24

1.6K 106 0
                                        

Annemin "Ne?!" Diyerek yüksek sesi ile tepkisini gösterdiğinde heyecandan hızla telefonu kapattım ve ayağa kalkıp bir sağa bir sola volta atmaya başladım.

Telefonu mu kapatmıştım ben?!

"Salak Sıla. Salak Sıla. Salak Sıla! Niye telefonu kapatıyorsun ki sen?!" Annemi tekrar arayıp gözlerimi kapattım.

"Kızım? Sıla, annecim sen az önce ne dedin? Doğru mu duydum ben? Ay, aman Allah'ım kalpten gideceğim! Kızım konuşsana... Bir tanem orada mısın?"

"B...Buradayım anne." Diye mırıldandım. Sesimin çıkması bile bir mucizeydi.

" Kızım sen ne zaman tanıştın, kim bu çocuk? Neden daha önceden haber vermedin? Yani benim şimdi damat bakmama gerek yok..." Dediğinde tuttuğum nefesimi geri bıraktım.

"Hıhı... Damat bakmana gerek yok. Anne iznimi kullanıp oraya geldiğim zaman anlatsam olur mu?" Dediğimde annemin bana cevap vermesi yerine başka birisi ile konuşmasını duydum ve birkaç saniye telefondan hışırtı sesleri duyuldu.

"Tamam kızım tamam." Diyerek suratıma kapattı telefonu. Bu neydi şimdi? Annemden böyle bir tepki beklemiyordum. Artık kadın o kadar koca bulmamı istemişki hemen kabullendi.

***

Ferhat ile el ele kasabanın içinde dolaşırken bize bakıp aralarında gülümseyerek fısıldaşan teyzeler sayesinde yanaklarım al al olmuştu.

"Utandın mı sen bakayım?" Diyerek çenemden tutup kafamı kaldırarak yüzüme sırıtarak baktı Ferhat.
"Dalga geçmesene ya, zaten şuan kaçmamak için zor tutuyorum kendimi." Diyerek alt dudağımı ısırdım.

Bir anda ciddileşti. Gözlerinde ki o  eğlenen parıltılar yerine endişe ve tam olarak adlandıramadığım birkaç his oluştu."Gitme, elimi hiç bırakma." Diye mırıldanıp elimin üzerine ufak bir öpücük kondurdu.

"Hey, bir yere gitmiyorum. Elini de hiç bırakmayacağım. " Deyip elimi yeni yeni çıkmış sakallarına yaslayıp, avucuma batmasına izin vererek yanağını okşadım.

"Allah'ın verdiği ömrü bilemem ama bu yaşam sürecinde bende elini bırakmayı düşünmüyorum güzelim." Dediğinde ufak bir tebessüm oluştu dudaklarımda.

"Teşekkür ederim Üsteğmenim. Beni sevdiğin, bana bu duyguları yaşattığın için. Bu küçük kasabada beni mutlu ettiğin için çok çok teşekkür ederim." Dediğimde gözlerim dolmuştu.

"Gözlerinde ki yaş yanaklarına süzülmesin, dayanamam. Benim için ağlama güzelim. Sen daha iyilerini hakediyorsun." Diyerek belime güçlü kollarını sıkı sıkı sardı.

Kokusunu içime çektikten sonra ayrılıp ona baktım. "Anneme söyledim dün." Dediğimde yine o tatlı sırıtması belirdi dudaklarında.

"Kayınvalidem ne dedi?" Diye sorduğunda gülerek kaşlarımı çattım. "Hemen kayınvalideni kabullendin. Belki beni sana vermek istemedi? " Diye sorduğum da boğazını temizledi.

"Beni görünce vermek istememe gibi bir şansı olmayacağını düşünüyorum. Eğer vermezse seni kaçırırım." Dediğinde gülerek alnımı omzuna yasladım. Eli saçlarımı okşarken derin bir nefes aldım.

"Anneme bana koca bulmamasını söyledim. Kısaca özet geçsemde ilk izin günümde orada olup uzun uzun anlatmam gerekiyor." Diyerek açıklama yaptım. "Olumsuz bir tepki vereceğini sanmıyorum. Hatta belki de haklısın. Seni görünce beni sana vermeme gibi bir ihtimali olmaz."

"Peki güzelim, umarım annenle erken tanışma fırsatı yakalayabilirim." Diye mırıldandı saçlarımdan öpen Ferhat.

"Yalnız ben utanıyorum." Dediğimde güldü. "Neye utanıyorsun?" Diye sorduğunda gözlerine baktım. "Annenden utanıyorum. Tanışırsam sanki beni sevmezmiş gibi bir his var içimde. Sıradan gelin kaynana ilişkisi kurmak istemiyorum. Onunla tartışmak falan da istemiyorum."

"Merak etme, annem seni hep el üstünde tutar. Zaten fotoğrafını gördüğünden beri seni dilinden düşürmüyor bol bol maşallah deyip, nazar değmemesi ve onun gelini olman için dua ediyor." Yanaklarımın kızarıklığı ile gülümsedim. Böyle kaynanalar var mıydı cidden? Ya da kalmış mıydı?

"O zaman sevindim." Diyerek parmak uçlarıma yükseldim ve yanağına hızlı bir öpücük kondurdum.

***

"Hapşu!" Cansu elinde ki mentollü mendille burnunu temizlerken bende ona yaptığım  ıhlamuru uzattım. Derin bir nefes almaya çalışarak elimdeki ıhlamur fincanını aldı.

"Ben sana demiştim abicim. Bu soğukta üzerini kalın giyinmeden dışarı çıkma diye." Ferhat söylenmeye başladığında Cansu gözlerini devirdi.

"Bak Sıla, abime bir şey söylede sussun! Sabahtan beri söyleniyor." Gözlerini büyüterek bana bakan Cansu'ya cevap vermeden yanımda ki Ferhat elini belime dolayarak beni kendine çekti.

"Çemkirme yengene." Ferhat başıma bir öpücük kondurduğunda boğazımı temizledim. Cansu'nun yanında yapması biraz utanmama neden olmuştu.

"Ferhat, tamam. Üzerine gitme kızın." Deyip Cansu'ya ufak bir tebessüm yolladım.

*

Nur Sena'nın boyunu ölçmeye çalışırken tam kafasının yanına çizgiyi çekerken yine ve yine kafasını oynattı.

"Off, Şıla! Bi tüylü olmadı." Diyerek isyan ettiğinde gözlerimi devirdim.

"Oynatmasan kafanı olucak hayatım." Omuz silkerek duvardan ayrıldı.

Dadısı içeriye girdiğinde telaşlı gözler ile bana bakıyordu.

"G-geldiler..." Nefes nefese kalmış telaşla bana bakarken kaşlarımı çattım.

Kimler geldi?

KURŞUN (Tamamlandı!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin