Pêvedan-1

90.7K 1.7K 183
                                    

Mardinin üzerine çöken sıcak yaz gecesinde her haneden farklı sesler çıkıyordu, kimi gülüyor, kimi ağlıyordu. Herkes yarın uyanacakları felaket gününden bihaberdi.

Rozerin Ferzan gönlünü kaptırdığı Mirzan Duran ile adım adım tehlikeye yürüyordu ama ikisi de bunun farkında değildi. Bindikleri Diyarbakır otobüsünde yeni hayatlarına ilk adımlarını atmışlardı.

Bu sırada kardeşinin kaçtığını öğrenen Amed Ferzan eline silahını kaptığı gibi atına atladı ve Duran aşiretinin kapısına dayandı. Şükran Duran oğlunun yaptığı hatanın bedelini ağır ödeyecekti yinede boyun eğmedi ve eline aldığı silahla Amed Ferzanın karşısına dikildi.

"Şükran ağa!" Amed Ferzan öyle öfkeliydi ki sesiyle şehri yakıyordu. Şükran Duran konağın kapılarını açmalarını emretti, bu öfke en çokta Duranları yakacaktı. "Amed." Şükran ağa, atın üzerindeki Amed Ferzana bakmak için kafasını kaldırdı, göz göze geldiklerinde o bile ürperdi.

"Bacım nerde?" Amed, dişlerinin arasından tıslıyordu. Gözlerine bakmak bir Aslana bakmak gibiydi, sesiyle tir tir titreten bakışlarıyla öldürebilirdi. "Bilmiyoruz. Bilsek burada olurlardı." Amed, Şükran ağanın cevabından tatmin olmadı ve hışımla atından inip deri çizmeleriyle avluyu titretti.

"Eğer biliyor ve demiyorsanız.." Silahın tetiğini çekti ve Şükran ağanın alnına uzattı. Cesareti takdire şayandı, 30 yıllık ağanın alnına silah dayamak ölüm fermanını yazmakla birdi. "Önce seni, sonrada tüm aşiretini yok ederim!" Olan biteni konağın kapalı perdelerinin ardından seyreden Zilan hanımağa kocasına yapılan hakarete bir hayli öfkelenmişti fakat elinden dua etmek dışında birşey gelmiyordu.

Amed, Silahın ağzını aniden gökyüzüne çevirdi ve dışarı çıkmayı bekleyen kurşunu serbest bıraktı. Kurşun gür bir sesle semaya yükselirken Amed ağa da yeniden atına binmiş ve Duran konağını hızla terk etmişti.

Atı öyle hızlı koşturuyordu ki; Öfkesini ondan çıkartıyordu. Kardeşinin ihaneti onu boğuyordu, hayallerinde beline kırmızı kuşağını bağlayıp telli duvaklı babaevinden çıkartmak varken, kardeş katili olacaktı.

At, Mardinin etrafında dört dönmüştü. Amed ağayı görenler korkudan ne yapacaklarını şaşırıp buldukları ilk yere saklanıyorlardı, hal böyleyken iki konağın hanımağası da göz yaşı döküyordu.

Ferzan aşireti ne olursa olsun öldürülmelerinden yana olacaktır zira kaçan kız onlarındı ve Amed ağa dahil aşiretin hiç bir üyesi davullu zurnalı düğün yapılmasını istemiyordu. Amed ağaya göre ihanetin affı olmaz ve cezasız kalmaz.

"Ne olacak şimdi ağam?" Zilan hanımağa bu sorunun cevabından korksa da sormaktan çekinmedi. Şükran ağa konağa giren ufak oğlu Mahiri görünce öfkesini ondan çıkartarak sol yanağına 5 parmağının izini bıraktı. "Ulan eşek oğlu eşek! Adam babanın alnına silah dayıyor, evini haneni basıyor sen hala zamparalık peşindesin!" Mahirin meyhaneden geldiğini ve herşeyden habersiz olduğunun farkındaydı zira ayakta duracak takati yoktu ve kibrit çakılsa havaya uçacak kadar alkollüydü.

"Anlamadım, çi bû?" Mahir yerden destek alarak kalktı ve babasına ne olduğunu sordu, bu soru Şükran ağanın öfkesine öfke katmıştı. "Ne oldu diyeyim sana. Ağabeyin Ferzan ji eşîrên kızını kaçırdı!"

Mahir duyduğu şeyle ufak bir şok geçirmişti. Abisinin bunu yapacağına zerre kadar ihtimal vermiyordu zira Mirzan töreleri kardeşinden çok daha iyi biliyordu ve bu güne kadar tek bir hareketi bile töreye aykırı gitmemişti.

"Ne diyorsun sen baba? Ağabeyim yapmaz." Şükran ağanın öfkesi git gide katlanıyordu. Ailesinin ona yardım etmesi gerekirken yaptıkları tek şey onu daha da bunaltmaktı.

PEVEDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin