Evet arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım. Fakat daha çok yorum okumak istiyorum. Bir iki satırda olsa, yazdıklarım hakkında bir düşünceye sahip olduğunuzu düşünüyorum.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar...Yemeğin ardından saat oldukça geç olmuştu, fakat otele gitmek yerine ikisininde arzuladıklarını yaptılar. Kordon boyunda, binaların ve sokak lambalarının oluşturduğu ışıklar altında yürüdüler. Etrafı anlatırken Bulut can kulağıyla dinliyor, Leyla'da daha da keyifle anlatmaya devam ediyordu.
Saat kulesine geldiklerinde, etrafa yayılan turuncumsu ışığı altında Bulut dudaklarına kapanmıştı. Saat oldukça geçti ve etraf sessiz ama bir o kadarda büyülüydü.
Eski anılarının yerini bambaşka anılar almaya başlamıştı bile, Leyla kopmak istemez gibi sıkı sıkı tutundu. Dilleri ve dudaklarının oluşturduğu ahenk, kalplerinin deli gibi atışı senfoni orkestrasının en muazzam eseri gibiydi. Bu melodiyi ikiside sonsuza kadar dinleyebilir, yeni melodiler oluşturabilirlerdi.
"Leylamm..."
Neredeyse kucağında olan kadına kelimeleri yetersiz kaldı. Kelimeleri yerine gözleri konuştu.
O gözler; sana tapıyorum, senin için ölürüm, sen varsan hayat daha da anlamlı, sen yoksan gözümde hayatımın da önemi yok diyordu.
Leyla hepsini kalbinde hissetti. O da ortak olup eşlik etti.
Onun gözleri ise; en güzel tesadüfüm, ömrümün kalanının sahibi, yeniden doğuşuma eşlik eden adamsın diyordu.
Bulut da gözlerinden okuduklarıyla etrafında döndürmeye başlamıştı. Gecenin karanlığında saat kulesinin turuncumsu ışıklarının altında harika bir görüntü sunuyorlardı. Kahkahaları sessizliği delip geçmiş, o boş sokaklar gözleriyle ettikleri yeminlerine şahitlik etmişti.
Sabahın ilk ışıklarında hala dolaşıyorlardı. İçlerinde ki coşku muazzamdı, ikinci kez aynı kişiye aşık nasıl olunursa öylelerdi. Sonrasında liseli gençler gibi Leyla onu bir mekana çekti. Alsancakta en bilindik, önünde tüm aşıkların veya arkadaşların beklenildiği bir yer olduğundan bahsetmeyi de ihmal etmedi Leyla..
İçeriye girdiklerinde Leyla'nın siparişleri vermesine sesini çıkartmadı, biraz sonra garsonun önlerine bıraktığı tabakta dumanı hala üzerinde olan boyozlar vardı. Yumurta ve çayla birlikte ağzının yanmasına aldırış etmeden keyfini çıkara çıkara yediler.
Bulut tüm hareketlerini izliyordu. Karşısında, daha önce görmediği neşeye sahip bir kadın duruyordu. İçinden geçenleri dile getirmekten kendisini alamadı.
"İzmir gibi seni de yeniden keşfediyorum.."
Gülümsemeyle yanıtladı sevdiği adamı..
"Bir söz vardır; İzmir'in kadını deniz, denizi de kadın kokar!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Büyüsü
Ficción GeneralGözyaşlarıyla yıkanan ellerine baktı öylece evine gitmesine izin vermişti. Nerden bilebilirdi ondan çok uzaklara gideceğini. Leyla'sını son kez ağlarken gördüğünü. Büyük bir yıkımın orta yerinde sevdiğini bulamamıştı.... Gitme Leyla'm sensizlikle...