Bölüm 60

87 2 0
                                    



       Daha sonraları birkaç kez daha mahkemeye çıktım ama onlarda sadece Selda'nın ve volkanın avukatları vardı kendileri gelmemişti. Kimsenin davacı olmamasına rağmen mahkeme bana dört yıl ceza verdi. Ceza evinde bulunanlar içinde gruplaşmaların olduğunu biliyordum. İnsanlar uğraşacak bir şey bulamadıkları için birbirleriyle uğraşıyorlardı. Kaldığım koğuşta her türden insan vardı ama özellikle ruhumun hiç sevmediği ve yüzüne bile bakma tenezzülünde bulunmadığım yirmi beş otuz yaşları arasında olan ve bir erkek çocuğuna tecavüzden yakalanmış sapık bir şahıs vardı. Benimle birkaç kez konuşmaya ve diyalog kurmaya çalışmış bende onunla muhatap olmamış ve dikkate de almamıştım. Benim bu davranışım onun bana kin beslemesine neden olmuş olmalı ki bir gün banyo yaparken yanıma yaklaşıp bana barajda üç kişinin hem beni becerdiğini hem cinsel organlarını ağzıma aldığını bildiğini bu nedenle kendisinin de benimle ilişkiye girmek istediğini söyleyince tüm bedeni mi ve benliğimi büyük bir korku sardı. Ben gardiyan diye bağırmaya başlayınca da yanımdan ayrılırken Ne kadar direnirsem direneyim bu istediğine eninde sonunda ulaşacağını en iyisi mi kendisine karşı koymadan ve direnmeden dediklerini yapmam gerektiğini söyleyip gitti. Bu olaydan sonra artık geceleri de huzursuz uyumaya başlamıştım günden sonra Yastıklar gözüme edata bir diken gibi batmaya başlamıştı. Bir gün başgardiyana hapishane müdürü ile görüşmek istediğimi söyledim. Ama bu isteğimin üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen yerine getirilmedi. Bende savcılığa bir dilekçe ile başvurdum ve bu sapığı şikâyet ettim. Dilekçeme de uzun bir süre cevap gelmedi. Ama ne zaman sapıkla göz göze gelsem bana imalı imalı bakıyordu. Artık kendimi korumak için delici ve kesici aletler bulmak için arayışa girdim. Onları elde edebilmenin de tabi ki bir ücreti vardı. Bense sigara paramı bile zor karşılayabildiğim için o maliyeti karşılayamamış onun içinde korumasız kalmıştım. Tek çıkar yol koğuş ağasına durumu anlatmaktı. Bende öyle yaptım. Koğuş ağası işkenceyle adam öldürmekten dolayı hapishaneye girmiş ve duyduğuma göre yirmi beş yıl ceza almıştı. Koğuş ağası kendisini korumam karşılığında bazı şeyler yapmamın gerektiğini söyledi. bununda bir bedeli vardı elbette. Koğuş ağasının arkasında sürekli hizmet ederek çayını yemeğini önüne götürmek, ayakkabısını boyamak, söküklerini dikmek gibi işleri yapmaktı. Sapığa bulaşıp birimizin elinin kana bulamasındansa koğuş ağasına hizmet etmek en iyisiydi. Burada da tüm huzurum kaçmış sıkıntılar sorunlar peşimi bırakmamıştı. Bir gece koğuşta uyurken büyük bir bağrışma sesiyle uyandım. Doğrulduğum yatakta hiç hareket etmeden oturdum. Koğuş adeta birbirine girmiş, kim ne sakladıysa eline almış birbirlerine saldıran ve birbirlerini şişleyip bıçaklayan insanları korku içinde izledim. Kavganın çıkma sebebi bizim koğuşa birkaç günlüğüne geçici olarak getirilen daha bıyıkları yeni yeni terleyen beyaz tenli bir gencin yatağına sapığın girmek istemesi ve çocuğun bağırması sonucunda koğuş ağasının yanında yer alanlar tarafından sapığa müdahale edilmiş ve bu müdahale sonrasın da büyük bir kavga çıkmıştı. Bu yaşanan olaydan sonra sapık başka bir koğuşa gönderilmişti ve bende derin bir nefes almıştım. Ama koğuş ağasına hizmetim korunabilmek için devam etti. Artık kim ne söylese, ne emretse ikiletmeden yerine getiriyordum. Yaşı benden küçükler bile benimle alay ediyor eğlenmek için şaka yapıyorlardı ama hiç birisine ses çıkarmadan yapılan boyun büküyordum. Kimseyle bir kelime bile konuşmuyordum ve kimseden hiçbir istek de bulunmuyordum. Param olamadığı ve kimsenin bana göndermediğini bilen koğuştakiler bana günde birkaç dal sigara veriyorlardı. Keşke beni tek başıma bir hücreye koysalar diye Allah'a çok dualar ediyordum. Çünkü insanların bırakın yüzünü görmeyi seslerine bile tahammül edemez hale gelmiştim.

Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin