Pencerenin kenarında dergi sayfalarını çevirirken dışarıda gelen seyyar satıcıların sesi, oynayan çocuk sesleri, annelerin çocukların seslenişleri ve buna eşlik eden kuş sesleri, hepsi bir mahalle filmi anımsatıyordu.
Alışık olduğu sesler onu rahatsız etmese de bazen. Bazı günler çıldırma gibi vakalar yaşıyordu.
Öğle vakti olmuş yavaş yavaş gelen soğukluk etrafta bir çember oluşturmuştu.
Tuana, ayşe hanımdan haber bekliyor, ve sürekli telefon kilidi durdurak bilmiyordu.
Daha ailesine bile dememişti.
ailesinin bunu bilmesini istemiyor, hata Okula giderken bile veli toplantılarına, okulda düzenlenen aile konferansları bunun gibi bir sürü özel günlerine çağırmazdı. Okul öğretmenleri bir kaç defa evlerine gitmiş, tabi tuana'nın şikayetlerini ihmal etmemişti. Nedense bu defa söyleme isteği duyuyordu. zaten gideceği gün
'anne baba ben gidiyorum! güle güle.' demeyecekti ya, yataktan kalktı.Yatağının kenardaki sağ taraftaki asılı duvarda duran küçük renkli kâğıtlarına göz gezdirdikten sonra tekrarladı. Küçük renkli kağıtlarda not tutar, Kelimeler keşfeder ve bunları ezber yapardı. bu da Onun için bu da bir kompleksti.
Ağır adımlarla ilerleyerek var olan gücünü sarf ediyorcasına isteksiz bir şekilde yürüdü.
Tiz bir sesin duyar gibi oldu.Ablası selin ona dikatlice bakıyordu.
"bugünlerde neyin var? hem tedirgin hem de endişelisin yorgun musun? sana bir şey mi oldu?."Tuana kızgın bir şekilde "ne diyorsun sen yine saçmalıyorsun, farkıda mısın!"dedi tuana.
"yok saçmalamıyorum. Ne bilim! Efeyle tartışmıyorsun, evde sesin çıkmıyorda ondan dedim."
"sesimin çıkmaması için bana bir hasta mı olmam gerekiyor" dedi
"aptal" diye mırıldadı.
"ne yapıyorsan yap umrumda değil." dedi umursamayarak. zaten hiç saygı beklemediği kardeşinden bugün hiç bekleyemezdi.
Biraz sonra lavaboya girip, elini yüzü yıkadı. Tıpkı bir kuş tüyü gibi hafiflemişti. Aynada yüzünün yansımasına bakıp bir müddet öylece durdu. yaşından fazla büyük gösteriyor olması şaşırtıcı gelsede hormonlardan kaynaklanan bir durumdu. genç kızlarda daha etkin bir hal alıyordu.
Kumral biraz bakımsız olan saçı, tabi bakımsız saçını hergün toplayıp topuz hâline getirip fazla göze batırmıyordu. Dolgulu yanakları sanki şişman bir yapısı varmış gibiydi. Dudakları ince olmasına rağmen pek fazla göze batmıyor, aslında daha tahrik edecek türdendi.
Yüzüne soğuk suya değdiğinde vücudu alev alıyor ve bazen bir titreme meydana getiriyordu. Yüzünü havluyla durulayıp, kendine gelmeye özen gösterdi.
kapıyı açarak salona yöneldi, aniden yürürken bir duvara çarpar gibi sarstı. Bu onu başının dönmesine neden olmuştu.
Tuana o kadar dalgındı ki "afedersiniz!"
dedi.
Aile fertleri şaşkın şaşkın tuana'ya bakıp çarptığı kişi efe olduğunu bile fark etmedi. ama o bunu umursamamış hata yok sayar gibi yürüdü.
annesi neşe hanım
"tuana sana bir şey mi oldu?" Diye sordu.tuana çarptığı kişinin farkında âmâ bunun üzerinde fazla durmamıştı.
başka zaman olsaydı kıyameti koparır tüm evi taru mar yapardı.
Neşe hanım Tuana cevab vermeyince
"bu gunlerde sane ne oluyor? anlatır mısın gerçi bize anlatmazsında neyse.. belki anlatmak istersin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VERDE (Tamamlandı)
Teen FictionBazen öyle şeylerle karşılarız ki.. Bu bizim bazen sonumuz olduğunu düşünürüz. Asıl her şey yeni başlıyor. Sevdiklerimizi kaybetikten sonra ne kadar sevdiğimizi o zaman anlıyoruz. Aile hasretini yaşarken, bir yandan vatan hasreti ve kaybolan bir aşk...