⚘on dokuz

49.9K 1.6K 317
                                        

🎞тимати, егор крид*гучи

Matthew Curtis: Selam.

Veronica Wood: İki gündür yüzüme bile bakmıyorsun ve şimdi diyeceğin şey bu mu?

Matthew Curtis: Meşguldüm.

Veronica Wood: Tabii.

Matthew Curtis: Kremi sürüyor musun?

Veronica Wood: Derse gireceğim. Kırk sekiz saattir yaptığın gibi yine beni görmezden gelmen gerek.

Matthew Curtis: Derslerin bittiğinde yemek yiyelim.

Veronica Wood: Hayır. Ayrıca iki saat daha var.

Matthew Curtis: Bekliyorum.

Veronica Wood: Boşuna.

Matthew Curtis: Ne dersen de benimle geleceğini ikimiz de biliyoruz, güzelim.

Veronica Wood: Neden böyle yapıyorsun?

Matthew Curtis: Bir şey yapmıyorum.

Veronica Wood: Delirmemi mi istiyorsun?

Sen birini birkaç saatten fazla mutlu edemeyecek kadar gaddar bir adamsın.

Bu huyun o kadar korkunç ki söylediğin hiçbir şeye inanasım gelmiyor.

Matthew Curtis: Bahçede bekliyorum, iyi dersler.

-

Bazen midenize sağlam bir yumruk yemiş gibi olurdunuz. Bedeniniz iki büklüm olmak, gözleriniz yaşlarla dolmak ister ama gururunuz buna izin vermezdi. Çünkü değmeyeceğini içten içe bilirdiniz. Kalbiniz biraz kırılır, burkulur ve parçalarının tekini kaybederdi.

Matthew'u dışarıda gördüğümde bana tam olarak bu oldu.

Beklediği anları boş geçirmek istememiş olacaktı ki iki kızla, olağanca yakınlıkla konuşuyordu. Ve yemin ederim, gülümsüyordu; gerçek olup olmadığını ölçemedim çünkü onu daha fazla izlersem gözlerim dayanamayacaktı.

Üzerime örtülen kırgınlığın bir bölgesini tırnaklarımla delerek nefes almaya çalıştım. Diğer yöne yürümeye başladım. Her bir adımımda sesler daha fazla uğultulu gelmeye başladı. Beni bu uğultudan kurtaran, kolumu saran bir el idi. Durmamı sağladı.

Gözlerim yerden kalkarak ışığı saçlarına dolduran Matthew'a baktım. Her şeyin, herkesin arasında parlıyormuş gibi geliyordu. Boğazımın kuruduğunu hissettim.

"Nereye gidiyorsun?"

Sesimin daha önce böylesine soğuk çıkabileceğini düşünmezdim: "Eve."

"Seni beklediğimi söylemiştim."

"Birileriyle flört ederken hobi olarak beni bekleyeceğini söylememiştin. Sanmıştım ki... Aslında bir şey sanmadım, boş ver." diyerek geri çekildim, elini kendi yanına indirdi.

Onunla ilgili şeyler sanılanlardan değil, umulanlardan ibaretti benim için. Ve bu umudun su üzerindeki kağıttan bir gemi olduğunu fark etmem uzun sürmemişti.

"Yarıyıl partisini konuşuyordum. Flört ettiğim yoktu."

"O gülümseyişini biliyorum." dedim ama sakindim. Flört ederken yaptığı her hareketten haberim vardı çünkü yüzlerce kez görmüştüm. Az öncekinin diğerlerinden bir farkı yoktu. "Çok da önemli değil."

"Yemek yiyelim, gel." diyerek elini sırtıma koydu, hafifçe ittirdi. Dokunuşu yol katederek gözlerime ulaştı, yaşlarla doldu. Yürümeye başladığımda başımı diğer yana çevirerek sessiz ama derin bir nefes aldım.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin