⚘yirmi dört

41.9K 1.4K 226
                                    

Gerçekten mutlu olduğum anları ipe assam sergilemeye gelmezdi. Bana şımarık diyebilirlerdi çünkü dışarıdan her şeye sahipmiş gibi gözüküyordum. Ama içeriden bakıldığında, en çok arzu ettiğim şey bende yoktu. Bir aile. Sıkı sıkıya kenetlenmiş insanlar.

Karşımdaki tablo buydu. Bay Wolf ile Bayan Wolf, oğullarının yanından bir kez olsun ayrılmamışlardı. Thomas patlamak üzereydi, ki onun bu hali fazlasıyla eğlenceliydi. Dennis ile Gavin ise Bay Wolf ile muhabbet ediyor, Zach'in ne kadar 'kültürlü' arkadaşlıkları olduğunu gösteriyorlardı. Carlos Bruce da ortalıkta yoktu, büyük ihtimalle mutfaktaydı ve kalan pastayı silip süpürüyordu.

Brant bana doğru eğilerek fısıldarken ben de bir yandan yamuk olan papyonunu düzeltiyor bir yandan da onu dinliyordum. "Matt nerede olabilir? Neredeyse bir saat geç kaldı."

Yanaklarımı içten ısırarak bilmiyormuş gibi ellerimi iki yana açtım.

"O zaman bundan sonrasını gençlere devredelim." dedi birden, Bayan Wolf.

Kısa bir sessizlik oldu, Thomas'ın yüzü bunu bekliyormuş gibi aydınlandı. Aslında planlandık bir şey değildi, bildiğimize göre 12'ye kadar buradaydık. Ama Bay ve Bayan Wolf bunu değiştirmişti.

Kısa bir toparlanma sonrası gitmek için kapıdaydılar.

"Arkadaşlarınla sonunda tanışabildiğimiz için mutluyum." Bayan Wolf hepimize teker teker bakarak kibarca gülümsedi. Nazik hareketleri ve edası vardı, eğer bunların gerçek hallerini görse kalp krizi geçirirdi. "İki saat sonra döneriz."

Thomas hayal kırıklığını öksürerek durdurduğunda Bay Wolf, kapıyı açtı. Tam orada zile basmak için hareketlenmiş Matthew vardı, arabası hemen arkaya park edilmiş olsa da yağan yağmurdan dolayı neredeyse sırılsıklam olmuştu.

"Geç kaldığım için özür dilerim." dedi, son derece pişman ve masum sesiyle. Bay Wolf ile el sıkıştıktan sonra Bayan Wolf'un elini tutarak öptü. "Gidiyor gibi görünüyorsunuz. Sohbetinizi kaçırmak çok üzücü oldu."

Bayan Wolf elini Matthew'un koluna koyarak sıvazladı. "Uzun zamandır burada kalmaya gelmiyorsun. Telafi etmek için gelirsen özrünü kabul ederim."

Matthew gülümsedi, Thomas'ın homurdandığını duydum.

Zach'in annesiyle babası gittikten sonra Thomas hevesle telefonuna sarıldı, biz de içeri geçtik. Bu sırada Matthew'un her saniye gözleri üzerimdeydi. Brant'i veya bir başkasını umursamıyormuş gibi vahşi bakıyordu. Gizlenmek istedim ama itiraf etmeliyim ki bu beni heyecanlandırmıştı.

"İyi oynadınız." dedi Zach, memnun görünüyordu. "Ne adamlarsınız ya..."

Dennis konuşacağı sırada Thomas yerinde duramayan bir çocuk gibi hararetle koltuğa atladı. "Sanırım hediye vakti geldi."

Zach kaşlarını çattı ve Thomas'ın devam etmesini bekledi, o ise tek elini kaldırarak bir şey bekliyormuş gibi durdu. Birkaç saniye sonra kapı çaldı. Anında ayaklandı ve kapıya koştu.

Herkes birbirine baktığında ortaya soruyu atan Dennis oldu. "Ne işler çeviriyor bu?"

Her zamanki gibi ilk fikir Gavin'den çıktı. Thomas'ı hepsinden daha iyi tanırdı. Çünkü kardeşi olmasına rağmen Dennis oturaklıydı, Thomas gibi her gece başka bir kadınla gezmiyordu.

"İddiasına varım kız getirmiştir."

Gürültüyle içeri giren kadınların başını Thomas çekiyordu. Kaşlarını oynattı, gülerken dudaklarını gerebildiğince gerdi. "Sadece kız değil, dansçı kızlar."

Dansçı, neredeyse çıplak, kızlar.

İster istemez yumruklarımı sıktığımı hissettim fakat Zach eğlenmiş gibi görünüyordu, hem şaşkın hem de sevinçliydi. Bozmaya hakkım yoktu.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin