Pêvedan-28

16.9K 601 46
                                        

Depoda gözlerini ilk aralayan Osman olmuştu, önce nerde olduğunu algılamaya çalıştı ardındanda yan tarafındakinin kim olduğuna baktı. Gördüğü kişiyle telaşlanan Osman ağzındaki bant'a rağmen Hicrana seslendi, sesi buğulu çıkmıştı ve henüz Hicranı uyandıramamıştı. Bir kez daha seslendi, sesi yine buğulu çıkmıştı ancak bu kez Hicranı uyandırmayı başardı.

Ağır ağır gözlerini aralayan Hicran, ellerinin ve ayaklarının bağlı olduğunu fark edince telaşlanmıştı zira bu da bir çocukluk travmasıydı. O da Osman'a seslendi ancak onunda sesi buğulu çıktı, aralarındaki bu konuşmayı üst kattan duyan Selim bilmiş bir tavırla merdivenlerden ağır ağır indi ve dalga geçer gibi konuştu. "Amma ses yaptınız he." Osman öfkeyle kaşlarını çattı, Hicranda öyle yaptı ancak şu an Korkusu öfkesinden ağır geliyordu.

"Merak etmeyin senin abine seninde kocana mesaj attım, gelip kurtaracak sizi." Selim cebinden çıkardığı deri eldiveni ağır ağır ellerine geçirmeye başladı, yüzünü ise çarpık bir gülüş sarmıştı. "Ama önce biraz eğleneceğiz." Önce Osmanın ağızındaki bantı çıkardı Selim, ardındanda Hicranın. İlk kurbanı ise Osman oldu.

Sol gözüne yediği yumrukla sarsılan Osman, kafasını çevirdiğinde gülümsüyordu. "O*spu çocuğu!" Osmanın bunu söylerken sergilediği rahat tavır Selim'i sinirlendirmişti. Hızla bir yumruk daha salladı, bu sırada depoda Hicranın çığlıkları yankılanıyordu. "Osman! Selim yapma!" Bir kaç yumruk daha yedi Osman, önce kaşı sonra dudağı patladı, son yumruksa burnunun kanamasına sebep oldu. "Osman iyi misin! Allah belanı versin Selim!"

Hicranın bu çığlığı, Selim'in dikkatinin ona kaymasına sebep oldu. Adımları Hicrana yönelen Selim'in arkasından Osman bağırdı. "Eğer ona dokunacak olursan seni ben öldürürüm Piç!" Bunun üzerine önce saçlarını okşadı Selim, ancak Hicran kafasını öfkeyle geri çekince Selim'in pis tokatına maruz kaldı. Yendiği tokatla yan tarafa dönen Hicran bir süre öyle kaldı, "Hicran! Çek lan o pis ellerini!" Osmanın haykırışları Selim'i keyife getiriyordu.

Yeniden Hicranın saçlarını okşadı ancak bir anda öfkeyle kavradı saçını ve yeni bir tokat attı. "Amed o elini g*tüne sokacak biliyorsun dimi?" Selim bu kez Hicranın ellerini ve ayaklarını çözüp saçından tutarak sürüklemeye başladı. Herşeyi çaresizce izleyen Osman delirmiş gibi bağırıyordu. Yere kapaklanan Hicran, ellerini soğuk zemine koyup evliliğinin ilk gününü hatırladı.

O günde böyle yere düşmüştü, Amed tam kafasına sıkıyordu ki Osmanın sayesinde vazgeçti. Hicran bunları düşünürken Selim omuzundan tutup düz çevirdi ve tokatlarını peşisıra atmaya başladı. Sancılanan Hicran, Hiç bir şekilde ağlamıyordu ancak bebeği için çok endişeliydi. "Selim! Öldürücem seni Piç kurusu!" Osmanın bu bağırışları Selim'in umurunda değildi.

Hicranın dudağı ve burnu kanamıştı ancak Selim durmuyordu. O tokat yerken Amed de Konak'ta deliriyordu! Her yeri kırıp dökmüştü artık misafirler bile umurunda değildi. Başta Ferzan aşireti olmak üzere Hünkar, Şahoğlu, Duran, Duralhan, Kurter aşireti de dört bir yana dağılmıştı. Selim, hızla Hicranın dizlerinden kalkıp cebinden telefonunu çıkardı ve fotoğrafını çekti.

Yendiği tokatlar yüzünden kendinden geçen Hicranın sancısı çok artmıştı, bir anlığına doğurduğunu bile düşündü ancak şu an doğurursa bebeğinin yaşamayacağı gerçeği onu bu ihtimali düşünmekten men ediyordu. Kırılan telefonu yeniden titredi Amed'in, bu kez gönderilen fotoğraf tüm Mardin'in zararına olmuştu zira Amed, Hicranı yerde kanlar içinde baygın görünce belindeki silaha sarılıp etrafındaki herşeye ateş etmişti.

Konağın içi kırılan mobilyaların parçalarıyla dolmuştu, Amed hala öfkesini dindiremiyordu neyseki beklenen haber Hünkar aşiretinden geldi. Hızla Şehmuz kahya içeriye girdi ve Aşiretinin ağası Üzeyir ağanın önünde düğme ilikleyip müjdeyi verdi. "Bulduk ağam, Mardin'in çıkışındaki eski tütün fabrikasındalar." Üzeyir ağa Sevinçle bastonundan destek alarak kalktı ve Amed'in yanına gidip omuzunu sıvazladı. "Haydi git al karınla kardeşini."

PEVEDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin