Bölüm 20

87 3 0
                                    


Sabah kalktığımda ilk işim Volkanı aramak oldu. Volkanın anlattığına göre çocuklarla psikiyatrisin görüşmesi gayet iyi geçmiş; doktorun çocukların ikisine de kısa bir süreliğine ilaç verdiğini, birkaç ay daha tekrar kontrole gidileceğini söyledi. Selda'nın muayene ücretini nasıl hallettiğini sordum, Volkan da kendisinin hallettiğini söyleyince borcumun ne kadar olduğunu sordum. O da durumumu bildiğini söyledi, daha sonra borçların bitince hallederiz diye geçiştirdi. Selda'nın paraya ihtiyacının olabileceğini düşündüğüm için telefon edip para vermeye geleceğimi söyledim. Gel ya da gelme demedi sadece "Tamam." dedi. Annem uyandığımı anlayınca çayın hazır olduğunu söyledi. Bir bardak çay içip hemen evimin yolunu tuttum. Bu sefer niyetim ısrarcı davranarak eve girmek ve Selda ile oturup konuşmaktı. Ne zamana kadar annemler de kalacaktım. Nereye kadar çocuklarım tedavisini geriden izleyecektim. Tamam, istenmeyen ve kimin yaptığı bilinmeyen bir olay yaşamıştık, suçlu da bendim ama suçumu da kabul ediyorum. Bu babalık hakkımdan vazgeçtiğim anlamına gelmemeliydi. Dairemin önüne gelince kapıyı her zamanki gibi Selda açtı. Kapı tam açılmamış yarım açılmış, açılan yerde de Selda duruyordu. Suratı asık, moralli de bozuktu.

-Kusura bakma sabahın erken saatinde seni rahatsız ettiğim için...

-Önemli değil parayı getirdin mi?

-Evet, getirdim ama seninle konuşacaklarım var.

-Ne konuşacaksan söyle!

-Kapı önünde konuşmamı beklemiyorsun herhalde.

Selda başını çocukların yatak odasının olduğu tarafa çevirdi:

-Peki, içerde konuşursun ama çocuklar uyandığı zaman gidersin.

-Tamam, giderim sorun değil...

Kapıyı tamamen açtı ve içeri girdim. Oturma odasına doğru yöneldim ve daha önce sürekli oturduğum koltuğuma geçtim. Her insanda olur mu bilmiyorum ama evde kendinizi ruhen rahat hissettiğiniz bölümler, odalar ve yerler vardır. Ben de evde bu koltuktan başka yerde oturduğumda kendimi hep rahatsız hissetmişimdir. Selda da karşıma geçti:

-Evet, ne konuşmak istiyorsun?

-Biliyorum son yaşanan olayların başlangıcında ben suçluyum. Ama bu başımıza gelen belayı benim istediğimi söyleyemezsin. İnan olaylar yaşandı yaşanalı çocukların içinde bulunduğu duruma en az senin kadar ben de üzüldüm, ben de parçalandım, ben de yandım. Ben bana yapılanlara hiç aldırmadım bile. Nefes aldığım her anım çocuklara yanıp tutuşmakla geçiyor. Sende annesin sana da hak veriyorum ama ne olur sende beni biraz anla.

-Senin neyini anlamamı istiyorsun? Sana çocukları tatile götür dediğimde götüne kendi elinle taktığın borcu düşünmeyip benim sözüme gitmiş olsaydın şimdi bu sorunları yaşamamış olacaktık. Tabi sen erkeksin ya her şeyi en iyi sen bilirsin! Paragözlük yapıp hepimizi yaktın. Şimdi gelmiş beni dinle diyorsun. Babalık yapmak yeni mi aklına geldi? O zaman bu aklın neredeydi?

-Ne yani ne yapmamı istiyorsun bana onu söyle yapayım. Sen rahatlayacaksan mutlu olacaksan öl de kendimi öldüreyim!

-Artık yaşasan da ölsen de benim için pek fazla bir anlam ifade etmeyeceğini bilmeni istiyorum. Zaten çocuklarım babasız kalmasın babadan yoksun olmasın diye boşanmıyorum senden. Eğer çocukların boşanmamıza üzülmeyeceğini bilsem şimdi bir dakika bile beklemez sana boşanma davasını çoktan açardım. Ama yaşananların üzerine boşanma olayı da tuz biber olmasın çocuklara diye sesimi çıkarmıyorum. Yat kalk başlarına felaket getirdiğin çocuklara dua et.

-Selda bana karşı bu kadar acımasız olma ne olur. Hata yaptığımı kabul ediyorum. Bana bir şans daha ver ne olur. Beni çocuklarımdan mahrum etme lütfen. En azından çocuklarıma kendimi affetme fırsatı ver bana. Çocuklar kendilerini toparlayınca boşanmak istersen yine boşanalım ama şimdi yapma bunu. Borçlarım yüzünden çevremdeki insanların söyleyeceği sözlerden çekindim, yanlış yaptım biliyorum. Ama şimdi karar aldım bankalara olan borçlarımı ödemeyeceğim. İnsanların benim hakkımda ne diyeceği hiç umurumda değil. Hüseyin'in maaşına haciz gelmiş demeleri beni ilgilendirmiyor artık. Çocuklarımızın tedavisini rahatlıkla yaptırabiliriz. Olmazsa hep beraber tatile de çıkabiliriz. Çocuklar da ortamdan uzaklaşır belki biraz rahatlarlar. Hatta tayinimi senin istediğin, kimsenin bizi tanımadığı bir yere aldırmamız daha iyi olur.

-Bakıyorum bu olaydan sonra aklın başına gelmiş. Daha önce neden böyle düşünüp konuşmuyordun. İllaki başımıza bir şey mi gelmesi gerekiyordu. Kıçın sıkışınca her zamanki gibi sorunlardan kaçmayı düşünüyorsun. Ben hiçbir yere gitmiyorum. Sen istediğin yere gitmekte özgürsün.


Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin