Bölüm 15

135 4 0
                                    

-Sadece sorun cinsellik de değil. Artık benimle fazlada ilgilenmiyor. Aynı evde yaşayan iki yabancı gibiyiz sanki. Uzun bir zamandır ağzından güzel bir söz duymadım. Hadi bunu da geçtim. Kendisine lazım olur diye verdiğim kredi kartının birini annesine bıraktığını söylüyor. Diğeri ile Ankara'da alışveriş yaptığını gelen hesap özetlerinden takip ediyorum. Tamam, onu anlıyorum. Ama annesine bıraktığını söylediği kredi kartı eski boşandığı eşine yakın yerlerdeki marketlerde, akaryakıt istasyonlarında, tekellerde kullanılıyor.

-Ya Volkan o kartını kızına bırakmıştır. Tamam, o konuda sana yalan söylemesi iyi bir şey değil ama bu kartını tekrar isteyebilir ve kızına da parasal yardımda bulunması için Fatma'ya nakit para verebilirsin. Kızı kaç yaşına girdi Fatma'nın?

-Kemal'le yaşıt yani on sekizinde yanılmıyorsam.

-Bak işte kızının büyük ihtimalle erkek arkadaşı var ve o arkadaşında para olmadığı zaman kız da kartı kullanıyor demektir.

-Ne yani şimdi kızı erkek arkadaşıyla gece kulüplerine gidip sabaha karşı mı eve dönüyordur diyorsun?

-Orasını bilemem tabi ki. Ama iyice araştırıp öğrenmeden hemen suçlamanın iyi bir fikir olmadığını söylemeye çalışıyorum sadece.

-Hüseyin sence ben salak birisi miyim? Peki, şuna ne diyeceksin? Kullandığı cep telefonunun hattı biliyorsun ki benim üzerime kayıtlı.

-Evet, ne olmuş?

-Cep telefonlarım ayrıntılıydı ve bu ayrıntılar eve geliyordu. Ben şüphelenmeye başladıktan sonra adresi değiştirdim ve işyerime gelmesi için talimat verdim. Bana artık cep telefonunun ayrıntılarının eve gelmediğini söyledi. Ben de ayrıntıyı ve bilgilendirmeyi iptal ettirdiğimi söyledim. İlk başlarda her annesine gittiğinde saatlerde hiç bilmediğim bir numarayla konuştuğunu tespit ettim ve numarayı araştırdım. O numara eski eşine ait çıktı. Ankara'dan döndüğünde de aynı numara ile gündüz vakti benim evde olmadığım saatlerde sık sık görüşüyor.

-Sen de Fatma'ya o numarayı sorsaydın. Sordum tabi ki. Eski eşine ait olduğunu kabul etti. Ne konuştuklarını sorunca da kızının bazı problemler yaşadığını ve bu yüzdende görüşmek zorunda kaldığını söyledi. Sonrada neden cep telefonundaki numaralarını takip ettiğimi söyleyip bir ay boyunca bana surat astı.

-Dostum ne diyeceğimi bilmiyorum ama ben dostun olarak iyi araştırıp öğrenmeden ön yargılarınla hareket etmenin evliliğinize zarar vereceğini düşünüyorum.

-Verdi zaten. Bu gidişinde Kemal'i de yanında götürmesini söylediğimde buna karşı çıktı ve "Eğer bana güvenmiyorsan boşanabilirsin!", diye çıkıştı.

Bu söz üzerine fazla konuşmamak ve olayı derinleştirmemek için Volkan'a hiçbir cevap vermedim. Volkan'a göre kendi derdi çok büyüktü. Ama benim derdim de bana göre çok büyüktü. Ben kendi derdime yanmayı bırakamıyordum ki Volkan'ın kuruntularına yanayım diye geçirdim aklımdan. Eğer başıma yaşadığım olay gelmemiş olsaydı Volkan'ın bana Fatma'ya dair anlattığı bu konu üzerine saatlerce konuşur onu bir nebze de olsa rahatlata bilirdim ama şimdi bunu düşünecek hiç halim yoktu. Uzun bir sessizliğin ardından Volkan başını bana doğru çevirdi:

-Selda çocukları Ankara'da bir psikiyatriste götürmeyi düşünüyor. Çocuklar pek fazla uyku uyumuyorlarmış ve uyudukları zamanda özellikle Zeynep hıçkırıklarla uyanıyormuş.

Şimdi yine dengem değişmiş bir anda iki göğsümün arasına bir ağırlık gelip çökmüştü. Korktuğum her şey başıma gelmeye başlamıştı.

-Selda bana neden bahsetmedi ki bundan?

-Benden iyi bir çocuk psikiyatristi bulmamı istedi. Ben de Ankara'daki tanıdıklara telefon ettim ve araştırıp bana haber vermelerini istedim.

-Bulduğun zaman benim de haberim olsun en azından Selda'nın yanında ben de giderim. O tek başına bu yükün altından kalkamaz.

-Ben de Selda'ya sizi ben Ankara'ya götürürüm. Otobüste perişan olma iki çocukla dedim.

-Sağ ol dostum ama zaten sana yeterince yük olduk. Ben bir yolunu bulup onları götürürüm. Sen işlerinle ilgilen.

-Dostlar ne zaman lazım olur sanıyorsun. Sen karışma ben hallederim. Selda sana bu konuyu açmamışsa demek ki seninle gitmeyi düşünmüyor. Onları biraz kendi hallerine bırak. Bak göreceksin bu olayların üzüntüsü hafifleyince seni çağıracaklardır. Unutmadan sana şunu da söyleyeyim. Yerel gazete sizin yaşadıklarınızı haber yapmış. Ben de gazetenin sahibine ağzımdan geleni söyledim. Ama adamlarda insanların onurunu çocuklarının geleceğini düşünen yok ki adamlar bu bizim işimiz deyip sıyrılıyorlar.


Kimse Masum DeğildirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin