⚘o gece

73.1K 2K 350
                                        

//bu bir geriye dönüş bölümüdür. matthew'un bahsettiği geceyi anlatmaktadır.//

🎞hippie sabotage*high enough

11

Partiler ile aram hiçbir zaman iyi olmamıştı. Dünya'nın son günüymüş gibi içen insanlar, kalabalık yüzünden özel alan denen şeyin kalmadığı ve herkesin iç içe olduğu ortamlar savunmasız hissettiriyordu.

Ama bugün öyle değildi. Ben de onlardan biriydim. Dans ediyor, sarhoş olup geceyi birileriyle atlatmak için içiyordum. Kalabalığın ve karışmış zihinlerin arasında kimse kimseyi tanıyacak gibi değildi.

Ağabeyimin arkadaşları Dennis ve Thomas kardeşler böyle partiler vermeye bayılırdı. Fakat Brant benim burada olmamı pek sevmezdi çünkü bunun gibi partilerde odaların hiçbirinde kilit yoktu ve odalar dolu olurdu.

"Yukarı çıkmak ister misin?" diye sordu, birlikte dans ettiğim esmer çocuk. Oldukça tatlıydı, tatlılığının altında ne kadar etkileyici olabileceği merakımı uyandırıyordu.

İçki bardağını tuttuğum sol elimin üst kısmı göğsüne yaslanmıştı, müzikle hareket ediyorduk fakat sorusundan sonra geri çekilerek elimdeki bardağı birinin eline tutuşturdum ve gülümseyerek bileğinden çekip ilerledim.

Oda kalmadığı için koridorlara doluşanlar vardı fakat yalnızca öpüşüyorlardı. Onlardan biri olabilirdim. Tabii Brant partide olmasaydı. Beni birileriyle öpüşürken görmeye asla alışamazdı. Sorun değildi çünkü görmeyecekti, ben de girmenin yasak olduğu odayı biliyordum. Orada kimse olmazdı.

Dennis'in yatak odası. Gidilmesi yasak olan üst kattaydı.

Onu oraya doğru çektim, kapıyı açıp içeri girerken hiçbir şey demedi. Hatta bana yapışık halde yürüyordu da diyebilirdik çünkü oldukça sarhoştu ve tek istediği seksti. Bana uyardı. Tabii ayık kalabilirse.

Kapıyı kapadığım gibi beni kendine çekti ve boynumda gezinmeye başladı. Açıkçası etkileyici bir başlangıç değildi, yine de ona izin vererek başımı geriye attım. Elimi saçlarının arasından geçirerek ona yön verdim.

Birden kapı açıldı.

Çocuğu üzerimden çekmeye çalıştım fakat hareketlerini yavaşlatmaktan başka bir işe yaramadı. Geriye doğru ilerledim, ağırlığını iyice bana verdiğinden dengeli durmakta zorlanmam dışında yarar sağlayamadım.

"Selam." dedi tanıdık ses. Gece lambasının aydınlattığı yere doğru yürüdü. Dennis'in plak koleksiyonuna dokundu. Matthew. "Ağabeyin sana göz kulak olmamı söyledi."

Cevabımı beklemeden ışığın altında duran tekli koltuğa oturdu, eliyle devam etmemi işaret edermiş gibiydi. Umursamazca salladı, boynumdan kendimi koparamamış olan çocuğa baktı.

Matthew bunu daha önce de yapmıştı fakat o an, saçmalıyor olduğunu söyleyip odayı terk etmiştim. Şimdi de böyle yapmamı bekliyordu çünkü onunla anlaşamazdık, elinden geldiğince beni öfkelendirmeyi zafer sayardı. Eğlenirdi.

Eğlenme sırası bendeydi.

Ona muzip bir bakış attıktan sonra çocuğun ensesindeki saçları kavradım ve geriye doğru çekerek başını kaldırmasını sağladım. Çenesine dudaklarımı değdirdim, oradan da dudaklarına çıktım. Vücutlarımızın yerini değiştirerek onu yatağa ittirdim, kolaylıkla düştüğünde üzerine çıktım.

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin