Pêvedan-24

19K 657 35
                                    

Rojda, Selimden kaçıp koşarak Ferzan konağına geldi, avludaki iki büyük tahta kapıyı kırar gibi açıp içeriye girdi ve olağan sesiyle bağırdı. "Abla! Hicran abla!" Odasında kocasına sarılarak uyuyan Hicran henüz kardeşinin sesini duymamıştı fakat Osman, Kûreyşa hanımağa ve Diyar ağa çok net duymuştu. "Rojda? Ne oluyor?" Kûreyşa hanımağanın sorduğu soruya cevap verip zaman kaybetmek yerine bağırışını yineledi.

"Hicran abla!" Ve nihayet Hicran derin uykusundan uyanıp şaşkınlıkla etrafa bakındı. "Amed? Bu ses ne?" Karısı gibi Amed de uyanıp şaşkın gözlerle etrafa bakındı. "Rojda galiba." Hicran hızla ayaklandı ve cama koşup avluda kimin adını haykırdığına baktı. "Rojda!" Korkuyla geriledi ve koşarak odadan çıkıp avludaki kardeşinin yanına indi fakat aynı anda Selimde Ferzan avlusuna girdi.

"Abla!" Rojda koşarak ablasının arkasına saklandı, bunu beklemeyen Amed karısının iki adım önüne geçti. "Rojda kes ağlamayı şuraya gel!" Selimin bu emri karşısında Hicran kaşını kaldırıp bir kaç adım üzerine yürüdü, herşeyi terastan izleyen Osman ise Rojdaya seslenip yanına gelmesini işaret etti. Ablasından müsaade alan Rojda koşarak Osmanın yanına gitti. "Ne oluyor Selim?" Her ne kadar Hicran konuşsada Amed daha ön plandaydı.

"Hicran abla bilmediğin şeyler var araya girme!" Bunun üzerine Hicran bilmiş bir tavırla sordu. "Yok ya neymiş o bilmediğim şeyler?" Selim, Hicranın üzerine yürüyünce Amed önüne geçip kendisinden 2-3 santim kısa Selimi omuzundan itti. "Aslan geri bas!" Bu korkutucu bir uyarıydı. Sinirlenen Selim, Rojdayı bitirecek o şeyi bağırarak söyledi. "İyi o zaman herkes duysun," Korkuyla gerileyen Rojda, Osmanın arkasına sığındı.

"Rojda hamile!" Duyduğu şeyle yıkılan Hicranı, Amed tuttu tıpkı Osmanın Rojdayı tuttuğu gibi. "Ne!" Diye kükredi Diyar ağa ve tüm gözler Rojdaya döndü. Hicranın gözünden akan yaş bir anda öfkeye dönüştü ve Amed engelini aşıp Selimi boğdu. Hızla yakalarından kavradığı Selimi bir kaç kez silkeledi ve yüzüne yüzüne olağan sesle bağırdı. "Ne diyorsun ulan sen!" Araya giren Amed, karısını tuttuğu gibi arkasına aldı ve Selimin üzerine yürüdü.

"Bana bak benim evimdesin ayarımla oynama bas git!" Fakat Selim gerilemedi. "Ne var yalan mı? Rojda benim bebeğime hamile!" Bu bardağı taşıran son damla olmuştu, bu kez hamle hiç beklenmedik bir yerden geldi. "Abi! At şunu dışarıya yoksa fena olacak!" Daha iki gün önce kendini odaya kapatan Osman bu kez ilk defa kekelemeden konuşmuştu.

Amed'in kaş işaretiyle Şivan kaha Selimi tuttuğu gibi avludan dışarıya çıkardı ve kapıyı yüzüne kapattı, artık Rojda, Osman, Amed ve Hicran baş başaydı. Hicran koşarak üst kata çıktı ve kız kardeşini kolundan kavradığı gibi sürüklemeye başladı, tam odaya giriyordu ki arkasından gelen Osman ve Amed'e dönüp işaret parmağını tehditkar bir şekilde salladı. "Hiç biriniz gelmiyorsunuz beni kardeşimle yalnız bırakın!" Bu kükreyişten sonra odanın kapısı iki ağanında yüzüne kapandı.

Yatağa savrulan Rojda ağlayarak elleriyle yüzünü kapattı. Hicran delirmek üzereydi, hiç bir yere sığamıyordu fakat öfkesini bastırıp kardeşiyle sağlıklı bir iletişim kurmak için göz hizasına çöktü. "Rojda bana bak!" Rojda yapamadı, öyle utanıyorduki ablasından, onu düşürdüğü durumdan; Yüzü kıpkırmızıydı. "Rojda bana bak dedim!" Hicran daha fazla dayanamadı ve bağırarak kardeşinin yüzündeki ellerini tutup çekti.

"Abla özür dilerim." Rojda bunları ağlayarak söylemişti. "Özür dilemek için çok geç kaldın!" Bunu üzerine Rojda derin bir iç çekip "İsteyerek olmadı." Dedi. Hicran duraksadı, ne anlama geliyordu bu? Durup düşündü ve sordu. "Ne demek o?" Rojda burnunu çekip bakışlarını yere indirdi. "Selim bana tecav.." Hicran devamını dinlememek için elini dur dermişcesine kaldırdı.

PEVEDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin