⚘yedi

68.6K 2.1K 285
                                        

Göğsümde bir ağrı ile uyandım. Gözlerim ilk önce, tişörtümün eteklerine sımsıkı tutunmuş ele baktı. Ardından bakışlarım, yavaş yavaş kolu takip ederek sahibinin suratına çıktı. Vücudumun köşesine sığınmış yüz, dünyadaki en güzel hatlara sahip olabilme yolundaydı ve bunu görerek uyanmak insana farklı hissettiriyordu. Saçlarıyla uyumlu, sarıya dönen uzun kirpikleri ve dolgun dudakları o kadar tapılasıydı ki kendimi kuyusuna dalmaktan alanıyordum.

Başımı hızla diğer tarafa çevirdim ve kendimden tiksiniyormuş gibi yüzümü buruşturdum. Tişörtümü tuttuğu elini yavaşça açmaya çalıştım fakat o bunu fark ettiğinde belimi kavrayıp beni kendine doğru çekti, başını tekrardan karnımın üzerine yaslayarak uykusuna devam etmeye çalıştı.

"Matthew." diyerek onu dürttüm. Omuz silkti. "Kalksana üstümden."

Beni iyice sinir etmek için midir yoksa yeni yeni kendine geldiği için midir bilinmez, yavaş hareketlerle yatağın diğer ucuna çekti kendini. Ben de lavaboya koşar adımlarda gidip soğuk suyu yüzüme vurdum, acilen toplarlanmam gerekiyordu. Matthew uyandığı için gider diye işlerimi hallederken oldukça ağırdan aldım.

Gerinerek kapıyı açtığımda Matt'in tamamen uyanmış olduğunu, yüzündeki nemlilikten dolayı benden önce başka bir banyoya gidip ayıldığını ve buraya geri dönerek iç çamaşırlarını karıştırdığını gördüm. Pekala, tam Matthew'luk hareketti.

Ellerimi yüzüme koyarak sakinliği vücuduma yaymak istercesine saçlarımın arasına doğru çektim. O ise bir ara eğlencesine aldığım siyah, dantelli kilodu gözüme sokarak arkasından ağzını o şeklinde açmış bana bakıyordu. Sakinleşmeme katkıda bulunduğu söylenemezdi.

"Sanki hiç görmediğin bir şey." diye tısladım.

"En son baktığımda burada yoktu. Ayrıca üzerinde hiç görmedim." Yavaşça yerine bıraktıktan sonra işi bitmiş olacak ki çekmeceyi kapadı, bana döndü. "O gece de mor giyiyordun fakat dantelli değildi, yine de aşırı seksi ol-"

"Evimden gitme vaktin geldi." Odamın kapısına doğru ilerleyerek açtım. "Sabah sabah bu sapık enerjini nereden buluyorsun hiç anlamıyorum."

Yürürken sırıtışını yüzünden eksik etmedi. "Eh, ne yapalım... Sen de sabah cadı kazanı gibi saçlarla ve baygın gözlerle uyanan kızlardan olsaydın ve bu kadar seksi görünmeseydin. O zaman... Yok ya, o gecenin hatırına yine de yaptıklarımdan vazgeçmezdim."

"Keşke insanları rahat bırakmak konusunda da bu kadar istikrarlı olsan." diyerek gözlerimi istemsiz bir şekilde devirdiğimde bakışlarım onda olmadığı için boşluk buldu, bana doğru birkaç adım attı ve tek elini yanağıma koyarak dudaklarını dudaklarıma sürttü. Sönmüş yanardağ fokurdayarak gün yüzüne çıktı fakat kanmadım.

Göğsüne ellerimi koyarak olağanca gücümle ittiğimde geri çekildi.

"Pekala... Bir dahaki sefere." diyerek gülümsediğinde, dudağının kenarında bir yerde kalbim tekledi. "Ayrıca..." diye mırıldanarak cebinden üç paket prezervatif çıkararak elime tutuşturdu. Gerçekten getirmişti. "Bunları da sakla, bizim için."

Veronica Wood: Listeleri hazırlamışsın. Beni şaşırttın.

Matthew Curtis: Sen odanla savaş verirken hallettim.

Veronica Wood: Gitmemiş miydin?

Matthew Curtis: Sanırım kaç saat delirdiğini bilmiyorsun.

O süreçte listeleri iki kere hazırlayıp evime gidip gelebilirdim.

Veronica Wood: Neyse, en azından bir işe yaramışsın.

Matthew Curtis: Brant'e içtiğimi söylememişsin.

Veronica Wood: Zıkkımlan istediğin kadar. Bir an önce hastanelerde sürün de senden kurtulalım.

Matthew Curtis: Benden bu kadar nefret etmen hayranlık uyandırıcı.

Sanki seni bir şeylere zorluyormuşum gibi tiksiniyorsun.

Veronica Wood: Zorlamadığını mı düşünüyorsun?

Matthew Curtis: Bence şu an zorlanan benim. Tüm okulun gözü kıçında, giydiğin şort yüzünden.

Biraz daha yakınımıza gelsene.

Veronica Wood: Neden?

Matthew Curtis: Kıçını daha iyi görebilmem için.

Heyy!

Uzaklaşma ya.

Veronica Wood: Yanındakiyle ilgilen artık beni rahat bırak.

Matthew Curtis: Yanımdaki?

Ah, Stacey mi?

Veronica Wood: İsim hafızan ne ara bu kadar kuvvetlendi?

Matthew Curtis: Yaptığımız seksten sonra.

Bak, artık üzülmene gerek yok. Bir insana yardım etmiş oldun. Bir kere daha yardım etmelisin bence.

Veronica Wood: Bir kez daha olursa beni rahat bırakacak mısın?

Matthew Curtis yazıyor...

Matthew Curtis çevrimiçi

Matthew Curtis yazıyor...

Veronica Wood: Söylediğimi boş ver.

Matthew Curtis: Bırakırım dersem gerçekten yapar mısın?

Veronica Wood: Söz vermen gerek.

Matthew Curtis: Peki ya bırakmak istemezsem?

Veronica Wood: Diyorum ya, boş ver.

Matthew Curtis: Veronica.

Veronica Wood: Ne var?

Matthew Curtis: Söz veriyorum.

Cevap vermeyecek misin?

Veronica Wood: Anlaştık.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin