Ne?
E:Su? Ne oldu?
B:Bilmiyorum. Kriz geçirdi.
F:Neden?
B:Bilmiyorum.
Fey:Sürekli başına vuruyordu.
Y:Hastaneye gitsek iyi olur.
B:Evet. Evet. Hastane iyi fikir.
N:İyi dimi?
B:Nazlı bilmiyorum.
N:O şerefsiz yaptı dimi?!
E:Ulan o herif kimse..!
F:Eylem bi sakin. Neler olduğunu bilmiyoruz bile.
Y:Ben en yakın hastaneyi araştırıyorum. Ateş sen de bize bi araç bul. Kızlar siz evde bekleyin. Fethi sende kızlarla kal burda. Bahar sen bizimle gel.
N:Ben de gelicem.
E:Kardeşimi yalnız bırakmam ben!
Y:Şimdi kalabalık yapmayalım.
E:Ben de geliyorum.
N:Yavuz siz kalın. Feyzullah ile biz gideriz.
A:Nazlı olmaz öyle şey!
B:Üff tamam hep birlikte gideriz!
Yavuz komutanım en yakın hastaneyi araştırdı. Bu sırada Karabatak komutanımda bir araç bulmuştu. Su kollarımda hala baygındı. Bahar Su'yun durumunu kontrol ediyordu sürekli. Nazlı ve Eylem'de Su'yun başındaydılar. Sonunda Su'yu araca bindirip, en yakın hastaneye doğru yol aldık.
(BAHAR)
Hastaneye gelmiştik. Doktorlar Su'ya ilk müdahaleyi yapmak için odaya girdiler. Nazlı ve Ateş oturmuşlardı. Nazlı'nın ağlamaktan gözleri şişmişti. Ateş'te Nazlı'ya destek vermek için elini tutuyordu. Fethi ve Eylem kahve almak için kantine inmişlerdi. Ama Eylem'in gözünde ilk defa bir çaresizlik görmüştüm. Feyzullah ilkin kolunu tedavi ettirdi. Bir kaç dikiş ile ucuz atlatmıştı. Sonrasında ise hava almak için dışarı çıkmıştı. Su'yu seviyordu. Ve da demin olanları bizzat o görmüştü. O acıyı belki de Feyzullah'ta hissetmişti.Kendim ne haldeyim bilmiyorum. Sadece Yavuz'un kollarındaydım. Başımı Yavuz'un omzuna yaslamıştım. Dademin yaşanılanları tekrar tekrar düşünüyordum. Nasıl bi anda bu kadar vahşileşebilceğini, neyin onu bu kadar tetiklediğini anlamaya çalışıyordum. Çünkü Su'yu ilk defa canı yanmış bir şekilde görmüştüm. Gözlerindeki o acıyı durduramayışı o çaresizliğini görmüştüm. Görmekle de kalmamıştım. Hissetmiştim.
Düşüncelerim doktorun odadan çıkmasıyla son buldu.
Y:Nedir durumu?
Doktor:Bazı sorular sorucaz.
B:Tabi,buyrun.
Doktor:Su Hanım'ın kullandığı bir ilaç var mıydı?
B:Bildiğimiz kadarıyla hayır.
Doktor:Peki, sigara ve alkol alışkanlığı var mı?
B:Hayır. Aksine alkole alerjisi var.
Doktor:Pekala. Teşekkürler.
Y:Ee bir şey demiyecek misiniz?
Doktor:Anlattıklarınıza bakılırsa sinir krizi geçirmiş. Ama uyanana kadar kesin bir şey diyemeyiz. Uyandıktan sonra bir kaç test yapıcaz. Sonuçlara bakıp, tedavi süreci hakkında konuşabiliriz.
B:Teşekkür ederiz.
Doktor:Geçmiş olsun.
Eylem ve Fethi nihayet gelmişlerdi. Tabi ellerinde içeceklerle. Eylem bize doğru uzattı. Şu an bir kahveye hayır demezdim. Yavaş yavaş içmeye başladım.
E:Ne dedi?
N:Bir kaç soru sordu. Uyandığında test yapıcaklarını söyledi.
E:Kesin bir şey yok yani.
A:Sinir krizi dedi.
F:Ne tetiklemiş?
Y:Bilmiyoruz.
A:Ne oldu lan bi anda?!
B:Bilmiyorum.
diyip Yavuz'a attım kendimi. Tekrardan sessizlik oluştu. Herkes kendi içinde düşünüyordu. Bir kaç dakika sonra Yavuz sessizliği bozdu.
Y:Ateş, Feyzullah'ı gördün mü?
A:Dışardaydı.
Y:Bi gidip baksana. Başına bir şey gelmesin şimdi.
demesiyle Ateş yanımızdan ayrıldı. Ben de kızların yanına oturdum.
N:Bahar?
diye seslendi bana. Ne sorucağını tahmin edebiliyordum. Sormasına izin vermeden;
B:Bilmiyorum Nazlı.
N:O odanın halini hatırladıkça...
E:Bulucam lan o şerefsizi!
B:Eylem, Su'yun neden sinir krizi geçirdiğini bilmiyoruz. Ayrıca bu teröristle bir alakası var mı onu da bilmiyoruz.
E:Bahar sakin olamıyorum ya!
B:Sakin olmak zorundayız ama.
E:Kaç saat oldu. Hala uyuyor.
N:Gerçekten neden hala uyanmadı?
B:Yüksek doz vermedim. Saat kaç?
Y: Gece'nin ikisi.
B:Uyanır birazdan.
N:Uyanır dimi?
B:Nazlı uyanır tabiki de. Sakinleştirici verdim alt tarafı. O da anca bir saat idare eder.
E:Uyansada testler bitse bir an önce.
dedi. Ve yine sessizlik. Su'yun yattığı odanın camına yaklaştım. Uyuyordu. Kalp atışları düzenliydi. Hayattaydı. Bütün bunlar herşeyin yolunda gittiğinin işaretiydi. Ya da ben erkenden konuşmuştum.
Su ellerini hareket ettirmeye başladı.
B:Uyanıyor!
diye bağırdım sevinçle. Herkes cama yapıştı. Ama sevincim yarıda kaldı.
Su titremeye başlamıştı. Kalp atışları hızlanmıştı.
N:Kendine geliyor.
diye seviniyordu, ama bilmiyordu ki kriz geçirdiğini.
Durumu farkeder etmez, kapıyı açtım.
B:Doktor çağırın!
Su'yu yan pozisyonda tutmayı denedim ama çokta başarılı olamamıştım. Sürekli bir hareket halindeydi. Sonunda odaya doktorlar gelmişti. Beni Su'yun yanından uzaklaştırmaya çalışmıştı bir hemşire. Ama inatla ayrılmak istemiyordum. Su'yun titremesi ani bir şekilde durdu. Kalp atışları yavaşladı ve Su, gözlerini açıp ani bir hareketle doğruldu. Nefes nefese kalmıştı. Göz bebekleri büyümüştü. Etrafı inceledi. Önce cama doğru baktı. Ama bizimkileri algılayamamıştı. Sonra bana baktı. Ve bakışlarını başındaki doktorlarda gezdirdi. Sonra yine bana döndürdü bakışlarını. Kaşlarını hafiften çattı.
S:Bahar?
B:Su? İyi misin?
S:Başım ağrıyor. Ağrı gibi de değil aslında.
Doktor: Ne gibi bir şey?
S:Acı.
Doktor:Başınız acıyor yani?
S:Hayır, başım değil. Beynim acıyor. Bilmiyorum.
dedi güçlükle. Kelimeleri tam kurmakta zorluk çekiyordu.
B:Beyninde bir acı mı var?
Su sadece kafasını sallamakla yetindi.
S:Gidebilir miyiz artık?
Doktor:Ne yazık ki bu mümkün değil. Size bir kaç test yapmamız gerekicek.
S:Ne gibi testler? Ben eve gitmek istiyorum.
B:Su, küçük testler. MR falan çekilcek. Bir de kan alırlar. Sonra eve gideriz tamam mı?
S:Bunların hiç birine gerek yok cidden.
dedi. Sanki bir şey saklıyor gibiydi.
Doktor:Hemşire hanım, hastayı MR için hazırlayın lütfen.
S:Bahar hazırlasa, o da doktor.
Doktor bir bana bir de Su'ya baktı.
Doktor:Pekala.
dedi ve odadan çıktılar. Tabi doktorlar çıkar çıkmaz bizimkiler damladı.
N:Kuzum iyi misin?
S:İyim iyim. Yok bir şeyim.
E:Eminsin dimi? Bizi yemiyorsun yani?
S:Ne yemesi ya?
E:Burdan çıkmak için diyorum bir bahane üretmiyorsun dimi?
S:Gönül isterdi ama baksana hastanenin çıkışına ilerlemem gerekirken MR odasına doğru ilerliyorum.
diyince hafiften güldüm.
B:Bunların hepsi gerekli işlemler.
S:Dallama nerde?
Fey:Burdayım.
diyince arkama doğru döndüm.
Fey:İyi misin?
S:Koluna ne oldu?
Fey:Önemli bir şey değil.
dedi sırıtarak.
S:Ne oldu?
dedi sesindeki endişeyi dışarı vurarak. Yerinden kalkmaya çalıştı ama Su'yu yatması için tuttum.
Feyzullah, Su'ya yaklaştı. Su,Feyzullah'ın sargılı kolunu tuttu. Gözlerini kapadı. Sanırım hatırlamaya çalışıyordu. Bir kaç saniye sonra tekrar açtı. Ama aynı boş gözlerle sargıya bakmaya devam etti. Tam bir şey dicekken odayı hemşireler bastı.
Hemşire:Hastamız hazır mı?
B:Evet.
diyip tekerlekli sandalye ile Su'yu MR yerine götürdüler. Yaklaşık bir saat sonra Su tomografiden çıkmış ve odaya alınmıştı. Sırada kan testleri vardı.
Hemşire tam kan alıcakken Su bana bakıp;
S:Bahar sen alır mısın?
Hemşire:Yalnız o mümkün değil.
S:Doktor kendisi, senden daha kıdemli.
B:Ben alırım Hemşire Hanım.
diyip Hemşireyi odadan yolladım. 6 tüp kadar aldıktan sonra, tüpleri dışardaki hemşirelerden birine verdim. Ve tekrardan odaya girdim.
Su öylece pencereden dışarı bakıyordu.
N:Su iyi misin?
S:İyim. Yani ağrı geçti gibi.
B:Daha da iyi olucaksın.
dedim gülümseyerek.
S:Daha da mı?
Fey:Evet.
S:Daha da kötü olucam!
E:O ne demek öyle? Daha iyi olucaksın. Bak görürsün.
S:Öyle.
B:Su! İyi olucaksın, tamam mı?
N:Geçicek hepsi.
Su ise sadece sessiz kaldı. Diğerlerine baktım. Onlarda Su'yun bir şey sakladığını anlamışlardı. Tam da o anda Doktor odaya girmişti.
B:Sonuçlar?
Doktor:Belli!
Fey:Eee? Durum nedir? Nesi varmış?
Doktor:İsterseniz özel olarak konuşalım.
diyince istemsiz bir gerilim oluştu. Su bize doğru baktı. NazAt, EyFet Su'yun yanında kaldı. Yavuz, Feyzullah ve ben de Doktor ile birlikte odadan dışarı çıktık.
Fey:Kötü bir şey mi var?
Doktor:Kötüden ziyade, hastamızın ciddi bir hafıza kaybı var. Ve...

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin