⚘kırk • son

47.1K 1.5K 240
                                        

40

7 ay sonra

Gavin, Carlos'tan çaldığı aburcuburu ağzına boşalttı ve hızlıca yutukuntan sonra uyku mahmuru gözlerle ve sesle konuştu: "Okulun başlamasından nefret ediyorum. Birinci sınıftan sonuncu sınıfa kadar da hep nefret ettim ve gelecek hayatımda da gidenler için üzüleceğim."

Brant, esneyerek sırtını gerdi. "Başarılı birine göre ağır sözler."

O söylenmeye devam ederken gözlerim Matthew'u aradı. Okulun ilk günü genelde o ve Thomas gelmezdi; hatta ilk haftası da. Garip bir rutinleri vardı ve buna saygı duymam gerekiyordu; aksi takdirde Thomas beni öldürürdü. Zaten arkadaşını ondan çaldığımı düşünmesi, beni biraz da olsa sevmemesine sebep olmuştu.

Ama düşündüğüm gibi olmadı, arkamdan biri bana sıkıca sarıldı ve kim olduğunu anlamam saliseler sürdü. "Günaydın."

Ona dönerek, aklıma kazanınan yüzüne gizli bir hayranlıkla baktım. Neredeyse otuz iki diş sırıttım. "Günaydın."

Matt, Gavin ve Brant ile okulun ilk berbat günü muhabbetlerine girdiklerinde ben de onlara katılmak üzereydim. Üzereydim diyorum çünkü Thomas'ı gördüm. Bir de önünde yürüyen küçük kızı.

Birbirleriyle az da olsa bir bağlantısı olduğunu anlamam, Thomas'ın dikkatli bakışlarla onu izlemesinden geçiyordu. Gözlerim siyah saçlı, inanılmaz tatlı olan kızın üzerindeyken Matthew'u dürttüm. "Bu ne?"

"Ne ne?" diye sordu Brant.

Gavin da ona katıldı. "Nereye bakıyorsunuz?"

Matthew ise baktığım yeri bulduğu gibi çenesini omzuma yasladı ve onları izlemeye başladı. "Dennis haklıymış."

Kız yanımızdan geçip gittiğinde Thomas bir anlığına onu durdurmaya yeltendi ama vazgeçerek ofladı ve bize doğru döndü. "Ne berbat bir gün."

"O kız kim?" dedim, direkt.

Omuz silkti, Matthew ise güldü.

Gavin huzursuzca kıpırdandı. "Ya çatlatmasanıza."

Thomas yanımıza oturmakta tereddüt ederek hızlıca konuştu: "Babamın arkadaşının kızı. Üniversite için California'ya gelmiş. Bir süre bizim yanımızda kalacak."

Masada bir sessizlik oldu.

Bizim yanımızdan kastı Dennis ile Thomas'ın evi miydi yani?

Matthew, sırıtan bir sesle "Dennis, çok daha fazlasını anlattı. Mesela Thomas'ın, kızı ilk gördüğünde şoka girmesi gibi." diye ekledi. "Kafasını buzdolabına sokmuş. Birden ısı basan şeyleri soğutmak için falan, anlarsınız ya."

Thomas, Matt'e gözlerini devirdi. "Abartılı konuşmayı sever, bilirsiniz."

"Neden peki gözlerin kızın arkasında kaldı da bize bir türlü bakmıyorsun?"

İrkilerek gözlerini ayırdı. "Yok öyle bir şey."

Bu sefer ben sordum: "Kızı bizle niye tanıştırmadın?"

"Ne gerek var?"

Matthew atladı. "Adı ne?"

İkimiz de ne yapmamız gerektiğini biliyorduk. O da Thomas'ı sıkıştırmak, geçen senenin ve yaz tatilinin öcünü almaktı. Bulduğu her fırsatta Matthew'u sarhoş edip kızların koynuna sokmayı denemesi mesela; ona bunu feci şekilde ödetmeliydim. Ve elimde mükemmel bir fırsat olmak üzereydi.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin