98.Bölüm Beni de Öyle Sever Misin?

3.8K 309 109
                                    

Mezarlıktaki bankta oturmaya devam ederlerken Leyla hafifçe doğruldu, yapılacak son bir şey kalmıştı. Kocasına dönmeden karnının üzerinde duran eline bakıp gülümsedi, bir tane belki birden fazla beklerlerken bir kızları daha olmuştu. Hayat gerçekten de çok garipti.

"Ona veda edebilir miyim?"

"Ben seni arabanın yanında bekliyorum, acele etme."

Kocasının elini sımsıkı tutup son kez baktıktan sonra ağır ağır çıkışa doğru yürümesini izledi, bakışlarını mezarların üzerine çevirdiğinde yüzünde üzgün bir ifade vardı. Belli belirsiz attığı adımları ikisinin ayak ucunda son bulurken söze nerden başlayacağını bilmiyordu. Derin bir nefesle gözlerini kapatıp açtığında ne söylemesi gerektiğine karar vermişti.

Ağır ağır tüm içinden geçenleri dile dökmeye hazırlanırken son vedası olacaktı.

"Söz ver derken bunu beklemiyordum, aslında bekliyordum. Kızını bana emanet edeceğini o zaman da hissetmiştim. Gitmeni istemezdim, hep Leyla için kalabilmeni dilemiştim. Görüyorum ki mümkün olmamış.."

Konuşmak ona iyi gelmezken, bir nefes daha aldı. Gerçekten de durduğu iki mezarın başında olacak son kişi oyken şimdi burdaydı.

"Ama merak etme, kızın artık benim de kızım. Çocuklarım neyse o da öyle olacak, zor olacak ama değişmeyecek. Huzurla yaşayamadın belki ama huzurla uyu, son nefesime kadar sevgimle onun yanında olacağım."

Son kez bakıp çıkışa yürürken durdu, bir kez daha arkasını dönüp baktığında gözünden akan tek damla yaşla öylece bekledi.

Son sözler, son vedalar edilmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Son sözler, son vedalar edilmişti. Şimdi gelecek için atılan adımlarla yüzleşme zamanıydı, zaman küçük Leyla'ya gelecek verme zamanıydı.

Bitkin düşmüş karısını koluyla sarıp sarmalarken arabaya binmesine yardımcı oldu, kendi de bindiğinde nereye gideceklerinden pek emin değildi.

"Ersin'e gideceğiz, yani Eray'ın kardeşine yolu ben tarif ederim."

Bulut daha soramadan anlayıp konuşan karısına başıyla onay verip arabayı çalıştırdı. Hep böyle olmuştu, Bulut daha soramadan Leyla anlar cevabı verirdi. Onların hayatında sözlü sorulara pek yer yoktu, sadece bazen dile getirilen cevaplar vardı.

Leyla'nın tarifiyle geldikleri binanın karşısında arabadan indiklerinde yalnız gitmesinden yana olsa da Leyla elini tutunca adımlarını ona uydurdu, karısı yanında olmasını istiyorsa yanında olacaktı. Kapıyı çalıp beklerken içerden gelen sese aldırmadılar, sanki bir şeyler devrilmiş veya kırılmış gibiydi. Kapının gıcırdayarak açılma sesiyle Leyla şaşkınlığını gizleyemedi.

Ersin tükenmiş ve ağlamaklı gözlerle onlara bakarken Leyla şaşkınlıktan bir süre konuşamadı. Bulut ise şaşkın bekleyişe anlam verebilmiş değildi. Aslında nedenler belliydi, Leyla'nın şaşkınlığın sebebi Ersin'i tekerlekli sandalyede bulmuş olmasıydı. En son gördüğünde dimdik ayakta duran adam şimdi öyle değildi.

Leyla BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin