⚘otuz yedi

30.9K 1.6K 316
                                        

o gece, hep sen bittikten bir süre sonra başlayacağım thomas boyle'un hikayesinin ilk bölümü yayımladım, dilerseniz profilimde masum ve yasak olarak bulabilirsiniz.🌸

🎞troy sivan*youth

"Dur dur dur... Sizden tek bir şey istemişler ve onu eksik yapmışsınız. Üstelik bunu geldiğimizde söylüyorsunuz. Hayır yani, gerçekten mi?"

"Ne var? Bana kişi sayısı söylenmedi ki."

Zach dudaklarını araladı, şaşkınca başını iki yana salladı.

Dennis, çadırları kuracak olanlara dağıtmaya başladı. Bir yandan da onları inceledi ve buraya bakarak konuştu: "Hım... Biraz sıkışırız ama çadırlarda iki kişi kalabiliriz."

"Sıkışmak mı?" Zach kaşlarını kaldırdı, sonra da bıkkınlıkla indirip Chalsea'ye döndü. "Aldıklarını da tek kişilik mi aldın?"

Chalsea'nin bir şekilde gözleri doldu, gerçek mi rol mü anlayamadım ama her türlü muhteşem oynadı.

Thomas, Zach'i geri çekti. "Hallederiz bir şekilde. Sakin ol. Derin nefes al. Bak ne güzel hava. Su kenarı falan filan..."

Sağımda duran Brant'e mırıldanarak sordum: "Zach'in neyi var?"

"Sıkışma fobisi gibi bir şey."

Dennis, Zach'in karnına çadırı bastırdı. "Dostum, al şunu. Tamamen sana ait. Kur."

Zach, Chalsea'ye göz devirdiğinde ben de ister istemez aynısını yaptım ve çadırını kurmaya çalışan Rose'a yardıma gittim. Chalsea bunu bilerek yapmıştı ama umduğu neydi bilmiyordum.

Hava kararmaya yakınken her şeyi hazırlamıştık. Ateş alanı oluşturulmuştu, çadırlar hazırdı ve kim kimle kalacak karar verilmişti. Tabiki ben Rose ile kalıyordum, Matthew ise Brant ile.

Temiz havayı hevesle içime çektim ve yere oturarak sırtımı ağaca yasladım. Akan suyu dinlerken bir yandan da Thomas'ın ateş yakmaya çalışma çabalarını izliyordum. Aynı zamanda uzaklardaki Gavin'e de bakıyordum. Şelale kenarına yakın olduğumuz için, her ne kadar korunaklı bölgede olsak da, ayı kapanları yerleştiriyordu.

Ortada koyu bir muhabbet dönüyordu fakat Matthew, Brant ile konuştuğu için ikisi de konudan uzaktı. Rose ile ben de onları dinliyorduk. En azından ben dinliyordum, o ise ağabeyimi izlemekle meşguldu. Bu garip bir histi aslında. En yakın arkadaşımın kardeşimden hoşlandığını bilmek yani. Sadece Rose için biraz üzülüyordum, güzel bir kız olmasına rağmen Brant'in hoşlandığı türde bir karakteri yoktu.

"Böyle ortamlarda ne yapılır, biliyor musunuz?" diyen Chalsea'nin yükselen sesiyle hepimiz durduk ve çatık kaşlarla ona baktık. Dikkatleri topladığı için gülümsedi. "Oyun oynanır."

Thomas hınzırca gülümsedi. "Saklambaç?"

Chalsea bir anlığına dehşete düşmüş bir ifadeyle ona baktı. Kattie ile Loran da aynı şekildeydi. Büyük ihtimalle ben de öyle bakıyordum çünkü birazdan hava tamamen kararacaktı ve bu fazla tehlikeliydi.

Carlos "Masa başı oyunlarından bahsediyor, dahi." dedi. Baygın bakışlarla Chalsea'ye döndü. "Büyük ihtimalle doğruluk ve cesareti kastediyorsundur."

Gavin pas geçer gibi elini salladı. "Sıkıcı."

"Eğlenceli hale gelebilir." dedi, Thomas. "Herkese yetecek kadar bira var."

o gece, hep senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin