Evet sevgili okurlarım bakalım yeni bölümü nasıl bulacaksınız. Hep söylediğim gibi lütfen oy vermeyi unutmayalım... Sizin güzel yorumlarınızı okumak bana büyük keyif veriyor beni bu keyiften mahrum bırakmazsınız diye düşünüyorum.
Hem kimlerin burada olduğunu görmem hemde yararınıza destek amaçlı oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayalım.Yola çıktıklarından beri sessizliğini koruyan kuzeni Ahmet'i düşündürmeye başlamıştı "Nehir neden bu kadar suskunsun, şaşırtıyorsun beni son günlerde" alışık değildi bu hallerine, Nehir hiç susmayan çenesi ile ün yapmıştı.
Nehir hissettiği dudakları ve bedenindeki değişimleri düşünüyordu, kapılıp gitmemek ve kollardan sıyrılmak için çaba sarfetmesi gerekmişti. Sonucunda başarmıştı ama memnun olduğu söyleyenemezdi, düşüncelerinin arasında Ahmet'in sorusunu duyumsayabilmişti "düşünüyordum öyle, bir sorun yok. Sen bana değil yola bak" düşüncelerini kendi üzerinde çekme çabasındaydı, Ahmet'te gayet farkındaydı "neden adamı öylece bıraktın" bırakmak istemediğini o da biliyordu "ne yapsaydım herşeyi unutup kollarına mı atılsaydım" başta öyle olmuştu ama kendini toparlayabilmişti.
Ahmet yoldan gözünü ayırmadan içindekileri dile getirdi "neden savaşıyorsun duygularınla anlamıyorum, bırak nasıl olması gerekiyorsa öyle olsun. Savaşa son ver artık" mümkün olmadığını bilsede denemesini istiyordu. Nehir seslice bıraktı nefesi ile "deniyorum ama biraz kırıldım, çiftikteki itirafı beklemiyordum. Ayrıca sana yaptıklarını da henüz unutmadım" düşünceleri tam olarak bunlar olmasada dile getirdikleri bunlardı "bak bende istedim oyuna dahil olmayı, evet yumruğa mal oldu ama şikayetçi de değilim. Sende unut artık, ben çoktan unuttum" Nehir için bir yumruk daha yiyeceksin deseler seve seve yemeye razıydı.
❄❄❄❄❄❄❄
Bulut sabah şirkete geldiğinde geçici asistanı karşılaşmıştı onu, kısa zaman da bir asistan bulsa çok iyi olacaktı. Sonrasında yine sinirlenmiş ve kendini affettirmesi gerektiğine karar verip o büyülü sese ihtiyaç duymuştu.
Açılan telefondan duyduğu o ses ömrünün en hoş melodisiydi.
"Günaydın sevgilim" Ah bu kadın kalbine zarardı "Günaydın ömrümün baharı, daha iyisin değil mi?" Keyifsiz olduğunu biliyordu gerçi sesi iyi geliyordu ama emin olamadı "gayet iyiyim bugün, dinlenmek çok iyi geldi" içi rahat etmişti şimdi "kendimi sana affettirmek için bu akşam benim evimde yemek yesek, sonra filmde izleriz, ne dersin sevgilim" Kendi evinde olması gereken kişinin varlığı harika bir his olacaktı "olur filmi de ben seçerim o halde, ama bugün erken çıkacağım ben" aslında hala keyifsizdi ama dile getirmemişti durumunu "Tamam sevgilim, ben gelip alırım seni" "Tamam canım görüşürüz"
Leyla telefonu kapattığı an öksürük krizine girmişti, zaten konuşurken zor dayanmıştı ama kahretsin ki bitki çaylarını sevmezdi.
Bulut ise evi aramış haber vermiş Meliha hanımın sen şakrak sesini duyup kahkahalar atmıştı, Leyla'nın sevdiği yemekleri de söylemiş ona göre hazırlanmasını istemişti.
Leyla iyi değildi aslında ama gitmeyi de istiyordu, hastalıktan yataklara düşecek biri pek değildi. Bulut'u aradığında ulaşamamıştı, ardından gelen mesajda bir toplantıya girmek zorunda olduğu ama onu evde beklemesini yazıyordu. Bulut olmadan onun evinde olma fikri ilerisi için heyecanlandırmıştı.
Eve geldiğinde arabadan inip önünde duran kocaman eve baktı, hayallerinde olduğu gibi büyük ve sıcacıktı. Sevdiği adam ve o bu evde huzuru yaşayabilirlerdi. Bulut'un gönderdiği anahtarla kapıyı açıp eve girdiğinde de hayran olmadan edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Büyüsü
Ficción GeneralGözyaşlarıyla yıkanan ellerine baktı öylece evine gitmesine izin vermişti. Nerden bilebilirdi ondan çok uzaklara gideceğini. Leyla'sını son kez ağlarken gördüğünü. Büyük bir yıkımın orta yerinde sevdiğini bulamamıştı.... Gitme Leyla'm sensizlikle...