MASKELİ BALO

1.5K 96 20
                                    

Multimedya:Erkeklerin maskeli baloda giydikleri kıyafetler ve maskeler. Bu bölümden sonra aksiyon gerçek anlamıyla başlıyor!
(SU)
Bu hafta bülbül gibi şakayıp, tavuk gibi erken kalkan bir Nazlı'mız varken benim cuma günü öğlene kadar yatmam doğal olarak imkansızdı.
S:Lan bi sus!
N:Deme öyle, lazım olurum sonra(!)
diyip kahkaha attı. Bende onun kahkahasına elime geçen ilk şeyi fırlatmakla karşılık verdim.
S:Madde-1; Çikolatama dokunma
Madde-2;Erken kalkma
Madde-3; Hastayken 30 metreden fazla yaklaşma!
Sen şu an bu üç maddenin ikincisini ihlal ediyorsun! Nazlıcım başka zaman görüşmek üzere!
diyip yorganı başıma kadar çektim. Tabi bu salak Nazlı boş durur mu? Tabiki de hayır! Yorganı üzerimden çekti. Yere fırlattı.
S:Bahar! Eylem!
diye cırlamakta buldum son çareyi.
N:Onlar yerlerinden memnunlar. Boşuna uğraşma bebeğim bana kaldın(!)
diyip göz kırptı.
S:Nazlı bi bak bakıyım ben salonda mıyım?!
diyip elime geçen ne varsa Nazlı'ya fırlattım. Nazlı da çareyi salona kaçmakta buldu. İki elimde tuttuğum terliklerle yataktan kalktım. Salona doğru koştum ama freni ayarlayamadığım ve halının kaymasıyla ayaklarım yerden kesildi, havaya doğru bir uçuş gerçekleşti ve popomun üzerine yığıldım. Herkes uğraşlarını bırakıp bana doğru bakıp anırmaya başladılar. Sanırsanız karşılarında bir orangutan yavrusu oynuyordu(!) Alt tarafı düşmüştüm. Ne vardı bunda bu kadar gülcek(!)
B:S-Su hahaha iy-hahha-i misi-hahah-n?!
Soru sorarken bile gülüyordu. Ve bu benim sinirimi daha çok bozmuştu.
S:Burda geberdim sen hala gülüyosun!
diye çemkirdim.
A:O nasıl bir düşüştü ya! Hahaha!
Fey:Olimpiyatlara hazırlık sanırsam(!)
diye anırmaya devam ettiler.
S:Siz böyle anırmaya devam ettikçe kapıya hayvan ve tarımcılık bakanlığı gelicek!
E:Birileri çok kızmış!
S:Tek gözüm hala kapalı siz ona dua edin(!)
Y:Hala yerdesin yalnız.
Harbi lan! Ben niye hala yerde sürünüyordum?! Hep bu Nazlı yüzünden. Erken kaldırdı beni akıl mı kalır bende(!)
S:Hep bu Nazlı yüzünden!
N:Ayy! Bugün cuma!
S:Hay cumana sıçsınlar!
E:Hala farketmedi bence(!)
S:Neyi?
B:Az kaldı.
Kafamı oturma masasına doğru çevirdim. Bizimkiler vardı, Burak da gelmişti. Herkes tamamdı. Masaya doğru hareket ettim. Ayaktayken salatalık falan attım ağzıma.
S:Günaydın!
B:Günaydın.
diyip gülümsedi. Kafamı ona doğru çevirdim. Burağın burda olduğunu yeni algılamıştım sanırsam.
N:Biir ikii üü-
S:Oha!
diyip ağzıma attığım şeyler ile öksürük krizine tutuldum.
N:Helal!
diyip sırtıma geçirdi bi tane. Yara izime denk geldiğinden yüzümü buruşturdum. Bir iki saniye Burak'a bakmaya devam ettim.
S:B-Ba-Bahar?
B:Söyle kuşum.
S:Benim acil psikiyatriye ihtiyacım var.
Fey:Benim bi tanıdık var şu saniye içinde hemen götüriyim seni!
S:Çok gittin herhalde(!)
diyip Dallamayı bozdum.
E:O niyeymiş?
S:Ben Burak'ı görüyorum.
N:Çok normal değil mi?
S:Burda görüyorum. Tam şu sandalyede oturuyor!
A:Dayıoğlu çarpmanın etkisi mi bu?
F:Uyanamamış.
Y:Su!Burak zaten burda.
Gözlerim kocaman açıldı. Ve muhtemelen 32 diş sırıttım.
S:Harbi mi? O zaman borcumu ödedim. Yani bu durumda baloya da gelmeme gerek kalmadı dimi?!
B:Teknik olarak bu masayı sen hazırlamadığından borcun hala duruyor!
S:Haberim olsa ben hazırlardım.
diyip Bahar'a bir dirsek attım.
N:Su o baloya gidilcek!
diyip son sözü söylemiş oldu.
B:Kahvaltı sizi bekler Su hazretleri(!)
S:Üstüme gelme-
Kısa bir duraklama yaşadım. Diğerleri ise bu şokun altından ne çıkcağını merak ediyor gibiydi.
S:Bugün sakın o balo olan gün olan Cuma olmasın!
Y:Beynim yandı. Tercüme edebilir mi biri?
N:Evet! Ta kendisi. Bugün geceye hazırlık yapıcaz. O yüzden erkenden kaldırdım ya hepinizi!
S:Diğerlerini nasıl uyandırdığını merak etmiyorum.
E:Yat kalk bize dua et Su!
B:Nazlı bizden de beter.
S:Ona ne şüphe!
B:Ee Su?
S:Ne eesi?
B:İyi misin?
S:Nazlı beni sabahın 8'inde kaldırdı. Nazlı'yı kovalıcam diye popo üstüne düştüm. Popomu hissetmiyorum. Ve algılarımda ciddi bir problem var. Psikolojim fena bozuk. Bunlar dışında gayet iyim!
dememle tekrar anırdılar.
Fey:Kıyamam(!) Bir şey saymayı unuttun! Düşme sonucu nöranlarını kaybetmen(!)
S:Nermin teyze!
diye bağırıp kapıyı açtım.
S:Nermin Teyze!
diyip merdivenlerden indim. Kapısını tıklattım.
N.T:Su? Bir sorun mu var evladım?
S:Nermin Teyze ya bu üstekiler benimle çok uğraşıyorlar. Burda etsem kahvaltımı olur mu?
N.T:O uzun deve uğraşıyor dimi seninle?! Ben biliyorum ona yapıcağımı! Bu apartman kapısından çıkmasın gerekirse! Sende geç içeriye ben sana güzelce bir sofra hazırlıyım.
dedi ve beni içeri davet etti. Nermin Teyze kocası Kadir Amcayla yaşıyordu. 3 çocuk sahibiydiler. Ama çocuklarının hepsi Türkiye'nin farklı illerine yayılmıştı. Çocuklarıyla telefondan hasret gideriyorlardı. Belli bi yere kadar telefondan yürütebiliyorlardı ama sonrası için telefonda yeterli olmuyordu.
K.A:Evladım? Hayırdır bu saatte?
S:Kadir Amcacım kusura bakma bu saatte rahatsızlık veriyorum ama yukardakiler beni biraz sinir ettiler de bende kaçtım geldim buraya.
diyince güldü.
K.A:Ahh gençlik! Hatırlıyor musun Hanım?
diyip eski hatıralara gömüldük. Gençliklerinde birbirleri ile ne kadar eğlendiklerini, nasıl flörtleştiklerini anlattılar. Hem komik, hem hüzünlü ama bir o kadar da 'Aşk'tı.
Nermin Teyze benim için kahvaltı döktürmüştü. Böyle bir lezzet yoktu yani. Bahar bile bu kadar güzel yapamazdı yemekleri. Kahvaltımı edip, Nermin Teyze ve Kadir Amcaya teşekkürlerimi sunup bizimkilerin yanına çıktım.
Fey:Ooo geldiniz mi? Güzel geçti mi kahvaltınız?!
S:Karşımda bir Dallama olmadığından çok rahat ederek yedim kahvaltımı!
Fey:Halbuki karşında Burak oturuyordu!
diye laf çarptı. Sinirle baktım.
E:Su daha kuaföre gidicez. Hadi!
S:Geliyorum!
diyip odama geçtim. Elime geçen şeyleri giydim. Erkekler de bu sıra alt kata inmişlerdi. Burak da sanırsam eve gitmişti. Bugün Burak'a karşı fazla rezil olmuştum. Günün geri kalan kısmında rezil olmaya niyetim yoktu açıkçası. Ama kim bilir? Her an herşeyi yapabilirdim.
B:Hadi!
N:Tamam ya!
E:Başlıyoruz!
diyip evden çıktık. Bir taksiye atlayıp İstanbul'un en iyi kuaförlerinden birine geldik. Özel bir gün olduğundan saça vericeğimiz paraya değmesi gereken bir kuaför olmalıydı. 3 saate yakın bir zamanımız kuaförde geçmişti. Sıkıldığımızdan fotoğraf çekilip, dedikodu yapıp, dergiler karıştırıp, şarkı söyleyip, dans etmiştik. Evet!Herkesin içinde.
Sonunda her birimizin saçı yapılmıştı. Toplam 600 tutmuştu. Tabi Bahar o sayıyı duyunca kısa çaplı bir öksürük krizine girdi. Eylem de hemen pazarlığa başladı. Nazlı ve bende ne taraftan kaçabiliriz diye düşünmeye başladık. Sonunda Eylem ve kuaför 500 de anlaşmıştı.
B:O neydi öyle?
dedi kuaförden çıktıktan sonra.
B:Öyle bir sayı mı varmış ya?!
N:Varmış işte!
E:Tutturdan da iyi kuaför iyi kuaför! Al sana iyi kuaför. 500 liramız gitti sayende!
N:Bugün özel gün gidicek o 500 lira!
Bu konuda sesiz kaldım. Çünkü alışverişten, kuaförden,bakımdan hiç anlamazdım. Zaten bu etek ve topuklu ayakkabı kombinlerini de Gökkuş yüzünden giyiyordum(!) Başka zaman anlatırım neden bu şekilde giyindiğimi. Çünkü şu an taksiden inmek üzereydik. Tabi kızlar da etrafa bakmam için ilk beni indirdiler. Neymiş efendim eniştelerden hiç biri kızları görmesinmiş(!) Balo saatinden önce kimse kızları göremezmiş...(!)
Ben bu kuralların sadece düğünde olduğunu sanıyordum. Hani vardır ya 'düğünden önce damat gelini göremez' lafı. Ondan bahsediyorum. Neyseki etrafta bizi izleyem kimsecikler yoktu. Direk eve daldık. Bahar kapıyı 3-4 kez kitledi. Ve herkes odalarına geçip giyinmeye başladılar. Odayı Nazlı işgal ettiğinden bende salona geçip camdan dışarıyı izledim.
Baloya gelmek hiç mi hiç istemiyordum. Çünkü geçenki partim berbat bir olay ile sona ermişti. Ve şimdi de berbat bir şekilde gecenin sonlanacağına emindim. Elimi kalbime götürdüm. Tıpkı o günlerdeki gibi delice atıyordu. Göğsümden fırlamak istermişcesine! Belki de bu parti bir öncekinden daha güzel geçerdi. Belki de gecem kötü bir olayla değilde mutlu bir olayla son bulurdu. Belkide...
Bunlar sadece bir avuntuydu. Ve bunun farkındaydım. O adam yakalanmadan bu korku bedenimden çıkmayacaktı. O korkunun üzerine yeni bir olay daha eklenmişti. Dallama ve Ateş'in odasında gördüğüm silah! Kime ait olduğunu bilmiyordum. Ama onların odasında olduğuna göre ikisinden birine aitti. Sadece bir morarmalar için krem bulucaktım. Ama onun yerine çekmecelerin birinden silah bulmuştum. Bu olay yüzünden Ateş ve Dallamaya pek bir mesafeli davranmaya başlamıştım.
N:Su?!
S:Efendim?
B:Giyinmicek misin sen!
diye bağırdılar içerden.
S:Belki kafama bir şey düşer de baloya gitmek zorunda kalmam diye bekliyorum(!)
diye cevap verdim. Tabiki gülmeyi ihmal etmediler.
E:Podyumuzu izlemeye hazır ol o zaman!
N:İlk ben çıkıyorum!
dedi sesindeki heyecanı saklayamayarak.
Odadan o kadar havalı çıkmıştı ki kendimi bi an Star galasında hissettim.

GAME ON!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin