100.Bölüm Senin Büyünün Yangını

4.4K 294 31
                                    

İkisi de çok sert konuşmuşlardı, Emir'in pişman olduğuna da emindi. Söylediklerini kendisi de düşünmüyor, ona her bakışında hatırlamıyor değildi. Leyla içindeki vicdanla kabul etmişti, etmeye de bilirdi. Kapıya yaslanmış halde çocukları izlerken buruk bir tebessüm vardı dudağının kenarında, nasıl olmasın ki küçük Leyla biraz kenarda durmuş onları izlerken mahsun bir ifadesi vardı. 

Düşüncelerinden sıyrılıp aralarındaki konuşmalara kulak kabartırken hafifçe gülümsemeden duramadı. 

"Leyla, senin adını kim koymuş? Annemin de adı Leyla biliyorsun değil mi?"

Araf'ın sorusuyla küçük Leyla başını sallarken onun yanına oturmuştu, şimdi çocukların hepsi onu izlerken minik elleriyle oynamaya başlamış olması tam olarak ne cevap vereceğini bilmediğinden olsa da cevabı kısa ve netti. 

"Babam Leyla olmasını istemiş.."

Alaz saniyesinde onun yanına sokulurken onun başını eğişi gibi başını eğmiş saçlarının kapattığı yüzünü görmeye çalışırken, Tuna en az onun kadar mahsun bakıyordu. O da anne ve babasını kaybetmişti, onun da içinden geçenler Leyla'nın düşündükleri gibiydi. Minik kalbi inanıyordu ki Leyla'da bu ailenin ona sunduğu sevgiyi tadacaktı. 

"Sormadık say, tamam mı? Sen üzülme, hadi oyuna devam edelim."

"Sen hangisisin?"

Küçük Leyla'nın sorusuyla hepsi birbirine bakıp gülmeye başlarken o da gülmeden edemedi, ikisi de o kadar birbirine benziyordu ki ayırt edemiyordu, Alaz gülmelerinin arasından kendini gösterip biraz olsun sakinlerken ancak cevap verebilmişti. 

"Ben Alaz'ım.."

Leyla bir Alaz'a, bir de Araf'a bakıp başını kaşırken bir sonraki sefer yine karıştıracağını biliyordu. 

"Nasıl ayırt edeceğim sizi?"

"Ayırt edersin merak etme, Alaz anneme tapar, babama da annemizi ondan çalıyor diye düşmanlık besler. Gözü hep annemin üstündedir, ordan anlarsın."

Alaz omuz silkerken cevap vermedi, böyle duyunca tuhaf gibi gelse de durum tam olarak öyleydi. Nefes gülümseyerek oturduğu yerden kalkıp Leyla'nın yanına gelirken ona en sevdiği bebeğini uzattı. Leyla biraz tereddütle de olsa bebeğe uzandığında Nefes yanına oturmuştu.

"Bununla oynayabilirsin, adı Nefeli.."

"Teşekkür ederim.."

Leyla babasının adını neden Leyla koyduğuna dair soruların kesilip konunun değişmesi ve Nefes'in ona bebeğini vermesiyle biraz önceki ruh halinden sıyrılmıştı, o sıra da annesinin aylar önce dedikleri geldi aklına...

'Leyla gelip seni aldığında onların sevgisine inan, onlar seni benim kadar çok severler. Hem çocukları da çok tatlı, bir sürü oyun arkadaşın olur.'

Bu sözleri anımsayıp genişçe gülümserken Leyla onu izliyordu, neye güldüğünü bilmese de aklına bir şey geldiği kesindi. Onlar gülüşerek oyunlarına devam ederken onu fark eden Tuna'ya göz kırpıp yaslandığı kapıdan çekildi, arkasını döndüğünde Nehir'i az  gerisinde onu bekler halde bulmak nedense onu şaşırtmamıştı. 

"Emir gitti mi?"

Kısık sesle sorduğu soruya Nehir başını sallayarak yanıt verirken Leyla çalışma odasına girince o da onu takip etti. Leyla camdan dışarıyı izlemeyi seçerken o yavaşça koltuğa oturdu, gözleri Leyla'nın üzerinde gezinirken söze girip girmemek konusunda kararsız olsa da bir şeyler söyleme ihtiyacı içinde kıvranıyordu. 

Leyla BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin