Bölüm 6 - VOLKAN DA OLMASA-

231 7 0
                                    


         Tam taksi çağıracaktım ki arkamdan hastanede çalışan bir personel genel cerrahın beni görmek istediğini söyledi. Tekrar hastaneye girerek cerrahi polikliniğe gittim. Hiç sıra beklemeden içeri girdim. Doktor beyle tokalaştıktan sonra nasıl olduğumu sordu. Aynı bildiğiniz gibiyim diye cevapladım. Bana reçete yazdığını ve İlaçları kullanmam gerektiğini ayrıca da on gün rapor verdiğini söyledi. Teşekkür ederek odadan çıkıp bir taksi çağırıp adliyeye savcılığa gittim. Oradaki memur savcının bir işi çıktığını ve dönene kadar beklemem gerektiğini söyledi. Hayatımda ilk defa bir savcı ile görüşecektim. Savcının odasını gören bir duvara yaslandım. Başımın ağrısı hafiflemişti ama arada bir zonklama şeklinde ağrı gelip gidiyordu. Ama ensemi ellediğimde enseme yakın yerde bir şişlik elime geliyordu. Adliye sarayına giren çıkan kişilerin çokluğu dikkatimi çekti. Demek ki birçok kişinin derdi sorunu var diye geçti aklımdan. Bunların arasında tecavüze uğrayanların da olabileceği ama hayatın devam ettiği yaşadığım olayın değişik şekillerde başka insanlarında başına gelebileceğini, insanoğlunun bir şekilde bu olayların üstesinden geldiğini benimde gelmem gerektiğini düşündüm. Ama hadi kendimi saymıyorum, çocuklarım bu yaşadıklarını nasıl atlatacaktı acaba? Orada beklerken tanıdıklar beni görünce hayır mı? Neden bekliyorsun? Diye soruyor onlara küçük bir işim var diye cevap veriyordum. İnsanlara neden yalan söylüyordum bilmiyordum. İnsanlara gerçeği anlatsam ne yapabileceklerdi ki zaten. Yaşanmış olay tarihini bir gün öncesine mi çevireceklerdi. Bunun cevabı tabi ki de hayırdı. Belki de yalan söylememeliydim. Belki de benim yaşadıklarımdan ders alırlar ve ıssız yerlere gitmezlerdi. Ama bizim insanımız bu konuları dinlemeyi çok sever saatlerce dinler ve en ince ayrıntısına kadar sorup öğrenmek isterlerdi. Onlara bunu anlatacak kadar ne vaktim vardı nede boş zamanım. Aradan iki saat geçmesine rağmen savcı hala görünmüyordu. Onca derdin sıkıntının arasında beklemek iyice canımı sıkmıştı. Eve gitmek uyumak istiyordum. Öğlen yemek istirahatine de az bir zaman kalmıştı. Eğer savcı gelmezse benim iş öğlen sonuna kalacaktı ki savcının odasına şık giyimli kravatlı birisinin girdiğini gördüm. Bende hemen savcının odasına doğru yürüdüm. Odanın kapısını vurdum ve içeri girip savcının kâtibinin gözünün içine baktım. Kâtip savcı beye benden bahsetti. Savcı oturmamı söyledikten sonra olayı anlatmamı istedi. Ben anlatırken arada bir sorular soruyordu. Olayın tamamını anlattıktan sonra

---apo kısaltması bu bölgede hangi isimler için kullanılır?

--.sadece Abdullah ismi olanlar için kullanıldığını biliyorum

---kaç tane Abdullah isimli şahıs tanıyorsun?

---tanıdığım kişilerin seslerini tanırım apo denilen kişinin sesini daha önce hiçbir yerde duymadım.

--- sana ya da ailene düşman olan biri var mı?

---daha önce kendisini hiç görmediğim Abdullah Özyurtsever diye bir şahıs var. Yakın bir dostumun eski boşandığı eşinin kardeşi. O şahıs da yurt dışında yaşıyor.

---sana neden kin ve düşmanlık duyduğunu düşünüyorsun.

---dostumun eski eşi leyla kendisinin boşanmasında benimde rol oynadığımı düşündüğünü birkaç arkadaşına anlatmış. Onlardan da kulağımıza geldi.

---Arkadaşının eski eşi hangi mahallede oturuyor biliyor musun?

---Evet, en son bildiğime göre toplu konutlarda yani toki de oturuyordu. Ama açık adresini bilmiyorum.

---Tamam, gidebilirsin. eğer aklına unuttuğun, şüphelendiğin kişiler gelirse bana bildirmeni istiyorum.

---Tamam efendim. İyi günler.

Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin