17

127 51 0
                                    

Yıldızlar taç yapmıştı, irfan tuana'nın saçlarına. Ve ruhunda hiç benzenmeyen duygular meydana gelmişti. Uzun zamandır böyle güzel rüyalar görmemişti. Bu güzel rüyanın etkisindeydi tuana. Kahvalatı masasında otururken karnında karıncalamalar, kelebekler uçuşyordu. Musab homurdanarak tuana'ya keskin bakışlar atarken
"irfan sana kaç defa söylüyorum bu kadın işleri yapsın, bu kadın prenses değil ona prensesler gibi davranalım. Herkes yerini adabını bilecek."
Aniden tuana'nın yüzü düştü ve kendini savunmasız çaresiz hisseti.
"bu kadın kimbilir.. Nerden gelmiştir belki israil yahudi siyonlardan gelmiştir"
Tuana, musad'ın ne dediğini anlamadan gözlerinden yaş süzüldü.
"abi ne diyorsun sen! Bunun nerden çıkardın. Hem yahudi olsa ne fark ederki oda insan değil mi?"
"tabi değil sen yahudilerin zamanında peygamberlere ne çektirdi biliyormusun?"
"abi şu an kafan bin beşyüz yılı anlatıyor ve sana bir şey demiyorum. Vallahi Sana şunu söyleyim bu bayan türk ve müslüman"
"bu kadın senin aklını oynatmış, bu yalan söylüyor olabilir sende ona mı inanıyorsun?"dedi musad bir yandan keskin bir bakış atı tuana'ya. Bunu hisetiğinde kendini geriye doğru çekti tuana. İrfan, bakışlarında yumuşaklık varken musab her zamanki gibi öfke saçıyordu.
"abii"diyerek göz ucuyla tuana'yı süzdü, sanki çekinircesine.
"o kimseye yalan söylemez, neden yalan söylesin ki?" musab elindeki ekmeği masaya bırakıp irfan'a yaklaştırdı kendini. Nefesini ağır vererek sesini alçaltıp "neden yalan söylemesin ki!" diyere irfan yüzü aniden balonun şişip sönmesi gibi söndü.
"abi her konuda seni destekliyorum âmâ şu an desteklemiyorum. Sen şu an şartlanmışlıklarına inan! Onlar seni yüceltiyor" diyerek musab'ın afalanmasına neden oldu.
"vallahi senin inancına düşkün biri sandım âmâ meğer sen bay avukatmışsın lanet ediyorum sana"
İrfan bunu umursamadan hata mizahi bir muameleyle
"kimin laneti?"
"şeytan'ın laneti" dişlerinin arasını sıkarak. Daha sonra sıkmış avcunu masaya vurup sert bir bakış tuana'ya atı.
Tuana aniden ürperek irfan'ın yüzünü kapatacak genişlikteki kolarına sakladı yüzünü. Anden heybetli bir şekilde ayağa kalkıp
"bu kadın evin hizmetçisi olacak yoksa ben ona yapacağımı bilirim" diyerek mutfak kapısından çıktı.
İrfan üzgün bir vaziyete tuana'ya baktı
"şey.. Benim abim o çok ön yargılı davranır onun adına senden çok özür dilerim"
Tuana sırıtıp başını aşağı yukarı salayıp
"senin ve onu kıyaslayınca aranızda büyük bir fark var sen ne kadar yumuşaksan o okadar sert ve ben.. Bunu yargılamaya hakım yok. Senin yumuşak huyun onu sertliğini kapatıyor"
İrfan tuana'nın iyi niyetine hak verircesine başını 'evet' anlamında saladı.
"aslında abim öyle davranmazdı âmâ bugünlerde işleri yoğun düşmüş diye öyle davranıyor. Muhtemelen yine kaç ölüme şahit olmuştur"
"nasıl?" diye sordu tuana.
İrfan sırıtıp "boşver birde bu şeylerle uğraşma"
Tuana her ne kadar anlamasada başını tamam anlamında saladı.
İrfan derin bir bakış tuana'ya atarak içten bir gülmsemeyle tuana bir an için heycanlandı.
"sen"diyerek sustu irfan mutfağın içinde sarmaşık duygular dağılmıştı. Kimsi kavgayla, kimisi yumuşak huyunu sergilerken diğeri ise uygularyla içeriyi ısıtmıştı. Bu karmaşa olaylarda duvarlar şahid olurcasına irfan, duvarlara bakışlar atıyordu.
"sen türkiyeli olduğuna göre buraya nasıl geldin?" diye sordu irfan.
Tuana beklenmedik soruyla karşılaştı ve bunu açıklamak için bir müddet düşündü.
"be..n aslında bende bilmiyorum.. Nasıl geldim neler oldu. Olurya göz açıyıp kapayana kadardı âmâ onu bana sorsan asırlar geçti üzerinden. Sanki atmış yaşındaymmışım gibi sahi.. Bugün günlerden ne hangi aydayız" tuana başını iki yana salayıp bir müddet irfan'ın bakışlarını gözlemledi
"bilmiyorum işte.. İnsan yaşayarak herşeyi öğreniyor ve bende yaşadım, buraya gelerek gördüm. Anlaması zor zaman alıyor.. Ben buraya bir gezi için geldim. O gezide bir parktaydık hiç unutmuyorum o günü sonbahar yeni gelmişti arkamızda. Sonra bir oyuna geldim. Gurup şeklinde geziyorduk bizimle birlikte olan" diyerek sağ gözünde bir sıvı halindeki birnevi bağımlı olduğu ve hiç bırakmadığı o esrarlı göz yaşı süzülmüştü gözünden.
"o kadın hayır! hayır! bana parkın arkasında bekle demişti. Bende bekledim, meğer orada eylem varmış ard arda gürültüler kulağımızı kabartmıştı. Sonra labirent mahallerde dolaşıtım hiç kokmuyordum kimseden. Hiç kimse bana bir şey yapamazdı benim haklarım vardı, hür yaşayan biriydim. Âmâ hayat beni yanıltı zalim insanlar varsa hür yaşamak ne hatimize. Kimseyi suçlamıyorum hayat sıtandartları bu! ne bağırabiliyoruz, ne de istediğimiz cezayı veriyoruz. Öylece kenardan kenardan izliyoruz istediğimiz olmayınca sabretmeyi deniyoruz işte o zaman sabretmeyi öğreniyoruz. Hayatın ayrıcaklarından biri bu" dedi. Yutkundu. Boğazı düğümler vardı. Ağlamak istiyor çare olmadığını düşünüyordu. Boğazını temizleyip
"çok isterdim aileme kavuşmayı o kadar çok isterim ki, bir bilse ülkemi nasıl özlediğimi"diyerek sırıtıp ağlamaklı sesiyle "tüm topraklar ayaklanır bana gelirdi. O kokusu, o verimli toprağı, mahalledeki seyar satıcıları, pazarı, denizi, kültürü, yaşam dilleri, şivesi, hayalleri, umutları, kardeşi, yöreler ve gelenekleri böyle çeşit çeşit olur. Bazen aynı ülkede olmalarına rağmen dilleri farklı olur âmâ kalpleri birdir. Ailem onları çok özlüyorum bir bilseler yaşadığımı ve onlara gitsem sanki ayağımda ne diyorlardı.. Ha.. Kelpçe yok.. Mm ha pranga varmış gibi sınırı geçtin mi boğazını kesiyorlar. Gidemiyorum kimliğim yok! Onu benden aldılar ailem benim öldüğümü zanediyorlar. Hepsi o eylem yüzünden o eylem beni ailemden ayırdı ve mahkum oldum istesemde gidemiyorum.."
Tuana üst üste ağlayıp göğüs kafesinde tutuğu nefesi bıraktı.
İrfan yine sessizce dinleyip hiç bir tepki vermeden öylece oturuyordu. Yine yavaş hareketlerini yapıp ağır ağır yürüdü. Hiç bir tepki vermeden öylece yavaş yavaş elini salayıp ağır bir yük gibi adımlarını atı.
Tuana bu sefer içinde bıraktığı göz yaşlarını hıçkırarak ağladı. İrfandan beklenmeyecek hareketler ve bu tepkiye biraz üzülürdü tuana. Oysaki nerden bilsinki irfan kirpiklerinin arasında o esrarlı madeyi saklâdığını.

VERDE (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin