⚘otuz dört

33.1K 1.4K 115
                                        

🎞edis*güzelliğine

Okul eskiye dönmüştü. Eskisinden daha güzel de olabilirdi, tabii Brant ben nereye gidersem oraya gelmesi gerekiyormuş gibi yapmasaydı. Nereye gidiyorsam illaki bir yalan atıp peşimden geliyor ya da bana yaptığını Matthew'a yapıyordu. Aslında bu durum sinir bozucu olmaktan çok, komikti.

Mesela öğlen, Dennis, Thomas ve Zach ile otururken Matthew gelmişti. Tam yanıma oturmuştu. Kulağıma fısıldar bir şekilde bu akşam Conan'a gitmeyi teklif etmişti ve elbette kabul etmiştim. Buna çapkın bir ifadeyle karşılık vermişti. Yavaşça bana eğilmeden önce etrafı kolaçan ediyordu ki omzumda bir el hissettim. Brant'e aitti. Diğer eliyle Matthew'u ittirerek aramıza oturmuştu.

"Nereye gidiliyor?"

"Dostum..." diyerek başını iki yana sallayan Thomas, güldü. "Neyse, en azından çabalıyorsun."

Matthew'a sorarcasına baktım.

Omuz silkerek Brant'i cevapladı: "Conan'a."

"Ben de geleyim."

"Tanrım..." Ofladım. "Neden?"

Karşımda oturan Dennis, Thomas ve Zach'in çaktırmamaya çalışarak güldüğünü anlayabiliyordum. Oysa bu o kadar komik gelmemişti. Çünkü: Cidden. Matthew'u. Özlemiştim.

Brant bana göz kırparak omuz attı. "Gelmeyeceğim, merak etme."

"Bu arada..." Zach anında ortaya atıldı; belki de ortamın karışıklığından faydalanarak bir çırpıda söyleyiverdi: "Arabayı sürüşe çıkardığımda ufacık çarpmış olabilirim."

Brant "Ne?" derken, Matthew "Nasıl?" diye sordu. Thomas da elini kalbine götürerek nefes alamıyormuş gibi yaparak kendini Dennis'in üzerine attı.

"Viraja hızlı girdim. Baya hızlı, her zamanki gibi yani. Anlayamadım, ben hep öyle yaparım ama..."

"O spor bir araba değil, seni- seni... Ah!" diye bağıran Brant, masanın üzerinden Zach'e doğru atıldı ve onu geri düşürdü.

Gülerek başımı eğdiğimde göz ucuyla Matthew'un yakınlaştığını gördüm, başımı hafifçe sağa kaldırarak bana yaklaşmasını izledim.

"Söylerim ki."

Thomas'ın sözüyle kaşlarımızı çattık ve aynı anda ona döndük.

"Ne? Ayıp. Yapmayın siz de."

"Thomas..." Matthew onun adını, öldürülecekler listesine yazmış gibi soludu. "Sakın elime düşme, tamam mı dostum?"

Thomas, küçükken yaramazlık yaptığınızda öğretmen size kızarken gülen ispiyoncu çocuk gibi sırıttı. Böylece benim de kara listeme yazılmış oldu.

Saat gece yarısına yaklaştığında, Matthew ile anlaştığımız gibi Conan'da buluşacaktık. Brant evde yoktu, Boyle'lara gideceğini söylemişti. Bu yüzden saat konusunda bir sıkıntım da olmayacaktı.

Normalda Conan'da park yeri olmazdı, arabalar uzağa bırakılır ve buraya yürünülürdü. Fakat Boyle'ların arkadaşları olduğumuz için bu konuda sıkıntı yaşamıyorduk. Ki Thomas'ın çekilebilir olmasının en büyük nedeni bu sayılırdı. Bir de kardeşinin Dennis olması. Dennis onların grubuna tam anlamıyla ağabeylik yapan biriydi.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin